sinirsizbilgikaynagi
25 Ocak 2015 Pazar
..
Cok uzun zaman oldu.. Sacma sapan zorluklarimi, aptalliklarimi, kafa bulantilarimi kendi kendime soylene soylene yazmayali cok uzun zaman oldu.. Yazmayi kendi ufak basarilarimdan biri olarak gorurdum onu bile birakmisim cogu seyin sonunu getiremedigim gibi. Sonu gelen onlarca seyin guzelligini onemini anlamini sonradan farkettigim gibi bunun da elimde avucumda kalan nadir guzelliklerden oldugunu unutmus gitmisim. Aklima gelen, hayata gecirmek istedigim onlarca aptal basit sacma fikirden biriydi yazmak. Kimsenin okumadigini bile bile yazmakti zamaninda. Kimsenin umrunda olmasini istemedigim seylerdi zaten yazdiklarim da. Umrunda olanlar anlamazdi anlayan da zaten istedigim tepkileri veremezdi hicbir zaman. Ufak hesaplarimi yapardim hep aptal ve gereksiz sikintilarimi toplardim bi kenarda cozmeye calisirdim. Sonra da gurur duyardim satir aralarinda sokup cikardigim laflarla. Gurur duyulacak, sirtimin sivazlanacagi cok sey yapamadim aslinda.. Ufak ya da gec kalinmis, komsunun oglunun coktan kazandigi basarilari sundum onune.. Bak dedim ben de yaptim hadi gulumse. Mahcubiyetin en alasini yasatmaktan baska hicbisey basaramadim. Zaten herseye bir bahanem vardi neden olmasin ki.. Kucuk aklimla buyuk resmi gordugumu anladigimi ve yolumu cizdigimi sandigim her anda tokezlemeye mahkum degil miydim? Eksikliklerimi savundum hep.. O eksiklikleri hicbir zaman tamamlamaya calismadim.. Geri plana attigim her ya hallederiz anindan nefret ettim ama hicbirini halletmedim. Eline sadece iki parca anlamsiz kagit tutusturabildim.. Daha fazlasi yok iste.. Daha fazlasini yapabilecegim ama o sirada daha eglencelisi icin vazgectigim her an hic kaybetmeyecekmisim gibi yasadim hay lanet olsun.. Saygi sevgi sorun degildi ki ben de o kadar kotu degildim.. Ama aptaldim demek ki. Tamamlayabildigim her projem her fikrim her anlamsiz cabamin tum anlamini yitirecegi gunun gelecegini hic farketmedim.. Aptalligim buydu ve anlami hep eksik kalacak onlarca sey varken onumde hicbirini gerceklestirmeye halim kalmayacak.. Bunu farkedemedim de sadece hallederiz genisliginde yasadim.. Tek bi anin gelip halledilebilecek hicbiseyin kalmadigini ama elinde de sadece koca bir hiclik oldugunu farketmek koyuyor aslinda.. O sifirin ne kadar cabalarsam cabalayim asla bir bile olamayacagini gormek cok koyuyor.. Ufak hesaplarla devam edecegimi bilmek ve kazanacagim basarilarin ve sirtimi sivazlayacak ellerin eksikligini dusunmek, gosteremeyecegim kazanclar ve benimle gurur duyamayacak olmasi daha bir zor geliyor simdi.. Keskelerle ah vahlarla varamayacagim hedefler hala cok uzak benim icin.. Ne icin kim icin ama kendim icin ama cevrem icin ama niye ama ne anlami var ki zaten diye dusunurken kaciracagim ya da vazgececegim onlarca sey olacak yine.. Vazgecmedigim seyler de sadece anlik mutluluklarimla aynada kendime bakabilmemi saglayacak daha fazlasini degil.. Kazandigimi dusunup kendimi kandirdigim anlarda kaybettiklerimle yasanacak onlarca sey var hay nalet olsun..
25 Aralık 2011 Pazar
Paralel Evren İhtiyacı Gözetmeksizin Alternatif Medeniyet İnşaası
"Loop a bak.. yılın başı sonu bir oldu.. yeni yıl senden daha da vahşi bir performans bekliyorum.. Bu sefer bizzat gel .ıç elime yüzüme.." 2010 bitişini bu cümlelerle kutlamıştım.. Yüce karma sana sonsuz teşekkürler..
Sıfırdan başlamak zor.. Uzun zamandır yazı yazılmıyor.. plan yapılmıyor ya da hesaba kitaba girilmiyor.. nasıl olsa her zaman olduğu gibi yine kendince akıllıca planlar yaparak aynı hatalara düşme yüzdesi olağandan yüksek.. Kendini aptallaştırmaya çalıştıkça daha dikkatli ama çoğu zaman daha boş şeylerle vakit kaybederek hala inatla gördüğü herşeyi herşeye yoran ekleştiren gören düşünen yoran araştıran kuran etkilenen ama etkileyemeyen değiştiremeyen gücü yettiğinde konuşan ama içlerinden sadece cımbızla o da hafif alkollü ya kendince ciddi olabilecek bir ortamda söylenmiş ince ya da kara mizahi bolca trajikomik kelimeler bütünü çekilebilecek kadar (aslında) gereksiz bir yığın oluşturmayı seven şaşırtıcı şekilde stabil ama yine de önceden tahmin edilemeyen insan gibi düşünüp zombi gibi yürüyen ve tabi ki kendini tanımlayabilmek için bile bomboş sayfaları karıştırıp ya nasıl olsa saçma olacak yaz sen boşveriver diye düşünen kalabalık aklı karşık ve her türlü kaos ortamında yalnızım la ben diyen bireyin halihazırda kurulu medeniyetten zihnen kaçışı ve saah uyandığında aynı lanetleri yağdırması hikayesi.. Nasıl yazıcam lan ben bunu??
Fuck off you little cunt..
2011 için güzel başlangıç.. En güzelinden içkilerin yuvarlandığı türlü geyiklerin döndüğü ama bir mesaja bir soruya bile cevap alınamayan ve akıllarda yenilen nanelerden çok bunun kaldığı saçma sapan başlangıç.. Yeni yıla nasıl girersen öyle devam eder muhabbeti.. Oturup üç kuruş aklınla düşünmekten burnun kanarken yaptığın planların elinde patlaması sana bir fikir vermedimi diye sordu biri.. hayır dedim.. mevcut düzlemde insani muamele önemli olmalı..
Medeniyette İnsan Faktörü: İnsan tanımının mevcudiyetini koruması şartıyla beraber insaniyetin yeniden tanımlanması şarttır.. Beşeri düzeyde kimse eşit değildir.. Ancak eşit olan şey mecburen aynı havayı solumak ve eşit olmasa bile aynı kaynaklardan beslenmektir.. Yaşamsal faaliyetlerin devam ettiği her ortamda en büyük eşitlik bireylerin birbirine beşeri farklılıkları gözetmeksizin saygı göstermesidir.. Saygı, ucu açık bir kavram değildir.. Değiştirilemez ve esnetilemez.. Öğrenilmesi bireyin kendi sorumluluğundadır..
2011 için güzel başlangıç.. Gerçekten.. İnsan aklını kurcalayabilecek her türlü paranoyaya karşılık tek bir düşünce kurtarabilecekken beni (kim kimle ne bok yerse yesin lan) ben kalkıp neden sorusunu sormaya devam etmekteydim.. bir sene öncesini büyük bir iştahla yemiştim nasıl olsa bu seneyi de aynı teranelere kurban etmemeliydim.. Akıllı olduğumu savunduğum ya da ne var lan ben böyleyim diyip işin içinden sıyrıldığımı sandığım her anda aynı bataklıkta debelenmeye devam ettiğimi fark etmiştim.. 2011 iyi geçmeliydi ve geçecekti.. Aynı hatalara düşmeyecek aynı belalara sürüklenmeyecektim.. Yeni için çaba göstermek aynısını yaşamaktan daha zordu ve kesinlikle daha eğlenceliydi..
Medeniyette tekrar sadece yığıntı yaratır: İyi ya da kötü herhangi bir şeyin tekrarlanması hayatı sıradanlaştırır.. Bireylerin iyi olanı tekrar etmesi bir süre sonra monotonluğa ve kişiler arasında fikir ayrılığına yol açar.. İyi olanın tekrar yerine yeni olanı bulma ve kullanma daha efektif bir çözüm olmalıdır.. İyi olan sadece hatırlanmalı ve belli dönemlerde kutlama amaçlı tekrarlanmalı arta kalan zamanda yenilikçi fikirler için zaman harcanmalıdır.. Kötü olanı tekrar etmek saygısızlıktır..
Sosyal kaygılarla dolu 2011.. tek başına kendini idame ettiremeyen bir insanın çoğalma ya da bazı anlarda çoğaltma gayretine girmesi aslında sırtlanmaması gereken sorumlulukları kendisine en birinci görevmiş gibi görmesi ve sonuçta o sorumlulukları yerine getirir gibi görünürken daha çok yorularak hata yapması alışılageldik bir durumdur.. ardından o sorumlulukların kendine ait olmadığını öğrenmesi ya da öğretilmesi elinden oyuncağı alınmış bir it sıpası kadar ağlak bir bireye dönüşmesine yol açacaktır..
Medeniyette sorumluluk bireye aittir: Kimse kimseden sorumlu değildir.. Kişinin kendine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesi ve bunun dışında bir kaygısının olmaması şarttır.. Herkes kendinden sorumlu olduğu ve kaygı güdülmeden saygıya dayalı iletişim kurulduğu sürece bireyler arası ilişkiler gerektiği düzende ve düzeyde ilerleyecektir.. Bu kural sadece birey kendine karşı olan sorumluluğunu yerine getirmeyip hatalı olarak çoğaldığında küçük bireye karşı yok sayılabilir..
2011 hafif sinirliydi.. Yaptığım onca hataya rağmen en fazla bir ay kabuğuma çekilip sinir ve stresle kendimi yedikten sonra tekrar aklımın bir kenarında sinir ve stresli olduğum anları tutarak kendimi görünüşte farklı ama özünde aynı hataları yapmak üzere dışarı attım.. Yedim içtim gezdim hobiler edindim aklımca icatlar kuramlar derken boş boş zaman geçirdim.. Daha sakindim ama yeri geldiğinde ortalığı yaktım yıktım.. Zira haklıydım..
Medeniyette kontrol mekanizmaları: Her birey saygılı ve kendinden sorumlu olduğu halde Düzenin sağlanması adına önceden belirlenmiş kurallara uyulması gerekmektedir.. Kaosun engellenmesi için ödül ve ceza mekanizmaları kesin ve değişmez kurallara tabidir.. Medeni toplum düzenini etkileyecek her türlü tahrik ve taşkınlık kesinlikle toplumdan dışlanmayı gerektirir.. Düzeni geliştirmeye yönelik her hareket ise karşılığında maddi bir ödül verilmeyecektir.. bu her bireyin görevi olduğu gibi kesin bir sorumluluğu değildir..
2011 de yine yeni bir şey olmadı.. Sadece şunu söyleyebilirim.. Aynı insanlarla aynı kısırdöngüde konuştum didiştim savaştım ve seviştim..
Beklentileri çok yüksek tuttum o kesin.. Haliyle konuşmalarım da o kadar derin oldu.. hiçbir zaman boş konuşmadım.. Gereksiz tek bir kelime çıkmadı ağzımdan.. O kadar mantıklıydım ki karşımdaki çoğu zaman anlamakta zorlandı.. anlamadığı yerlerde soru sormak yerine sadece kendi ufak aklıyla yorumlamak zorunda kalan basit insanlarla konuşmuş olmaksa benim hatamdı..
Kendimi hep haklı gördüm.. Haliyle karşımdakinin saçma sapan değer yargılarını yıkıp yerine daha iyisini daha güzelini koymak için tartıştım.. kimsenin kötülüğünü istemediğim koskoca bir yıl oldu.. sonuçta tartışmalarımın tamamı karşımdakini kendim gibi düşünmeye zorlamak istediğimdendi.. Haklıydım bu sene zira.. Aklımın en derinlerine beynimin her kıvrımına parmağımı soktuğum seneydi.. düşünmem ve gelişmem gereken bir yıldı.. ama karşımdaki insanlar asla bu ihtiyacı hissetmediklerinden tartışmam gerekti..
Yel değirmenleri karşımdaydı.. O yüzden savaştım.. elimde kılıcımla mızrağımla koştum üstlerine ama zırhımı geride bırakmıştım.. dinlemeyi sevdim ama bağıra çağıra da cevap verdim.. Savaştım çünkü onurumu ve haklılığımı korumak zorundaydım.. Yeri geldi sadece aklımı korumak için savaştım.. onu kaybetmemem gerekiyordu.. beni ben yapan her şey o koca kafanın içindeyken kelle koltukta savaştım.. Yeri geldi aklımı kenara koydum hislerimi koruyabilmek için savaştım.. üç kuruş aklıma yarattığım insan modellemesini elimde tutabilemk için savaştım.. Genellikle her ikisinde de kaybettim..
Yeterince seviştim.. Hem de beni (hiçbir zaman böyle bir şey söylemediğim halde) inançsızlıkla suçlayarak benle aynı derecede ve yeri geldiğinde daha fazla içerek sıçarak gezerek tozarak otuyla hapıyla (Allah belanızı versin gerizekalılar) coşan insanlarla seviştim.. bana göre hava hoşken iki saat sonrasında ama sen inanmıyosun diyenlerle seviştim.. Bu durum 2010 la aynıydı.. umarım 2012 de de aynı olur..
Not: Medeni insan ot kullanmaz.. İhityacını hissetmez ve bununla övünmez..
Medeniyette anlaşmazlık çözümleri: Her anlaşmazlık ya da çatışmanın sadece 1 haklı tarafı olacaktır.. Taraflar kendi savunmalarını en iyi şekilde hazırlamak ve sunmak durumundadırlar.. Anlaşmazlıklarda haklılığa karar verecek kişinin de bunun sebebini herhangi bir yasal dayanağa bağlı kalmaksızın en mantıklı şekilde taraflara sunması gerekmektedir.. Bu durum her iki tarafında ikna olmasına kadar devam eder..
Ben böyleyim arkadaş yersen diye bir şeyi asla kabul edemedim.. Ben böyleyim beni kabul et ama ben seni şekillendireyim diyen herkesle de ilişiğimi kestim 2011 de.. bencilce karşısındakine benim senle mücadele edecek gücüm yok çünkü ufacık aklımla kendimi getirdiğim yerde ben mutluyum.. dokunma bana mücadele etme ben kendimi olduğumdan daha farklı bir yere getirmek istemiyorum çünkü güçsüz ve aptalım.. konuşamam savaşamam ama sevişirim ama didişemem mücadele edemem gücüm yok ve aptalım.. diyecek insanlarla mücadele ettim 2011 de.. yorulan ben oldum ama yorana kadar da sıçtım ve sıvadım.. Yılmadım.. ama sonunda susmayı öğrendim.. en azından sabırlı olmayı öğrendim.. En haklı olduğum anda insanların hatalarını onlara karşı kullanmayı öğrendim.. Düşünme gelişimimi tamamlayamadığımı da bu yıl öğrendim.. Siktir et gücünü fark ettim.. Eskiden özel güç olarak iknayı isterken artık siktir et i kabul ediyorum ve onunla yetiniyorum..
İsteyen herkese istediğinden daha fazlasını verdim.. fazla gelip şımaranlara da ağzının payını.. 2011 sırf insan mücadelesine ayrıldı.. kendi sorunlarımdan kurtulabilmek için insan mücadelesi.. akıllıca görünmedi hiçbir zaman.. Gerekli de değildi.. Karanlık geçti bu sene.. gelecek seneleri aydınlatacak hiçbir girişimde bulunmadım.. ama başkalarına da hayatı zehir etmeye aklım erdi en azından bir süreliğine.. Sabrın ne demek olduğunu öğrenene kadar en azından..
Başladığım hikayeyi bitiremedim.. Ben bilmezken hikayemdeki kadın Fransızca konuşabiliyordu.. o kadar zorladım ki kendimi erkenden yoruldum.. İnsanın peşinden koşmaktansa otobüsün peşinden koşsaydım dediğim yıl oldu..
O yüzden kızım sana söylüyorum gelinim sen anla..
Fuck off you little cunt..
Aklıma getirdiklerimle, gördüklerimle, duyduklarımla, ortaya çıkardığım dürtülerle karakterlerle hayatlarla akıllarla ve düşüncelerle, mücadele ettiğim tartıştığım seviştiğim her şeyle ve herkesle, timsah gözyaşlarıyla çıkardığım her günahla 2011 tebrikler ağzıma sıçtın..
2012 elinden geleni yap.. Nasıl olsa ömrün çok uzun olmayacak..
Sıfırdan başlamak zor.. Uzun zamandır yazı yazılmıyor.. plan yapılmıyor ya da hesaba kitaba girilmiyor.. nasıl olsa her zaman olduğu gibi yine kendince akıllıca planlar yaparak aynı hatalara düşme yüzdesi olağandan yüksek.. Kendini aptallaştırmaya çalıştıkça daha dikkatli ama çoğu zaman daha boş şeylerle vakit kaybederek hala inatla gördüğü herşeyi herşeye yoran ekleştiren gören düşünen yoran araştıran kuran etkilenen ama etkileyemeyen değiştiremeyen gücü yettiğinde konuşan ama içlerinden sadece cımbızla o da hafif alkollü ya kendince ciddi olabilecek bir ortamda söylenmiş ince ya da kara mizahi bolca trajikomik kelimeler bütünü çekilebilecek kadar (aslında) gereksiz bir yığın oluşturmayı seven şaşırtıcı şekilde stabil ama yine de önceden tahmin edilemeyen insan gibi düşünüp zombi gibi yürüyen ve tabi ki kendini tanımlayabilmek için bile bomboş sayfaları karıştırıp ya nasıl olsa saçma olacak yaz sen boşveriver diye düşünen kalabalık aklı karşık ve her türlü kaos ortamında yalnızım la ben diyen bireyin halihazırda kurulu medeniyetten zihnen kaçışı ve saah uyandığında aynı lanetleri yağdırması hikayesi.. Nasıl yazıcam lan ben bunu??
Fuck off you little cunt..
2011 için güzel başlangıç.. En güzelinden içkilerin yuvarlandığı türlü geyiklerin döndüğü ama bir mesaja bir soruya bile cevap alınamayan ve akıllarda yenilen nanelerden çok bunun kaldığı saçma sapan başlangıç.. Yeni yıla nasıl girersen öyle devam eder muhabbeti.. Oturup üç kuruş aklınla düşünmekten burnun kanarken yaptığın planların elinde patlaması sana bir fikir vermedimi diye sordu biri.. hayır dedim.. mevcut düzlemde insani muamele önemli olmalı..
Medeniyette İnsan Faktörü: İnsan tanımının mevcudiyetini koruması şartıyla beraber insaniyetin yeniden tanımlanması şarttır.. Beşeri düzeyde kimse eşit değildir.. Ancak eşit olan şey mecburen aynı havayı solumak ve eşit olmasa bile aynı kaynaklardan beslenmektir.. Yaşamsal faaliyetlerin devam ettiği her ortamda en büyük eşitlik bireylerin birbirine beşeri farklılıkları gözetmeksizin saygı göstermesidir.. Saygı, ucu açık bir kavram değildir.. Değiştirilemez ve esnetilemez.. Öğrenilmesi bireyin kendi sorumluluğundadır..
2011 için güzel başlangıç.. Gerçekten.. İnsan aklını kurcalayabilecek her türlü paranoyaya karşılık tek bir düşünce kurtarabilecekken beni (kim kimle ne bok yerse yesin lan) ben kalkıp neden sorusunu sormaya devam etmekteydim.. bir sene öncesini büyük bir iştahla yemiştim nasıl olsa bu seneyi de aynı teranelere kurban etmemeliydim.. Akıllı olduğumu savunduğum ya da ne var lan ben böyleyim diyip işin içinden sıyrıldığımı sandığım her anda aynı bataklıkta debelenmeye devam ettiğimi fark etmiştim.. 2011 iyi geçmeliydi ve geçecekti.. Aynı hatalara düşmeyecek aynı belalara sürüklenmeyecektim.. Yeni için çaba göstermek aynısını yaşamaktan daha zordu ve kesinlikle daha eğlenceliydi..
Medeniyette tekrar sadece yığıntı yaratır: İyi ya da kötü herhangi bir şeyin tekrarlanması hayatı sıradanlaştırır.. Bireylerin iyi olanı tekrar etmesi bir süre sonra monotonluğa ve kişiler arasında fikir ayrılığına yol açar.. İyi olanın tekrar yerine yeni olanı bulma ve kullanma daha efektif bir çözüm olmalıdır.. İyi olan sadece hatırlanmalı ve belli dönemlerde kutlama amaçlı tekrarlanmalı arta kalan zamanda yenilikçi fikirler için zaman harcanmalıdır.. Kötü olanı tekrar etmek saygısızlıktır..
Sosyal kaygılarla dolu 2011.. tek başına kendini idame ettiremeyen bir insanın çoğalma ya da bazı anlarda çoğaltma gayretine girmesi aslında sırtlanmaması gereken sorumlulukları kendisine en birinci görevmiş gibi görmesi ve sonuçta o sorumlulukları yerine getirir gibi görünürken daha çok yorularak hata yapması alışılageldik bir durumdur.. ardından o sorumlulukların kendine ait olmadığını öğrenmesi ya da öğretilmesi elinden oyuncağı alınmış bir it sıpası kadar ağlak bir bireye dönüşmesine yol açacaktır..
Medeniyette sorumluluk bireye aittir: Kimse kimseden sorumlu değildir.. Kişinin kendine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesi ve bunun dışında bir kaygısının olmaması şarttır.. Herkes kendinden sorumlu olduğu ve kaygı güdülmeden saygıya dayalı iletişim kurulduğu sürece bireyler arası ilişkiler gerektiği düzende ve düzeyde ilerleyecektir.. Bu kural sadece birey kendine karşı olan sorumluluğunu yerine getirmeyip hatalı olarak çoğaldığında küçük bireye karşı yok sayılabilir..
2011 hafif sinirliydi.. Yaptığım onca hataya rağmen en fazla bir ay kabuğuma çekilip sinir ve stresle kendimi yedikten sonra tekrar aklımın bir kenarında sinir ve stresli olduğum anları tutarak kendimi görünüşte farklı ama özünde aynı hataları yapmak üzere dışarı attım.. Yedim içtim gezdim hobiler edindim aklımca icatlar kuramlar derken boş boş zaman geçirdim.. Daha sakindim ama yeri geldiğinde ortalığı yaktım yıktım.. Zira haklıydım..
Medeniyette kontrol mekanizmaları: Her birey saygılı ve kendinden sorumlu olduğu halde Düzenin sağlanması adına önceden belirlenmiş kurallara uyulması gerekmektedir.. Kaosun engellenmesi için ödül ve ceza mekanizmaları kesin ve değişmez kurallara tabidir.. Medeni toplum düzenini etkileyecek her türlü tahrik ve taşkınlık kesinlikle toplumdan dışlanmayı gerektirir.. Düzeni geliştirmeye yönelik her hareket ise karşılığında maddi bir ödül verilmeyecektir.. bu her bireyin görevi olduğu gibi kesin bir sorumluluğu değildir..
2011 de yine yeni bir şey olmadı.. Sadece şunu söyleyebilirim.. Aynı insanlarla aynı kısırdöngüde konuştum didiştim savaştım ve seviştim..
Beklentileri çok yüksek tuttum o kesin.. Haliyle konuşmalarım da o kadar derin oldu.. hiçbir zaman boş konuşmadım.. Gereksiz tek bir kelime çıkmadı ağzımdan.. O kadar mantıklıydım ki karşımdaki çoğu zaman anlamakta zorlandı.. anlamadığı yerlerde soru sormak yerine sadece kendi ufak aklıyla yorumlamak zorunda kalan basit insanlarla konuşmuş olmaksa benim hatamdı..
Kendimi hep haklı gördüm.. Haliyle karşımdakinin saçma sapan değer yargılarını yıkıp yerine daha iyisini daha güzelini koymak için tartıştım.. kimsenin kötülüğünü istemediğim koskoca bir yıl oldu.. sonuçta tartışmalarımın tamamı karşımdakini kendim gibi düşünmeye zorlamak istediğimdendi.. Haklıydım bu sene zira.. Aklımın en derinlerine beynimin her kıvrımına parmağımı soktuğum seneydi.. düşünmem ve gelişmem gereken bir yıldı.. ama karşımdaki insanlar asla bu ihtiyacı hissetmediklerinden tartışmam gerekti..
Yel değirmenleri karşımdaydı.. O yüzden savaştım.. elimde kılıcımla mızrağımla koştum üstlerine ama zırhımı geride bırakmıştım.. dinlemeyi sevdim ama bağıra çağıra da cevap verdim.. Savaştım çünkü onurumu ve haklılığımı korumak zorundaydım.. Yeri geldi sadece aklımı korumak için savaştım.. onu kaybetmemem gerekiyordu.. beni ben yapan her şey o koca kafanın içindeyken kelle koltukta savaştım.. Yeri geldi aklımı kenara koydum hislerimi koruyabilmek için savaştım.. üç kuruş aklıma yarattığım insan modellemesini elimde tutabilemk için savaştım.. Genellikle her ikisinde de kaybettim..
Yeterince seviştim.. Hem de beni (hiçbir zaman böyle bir şey söylemediğim halde) inançsızlıkla suçlayarak benle aynı derecede ve yeri geldiğinde daha fazla içerek sıçarak gezerek tozarak otuyla hapıyla (Allah belanızı versin gerizekalılar) coşan insanlarla seviştim.. bana göre hava hoşken iki saat sonrasında ama sen inanmıyosun diyenlerle seviştim.. Bu durum 2010 la aynıydı.. umarım 2012 de de aynı olur..
Not: Medeni insan ot kullanmaz.. İhityacını hissetmez ve bununla övünmez..
Medeniyette anlaşmazlık çözümleri: Her anlaşmazlık ya da çatışmanın sadece 1 haklı tarafı olacaktır.. Taraflar kendi savunmalarını en iyi şekilde hazırlamak ve sunmak durumundadırlar.. Anlaşmazlıklarda haklılığa karar verecek kişinin de bunun sebebini herhangi bir yasal dayanağa bağlı kalmaksızın en mantıklı şekilde taraflara sunması gerekmektedir.. Bu durum her iki tarafında ikna olmasına kadar devam eder..
Ben böyleyim arkadaş yersen diye bir şeyi asla kabul edemedim.. Ben böyleyim beni kabul et ama ben seni şekillendireyim diyen herkesle de ilişiğimi kestim 2011 de.. bencilce karşısındakine benim senle mücadele edecek gücüm yok çünkü ufacık aklımla kendimi getirdiğim yerde ben mutluyum.. dokunma bana mücadele etme ben kendimi olduğumdan daha farklı bir yere getirmek istemiyorum çünkü güçsüz ve aptalım.. konuşamam savaşamam ama sevişirim ama didişemem mücadele edemem gücüm yok ve aptalım.. diyecek insanlarla mücadele ettim 2011 de.. yorulan ben oldum ama yorana kadar da sıçtım ve sıvadım.. Yılmadım.. ama sonunda susmayı öğrendim.. en azından sabırlı olmayı öğrendim.. En haklı olduğum anda insanların hatalarını onlara karşı kullanmayı öğrendim.. Düşünme gelişimimi tamamlayamadığımı da bu yıl öğrendim.. Siktir et gücünü fark ettim.. Eskiden özel güç olarak iknayı isterken artık siktir et i kabul ediyorum ve onunla yetiniyorum..
İsteyen herkese istediğinden daha fazlasını verdim.. fazla gelip şımaranlara da ağzının payını.. 2011 sırf insan mücadelesine ayrıldı.. kendi sorunlarımdan kurtulabilmek için insan mücadelesi.. akıllıca görünmedi hiçbir zaman.. Gerekli de değildi.. Karanlık geçti bu sene.. gelecek seneleri aydınlatacak hiçbir girişimde bulunmadım.. ama başkalarına da hayatı zehir etmeye aklım erdi en azından bir süreliğine.. Sabrın ne demek olduğunu öğrenene kadar en azından..
Başladığım hikayeyi bitiremedim.. Ben bilmezken hikayemdeki kadın Fransızca konuşabiliyordu.. o kadar zorladım ki kendimi erkenden yoruldum.. İnsanın peşinden koşmaktansa otobüsün peşinden koşsaydım dediğim yıl oldu..
O yüzden kızım sana söylüyorum gelinim sen anla..
Fuck off you little cunt..
Aklıma getirdiklerimle, gördüklerimle, duyduklarımla, ortaya çıkardığım dürtülerle karakterlerle hayatlarla akıllarla ve düşüncelerle, mücadele ettiğim tartıştığım seviştiğim her şeyle ve herkesle, timsah gözyaşlarıyla çıkardığım her günahla 2011 tebrikler ağzıma sıçtın..
2012 elinden geleni yap.. Nasıl olsa ömrün çok uzun olmayacak..
22 Nisan 2011 Cuma
Hesap Kitap..
Rakamların tamamı nerdeyse ölçüsüyle hesaplanmıştır.. yaşanan olayların tamamı hayal ürünüdür.. yoktur öyle birşey..
1825 gün.. O yok benim için.. aslında hiçbir zaman olmadı.. daha sert daha düzgün olmam için hayatıma tükürdüğü yetmezmiş gibi başlangıçtan bugüne ve bundan sonra da baya uzun bir süreye etki edecek kazığı ve hakkında anlatabıleceğım herhangı bır guzel hıkaye bırakmamasıyla evet aslında benim hiç ... olmadı.. Suçlamaların çok büyük bi kısmını omuzlarımdan atmak adına tüm okları aslında olmayan birine yöneltmek güzelmi?? şu anda bakıyorum evet.. az bile.. kızgınım çünkü eğer ben kızabiliyorsam bunu aslında olmayan bırınden ogrendım.. bu kadar fazla ozenı degerı cevremdekı herkese haddınden fazla vermeye calısıp kendımı sekıllendırmeye cabalayıp hayatın tamamına karsı cıkıp sevmıyorum ulan sevmıyorum dıye bagırabılıyorsam ozel ve guzel olan hıcbırseyı kaybetmemek adına kıcımı dort yerınden yırtıyorsam, ben zaten kendı aklımla varım lan bak gayet ayaktayım ama dıger cevremdekılere ya herkes bana davranıldıgı gıbı davranıyorsa dıye dusunup hep daha fazlası olsun kımsenın hıcbırseyı eksık kalmasın yakınlık uzaklık farketmez ben varsam herkese yeterım yuksunmem dıyıp gercekten bunu uyguluyorsam bundan yorulmuyor tam aksıne zevk alıyorsam sırf kendı mutluluguu dusunmeyıp kı cogu zaman bunu umursamayıp bıle baska seylere yogulasabılıyorsam baska ınsanların rahatı guvenı mutlulugu adına yapabılıyorsam herseyı aptal damgası yemeyı goze alıyorsam enayı denmesını goze alıyorsam ben eger kendımı bılıyorsam ve bunu bır kenarda tutup yapılabılecek herseyı yapıp tum sınırları zorluyorsam kımse kusura bakmasın ama bu sırf aslında hıc olmayan (veya herkesın hayalınde canlandırdıgı) bırıne benzememek ıcın yapıyorum.. kızgınım sana ulan hayatımın karakterımın aklımın fıkrımın beynımın ruhumun psıkolojımın yapımın genlerımın ıcıne sıctıgın ıcın.. ve eşit yaklaşık 1800 gun sonrasında bıle bunları hala ınatla dusunebılıyorum.. evet hıc yoktu.. hıc olmadı.. varlıgını reddettıgım bı kac seyın ıcınde olman bana koymasın dıye de elımde ya da gerıye kalan herseyı tutabılmek ıcın hala ınatla yorulmadan ya da yoruldugumu bellı etmeden kasıyorum kendımı.. bundan mutluluk duyuyorum hatta ve hatta kımseye benzememek ıcın yaptıgım hersey ıcın kendımle gurur duyuyorum.. zıra aynı olmayı reddedıyorum.. nasılkı her dustugumde kafamı kaldırıp baktıgımda gulen ınsanlar gormussem ve bu benı herseferınde dengede durmak ıcın daha orantısız bırı yapmıssa aslında olmayan bırının varlıgını da bu sekılde gonul rahatlıgıyla reddedebılıyorum.. ortaya cıkan eser sahıbınden nefret etmesın dıye yanı olay donup dolasıp sana bana benzemesın dıye ne varsa reddedıyorum.. sevılebılecek hıcbırseyı sevmıyorum.. sen yaptın.. ben yoksayıyorum.. yıkmaya bıle tenezzul etmıyorum..
530 gun.. varmıydı yokmuydu bak bu konuda emın degılım.. esıt yaklasık o kadar ıste.. gelip gecen gunlerden belkıde en onemlılerıydi bılemıyorum.. aslında varolduguna hıcbır zaman ınanmadıgım bır zaman dılımı ıcerısınde bu sefer sadece kendımı tatmın etme durtusunde olmadan yaptıgımı sandıgım bazı seyler oldu yanlıs hatırlamıyorsam.. ama hala emın degılım varmıydı yokmuydu.. pek cok rekora ımza attıgım pek cok ılkı gerceklestırdıgım toplamda esıt yaklasık 530 gun.. hanı nerde dıye soran olsa gosterebılecegım hıcbırsey olmaması yoklugunamı ısarettır?? yosa bazı acı bazı tatlı seyler aklımdan gectıgınde varlıgınımı gosterır bılemıyorum.. hayalcılıgımın en ust noktası ard arda mılyon tane plan yapma gucumun sınırları tekıllıgın ıspatı ya da bır sanıyenın degerı.. hepsının ıc ıce gectıgını canlandırıyor olamam kafamda.. ama dıyorumya varlıgını ıspat edecek tek bır emare yok ortada.. bomboş degıldı ama kabul etmıyorum ya da edemıyorum.. sadece kafamda canlandırdıgıma ınanmak ıstemedıgım o gecen zamanda maddı bır sey arıyorum.. ıkı kotu 1 guzel ıkı gerı bır ılerı gordugum buldugum hatırladıgım herseyde elle tutulur bır sey arıyorum hazırladıgım ama elımde patlamıs gunu tarıhı onemı anlamı gecmıs suprızler dısında.. sadece hayalı bır eglence oldugunu varsayarak kendımı suclamaktan ımtına edıyorum yerı geldıgınde.. bazen de gercege donusturemedıgım ıcın kafamı duvarlara vurasım gelıyor.. degıstırmeye calıstıgımın aslında ne oldugunu ya da gerceklesmesını umdugumun ne oldugunu bulamıyorum su gecmıs 530 gunde.. amacımı hatırlayamıyorum bıle.. bu olmadıgınımı gosterıyor acaba.. yoktu olmadı neyı dusunuyorum ben anlamadımkı.. ama sunu hatırlıyorum.. kımseye benzememek ıcın bıseyler yaptım ben.. bana ıyı gıbı geldı sadece ya da ruya ıcınde ruyalandıgımda dusunecek bırseyler gırdı bılıncaltıma.. 530 gun.. bosa gıtmedı ama bırı sorsa hanı nerde dıye ya da ben etrafıma baksam nerde dıye??
10000 gün.. varlıgından cıddı cıddı suphe duydugum cok uzun sure.. temsıl ettıgı anlamlandırdıgı bır ız bır ısaret bıraktıgı guzellestırdıgı ya da kırlettıgı lekeledıgı hıcbırsey olmadan gecen aslında belkıde olmayan cıdden cok uzun sure.. ıkı guzel soz ıkı guzel yazı bıraz sıgara bıraz uyku ye ıc gez toz herkesle herseyle aynı gelgıtlerle esıt yaklasık 10000 gun.. vay arkadas dıyebılecegım ne olmus donup bakıyorum.. gozlerımı kısıyorum daha uzaga bakabılmek ıcın.. gunes gozume gırmesın dıye sıper edıyorum ellerımı.. goremıyorum lanet olsun hıcbısey goremıyorum.. sadece aynaya baktıgımda gordugum bı adammı varlıgımın kanıtı.. maddesel varlıgımın kanıta ıhtıyacının oldugunu sanmıyodum aslında.. ama yoksayılmayı da gordugumde sesımın duyulmadıgı ya da kendımı sadece benım aynaya baktıgımda gordugum bır dunyada sanırım maddesel olarak ta ben varımı kanıtlamam ıspatlamam gerekıyor.. o yuzden emın degılım varlıgıyla yoklugu arasındayım o 10000 gunun.. varsa yoksa varolma cabası ıcınde gecen cıdden cok uzun bır sure.. ele gecırılen hıcbır dusman hattı yokken kı aslında kımse dusman bıle degılken ugradıgım her saldırı altında umursandıgımı varlıgımın kabul edıldıgını sandıgım her sanıyede sadece masaya yanlıslıkla yanlıs elde attıgım kozların karsılıgında dalga gecen ınsanlarla yuzyuze geldıgımı goruyorum gozlerımı kıstıgımda.. varlıgımla yoklugumun neyı degıstırdıgını neye ne ekledıgını hesaplayamıyorum artık bıktıgım ve usandıgımın ıspatı bu olabılır sanırım.. ama kızamamak sınırlenememek ya da en azından etrafta gezen herhangı bırıne sınırlenememek ama olan bıtenı de tamamıyle absorbe edebılmek gıbı garıp yetenekler gelırtırdıgımı farketmek hatta cıdden cok az da olsa bazı yeteneklerım oldugunu gorebılmek su tuslara basıyor olabılmekte varıgımı kanıtlar mı dersın?? kıme soru sordugumu bıle hatırlayamadan sadece bıseylerı o aslında gercekten olmadıgına emın oldugum hayal urunu ınsana hala 10000 gundur kanıtlamaya calısmak mı kanıtlayacak varlıgımı?? benzemek ıstemedıgım hersey adına kendı varlıgımı ortaya koyarak yaptıgım herseyı arkasında durmam ve kendımce bahaneler ve ıspatlar sunmam kanıtlar gostermem ya da evet sadece ben sırf bana yapılanları ben yapmak ıstemıyorum cunku ben bana yapılanlardan nefret edıyrum ve bunlara karsılık her tokatta dıgr yanagımıda gosterıyorum vur anasını satayım dıye bence hala yapılabılecek en ıyı seyı yapmam evet karar verdımkı varlıgımı ıspatlıyor..
bellı belırsız sılık bır yasantım olmasındansa bır ız bırakayım ve bu esnada kımseye benzemeyım dıye var gucumle varolan gucumle calısıyorum.. bu yuzden ben varım.. etrafıma baktıgımda goremedıgım kımse de yok gerçekte..
Teşekkürler
İyi Çakışmalar
1825 gün.. O yok benim için.. aslında hiçbir zaman olmadı.. daha sert daha düzgün olmam için hayatıma tükürdüğü yetmezmiş gibi başlangıçtan bugüne ve bundan sonra da baya uzun bir süreye etki edecek kazığı ve hakkında anlatabıleceğım herhangı bır guzel hıkaye bırakmamasıyla evet aslında benim hiç ... olmadı.. Suçlamaların çok büyük bi kısmını omuzlarımdan atmak adına tüm okları aslında olmayan birine yöneltmek güzelmi?? şu anda bakıyorum evet.. az bile.. kızgınım çünkü eğer ben kızabiliyorsam bunu aslında olmayan bırınden ogrendım.. bu kadar fazla ozenı degerı cevremdekı herkese haddınden fazla vermeye calısıp kendımı sekıllendırmeye cabalayıp hayatın tamamına karsı cıkıp sevmıyorum ulan sevmıyorum dıye bagırabılıyorsam ozel ve guzel olan hıcbırseyı kaybetmemek adına kıcımı dort yerınden yırtıyorsam, ben zaten kendı aklımla varım lan bak gayet ayaktayım ama dıger cevremdekılere ya herkes bana davranıldıgı gıbı davranıyorsa dıye dusunup hep daha fazlası olsun kımsenın hıcbırseyı eksık kalmasın yakınlık uzaklık farketmez ben varsam herkese yeterım yuksunmem dıyıp gercekten bunu uyguluyorsam bundan yorulmuyor tam aksıne zevk alıyorsam sırf kendı mutluluguu dusunmeyıp kı cogu zaman bunu umursamayıp bıle baska seylere yogulasabılıyorsam baska ınsanların rahatı guvenı mutlulugu adına yapabılıyorsam herseyı aptal damgası yemeyı goze alıyorsam enayı denmesını goze alıyorsam ben eger kendımı bılıyorsam ve bunu bır kenarda tutup yapılabılecek herseyı yapıp tum sınırları zorluyorsam kımse kusura bakmasın ama bu sırf aslında hıc olmayan (veya herkesın hayalınde canlandırdıgı) bırıne benzememek ıcın yapıyorum.. kızgınım sana ulan hayatımın karakterımın aklımın fıkrımın beynımın ruhumun psıkolojımın yapımın genlerımın ıcıne sıctıgın ıcın.. ve eşit yaklaşık 1800 gun sonrasında bıle bunları hala ınatla dusunebılıyorum.. evet hıc yoktu.. hıc olmadı.. varlıgını reddettıgım bı kac seyın ıcınde olman bana koymasın dıye de elımde ya da gerıye kalan herseyı tutabılmek ıcın hala ınatla yorulmadan ya da yoruldugumu bellı etmeden kasıyorum kendımı.. bundan mutluluk duyuyorum hatta ve hatta kımseye benzememek ıcın yaptıgım hersey ıcın kendımle gurur duyuyorum.. zıra aynı olmayı reddedıyorum.. nasılkı her dustugumde kafamı kaldırıp baktıgımda gulen ınsanlar gormussem ve bu benı herseferınde dengede durmak ıcın daha orantısız bırı yapmıssa aslında olmayan bırının varlıgını da bu sekılde gonul rahatlıgıyla reddedebılıyorum.. ortaya cıkan eser sahıbınden nefret etmesın dıye yanı olay donup dolasıp sana bana benzemesın dıye ne varsa reddedıyorum.. sevılebılecek hıcbırseyı sevmıyorum.. sen yaptın.. ben yoksayıyorum.. yıkmaya bıle tenezzul etmıyorum..
530 gun.. varmıydı yokmuydu bak bu konuda emın degılım.. esıt yaklasık o kadar ıste.. gelip gecen gunlerden belkıde en onemlılerıydi bılemıyorum.. aslında varolduguna hıcbır zaman ınanmadıgım bır zaman dılımı ıcerısınde bu sefer sadece kendımı tatmın etme durtusunde olmadan yaptıgımı sandıgım bazı seyler oldu yanlıs hatırlamıyorsam.. ama hala emın degılım varmıydı yokmuydu.. pek cok rekora ımza attıgım pek cok ılkı gerceklestırdıgım toplamda esıt yaklasık 530 gun.. hanı nerde dıye soran olsa gosterebılecegım hıcbırsey olmaması yoklugunamı ısarettır?? yosa bazı acı bazı tatlı seyler aklımdan gectıgınde varlıgınımı gosterır bılemıyorum.. hayalcılıgımın en ust noktası ard arda mılyon tane plan yapma gucumun sınırları tekıllıgın ıspatı ya da bır sanıyenın degerı.. hepsının ıc ıce gectıgını canlandırıyor olamam kafamda.. ama dıyorumya varlıgını ıspat edecek tek bır emare yok ortada.. bomboş degıldı ama kabul etmıyorum ya da edemıyorum.. sadece kafamda canlandırdıgıma ınanmak ıstemedıgım o gecen zamanda maddı bır sey arıyorum.. ıkı kotu 1 guzel ıkı gerı bır ılerı gordugum buldugum hatırladıgım herseyde elle tutulur bır sey arıyorum hazırladıgım ama elımde patlamıs gunu tarıhı onemı anlamı gecmıs suprızler dısında.. sadece hayalı bır eglence oldugunu varsayarak kendımı suclamaktan ımtına edıyorum yerı geldıgınde.. bazen de gercege donusturemedıgım ıcın kafamı duvarlara vurasım gelıyor.. degıstırmeye calıstıgımın aslında ne oldugunu ya da gerceklesmesını umdugumun ne oldugunu bulamıyorum su gecmıs 530 gunde.. amacımı hatırlayamıyorum bıle.. bu olmadıgınımı gosterıyor acaba.. yoktu olmadı neyı dusunuyorum ben anlamadımkı.. ama sunu hatırlıyorum.. kımseye benzememek ıcın bıseyler yaptım ben.. bana ıyı gıbı geldı sadece ya da ruya ıcınde ruyalandıgımda dusunecek bırseyler gırdı bılıncaltıma.. 530 gun.. bosa gıtmedı ama bırı sorsa hanı nerde dıye ya da ben etrafıma baksam nerde dıye??
10000 gün.. varlıgından cıddı cıddı suphe duydugum cok uzun sure.. temsıl ettıgı anlamlandırdıgı bır ız bır ısaret bıraktıgı guzellestırdıgı ya da kırlettıgı lekeledıgı hıcbırsey olmadan gecen aslında belkıde olmayan cıdden cok uzun sure.. ıkı guzel soz ıkı guzel yazı bıraz sıgara bıraz uyku ye ıc gez toz herkesle herseyle aynı gelgıtlerle esıt yaklasık 10000 gun.. vay arkadas dıyebılecegım ne olmus donup bakıyorum.. gozlerımı kısıyorum daha uzaga bakabılmek ıcın.. gunes gozume gırmesın dıye sıper edıyorum ellerımı.. goremıyorum lanet olsun hıcbısey goremıyorum.. sadece aynaya baktıgımda gordugum bı adammı varlıgımın kanıtı.. maddesel varlıgımın kanıta ıhtıyacının oldugunu sanmıyodum aslında.. ama yoksayılmayı da gordugumde sesımın duyulmadıgı ya da kendımı sadece benım aynaya baktıgımda gordugum bır dunyada sanırım maddesel olarak ta ben varımı kanıtlamam ıspatlamam gerekıyor.. o yuzden emın degılım varlıgıyla yoklugu arasındayım o 10000 gunun.. varsa yoksa varolma cabası ıcınde gecen cıdden cok uzun bır sure.. ele gecırılen hıcbır dusman hattı yokken kı aslında kımse dusman bıle degılken ugradıgım her saldırı altında umursandıgımı varlıgımın kabul edıldıgını sandıgım her sanıyede sadece masaya yanlıslıkla yanlıs elde attıgım kozların karsılıgında dalga gecen ınsanlarla yuzyuze geldıgımı goruyorum gozlerımı kıstıgımda.. varlıgımla yoklugumun neyı degıstırdıgını neye ne ekledıgını hesaplayamıyorum artık bıktıgım ve usandıgımın ıspatı bu olabılır sanırım.. ama kızamamak sınırlenememek ya da en azından etrafta gezen herhangı bırıne sınırlenememek ama olan bıtenı de tamamıyle absorbe edebılmek gıbı garıp yetenekler gelırtırdıgımı farketmek hatta cıdden cok az da olsa bazı yeteneklerım oldugunu gorebılmek su tuslara basıyor olabılmekte varıgımı kanıtlar mı dersın?? kıme soru sordugumu bıle hatırlayamadan sadece bıseylerı o aslında gercekten olmadıgına emın oldugum hayal urunu ınsana hala 10000 gundur kanıtlamaya calısmak mı kanıtlayacak varlıgımı?? benzemek ıstemedıgım hersey adına kendı varlıgımı ortaya koyarak yaptıgım herseyı arkasında durmam ve kendımce bahaneler ve ıspatlar sunmam kanıtlar gostermem ya da evet sadece ben sırf bana yapılanları ben yapmak ıstemıyorum cunku ben bana yapılanlardan nefret edıyrum ve bunlara karsılık her tokatta dıgr yanagımıda gosterıyorum vur anasını satayım dıye bence hala yapılabılecek en ıyı seyı yapmam evet karar verdımkı varlıgımı ıspatlıyor..
bellı belırsız sılık bır yasantım olmasındansa bır ız bırakayım ve bu esnada kımseye benzemeyım dıye var gucumle varolan gucumle calısıyorum.. bu yuzden ben varım.. etrafıma baktıgımda goremedıgım kımse de yok gerçekte..
Teşekkürler
İyi Çakışmalar
21 Şubat 2011 Pazartesi
Mono Diyalog
-Su yolunu bulur.. bırak elindeki kazma küreği hadi.
-Ama kafasına göre akıyor abicim. çamur olacak her yer.
-Bekle ulan arkadaş.. bekle biraz aksın bi kiri pası alsın etraftaki. biraz dur izle anlayacaksın.. şimdi başlarsan hem yorulacaksın hem de düzenini bozacaksın.. bekle ulan dur diyorum..
-Abi iyi diyosunda bak kafasına göre gidiyor işte istediği yere.. düzen dediğin bumu merak ediyorum.. oyuklarını oluklarını beklemekle zaman geçmez o zamana kadar alır götürür kurduğumuz iskambilden evleri..
-Gerizekalısın cidden.. rüzgar da esebilir o iskambilden evlere.. bu sefer de duvar mı öreceksin? neye ne kadar set çekeceksin veya doğalını ne kadar daha bozacaksın gidişatın?? yapma olm iki rekat sabır göster bak pişman olmayacaksın.. gel soluklan biraz söz anlatacağım sana mantığını bunun..
-Tamam ya anlat hadi dinliyorum..
-Şu biraları doldur bakalım ama köpüklere dikkat et.. Nerden geliyor bu su?? farketmiyor değil mi?? sen de bilmiyorsun aslında sadece aman etrafa saçılmasın diye uğraşıyorsun şu anda haksızmıyım?? ya da senin yaptıklarının etrafından dolansın hem sen yapmış ol hem de bozmasın düzenini.. yapma denileni yapmakta üstüne yoktu zaten öncedende biliyorum.. eline geçen herşeyi ben yaptım diye baştan şekillendirmeye çalışırdın eskidende.. bak izle su hala akıyor hatta yaklaşıyor iskambil evlerine.. iyi izle ve sabret.. yumuşak topraktasın ve su tahmın ettıgınden daha hızlı akıyor.. bak ayakların temiz şimdi çamur yok batmadın da.. çevrendeki herşeye şekil vermeye çalıştığında eline yüzüne bulaştırdığın halde bak bu sefer tertemizsin.. yaklaşıyor iskambil evlerine.. hemde beraberinde tüm topladıklarıyla geliyor.. ama toprağı da şekillendiriyor dikkat et.. sen sadece evleri kurdun bomboş arazinin üstüne.. sen sadece ben yaptım diyebilmek için çok basit iki kart numarası yaptın herkes görsün diye.. ne yardım kabul ettin ne bekledin ne diğer düşüncelere dikkat ettin.. zarar verecekte olsa sırf ben bunu da yaptım ona gülümseyen buna da gülümser diye sadece iki kartı daha üst üste koydun.. ama hala düşünmüyorsun kendi yaptıklarının dışındakileri.. bak farkettinmi sadece su bile titretebiliyor yaptıklarını.. komik bir durum bu baksana yıkılmaya başladı bile.. altını oyacak çok şey var yaptıklarının.. güzel ve mantıklı bir temele oturtamıyorsun değilmi yaptığın hiçbirşeyi.. sadece yaptım evet evet yapabildim diyebiliyorsun.. ne var ulan içimden geldi yaptım diyorsun.. yavaş iç şunu daha çok konuşacağız.. bak gitti kurduğun o aptal iskambilden ev.. durduramadın değilmi toparlayamadın durumu.. yaptıkların sana da atıl ve gereksiz gelmedimi?? ne düşündün yaparken bi cevap versene..
-Abi üstüme geliyorsun farkındayım ama anlamıyorsun.. cidden anlamıyorsun.. ben yaptım evet düşünmedimmi sanıyorsun ya?? her seferinde düşündüm.. belki senin istediğin kadar değil ama düşündüm..
-Bak dur lafını bölüyorum ama suya baksana.. bence manzara çok güzel.. artık sadece bomboşluğa sadece konfeti serpmekten daha güzelini yapabilirsin.. suyun açtığı tüm olukların üzerinden köprüler geçirebilirsin mesela ya da koskoca ve her katı farklı eğlencelerle dolu bir gökdelen yerine daha sakin yaşanabilecek tek katlı belkı tek düze bir klübe yapabilirsin sırf zamanı daha huzurlu geçirebilmek için.. neden durdurdum anlıyorsun şimdi sanırım.. beklemiyorsunki gerizekalı herif.. uygun ortamı sen oluşturmaya çalışıyorsun.. doğalını bozuyorsun hayatının doğallıgının içine ediyorsun.. izin vermemete bu kadar ısrarcı olup ızın almadan herşeyin sonunda neden boyle oluyor dıyen bı sen varsın sanırım.. bak sana bir tavsiye.. beklemeyi öğren ve başkalarının şekillendirebileceği bir dünyaya girmekten çekinme.. neyse ya çok konuştum dinliyorum seni..
-Evet maşallahın var bugün.. neyse.. dedimya düşündüm ben yaptıklarımın hepsini.. hesapladım ve ölçtüm ve tarttım.. yaparsem ne olur yapmazsam ne olur ne kazanırım ne kaybederım ne duyarım ne söylerim hepsini ama hepsini düşündüm.. ama takıldım evet bazı noktalarda.. haklısın aslında çok basit şeyler yaptım.. yaptıklarımın hepsini sadece süsledim aslında.. olmayan birşeyi varmış gibi göstermedim sadece olanın aslında sadece benim erişebileceğim bir yerde saklandığını düşünmelerini sağladım.. hatamıydı yani ne var?? anlık mutluluklardan daha fazlasını bekledim sadece yaptıklarımla anlık mutluluklara sebebiyet verdiğim halde.. güzel şeyler yaptığımı sandım güzel bir sonuca ulaşabilmek için.. ama neden yaptım sorsan cevabım hep hazırdı.. yapmazsam ben olmam.. imkanım varsa ve yapmıyorsam ne anlamı kalır kazanılan bunca başarının.. tüm kaynaklarımı aptalca yok etmek yerine sadece kendi hayatıma manevi bir yatırımdı planladığım.. sadece tatmin olmak istedim kendi içimde.. sadece düşünüp tatmin olmaktansa diğer duyularımı da kullanmak istedim.. hatalımıydım ne var ulan?? ben hala arkasındayım yaptıklarımın..
-Evet sadece arkasındasın.. gerisinde kalıyorsun yaptıklarının farkında değilsin.. aklını çok ufak bir noktasında matematiğin sadece 4 işlemini tamamlayabilen biri olarak sen hesapladın öylemi?? neyi hesapladın lan mal herif.. zamanımı hesapladın mekanımı ınsanımı?? neyi değiştirdin neyin kuramıyla çıktın insanların karşısına.. anlık mutluluk istemedin de ne yaptın?? beni uyutamayacağın kadar senin içinde olduğumu bile bile hala herkee yaptığın gibi bana da ayak yapmana inanamıyorum ya.. cidden gerizekalı olduğunu ve benim sana bunları anlatarak aynı zeka seviyesine düştüğümü farkettim teşekkür ederim. ama dinle lanet olasıca herif dinle.. anlık mutluluk istemedim diyorsunya ondan mı karşına çıkan herkesi teker teker aldattın?? bununla sonsuza kadar mutlu olabilmek için mi övündün kendi içinde ve sanki gurur duyalabilecek birşeymiş gibi anlattın herkese?? zamanın playboyu?? ya hadi bırak bu işleri.. hesapladın değil mi?? kaç basamağa kadar çıkabildin yaptıklarını topladığında bi söyle hadi.. tahmin edilemeyeni kaç kez yaptın?? sadece hayallerini ya da masallarını anlatmayı kaç kez başarabildin ve kaç kez bu hayalleri gerçekleştirdin?? artılarla eksileri getirsene bir araya.. yaptıklarından aldığın tepkileri karşılaştır sadece yalvarırım.. tek bir saat sonrasında kaç kez bir hafta boyunca acı çektin?? yettimi sana bunlar bir düşün.. kendinden ödün verdiğini ve aptallaştığını hemde kendini aptalaştırdığını söyleyen herkese haklısın diyip kaç kez diye aynı naneyi yedin nolur bunları hesapla artık.. ne sundun çevrene sadece işkambilden ev yapmak dışında?? ne başardın ve neleri birbirine kattın bugüne kadar??
-Çok soru soruyorsun ve madem bu kadar akıllısın ve mantıklısın da abi neden beni en baştan uyarmadın.. hani yaşamıştın bunları hani atlatmıştın sadece daha açık gözler ve daha açık bir beyinle.. noldu şimdi bana akıl vermekle sadece egosunu tatmin eden ve bira içen yaşlı ve pis bir herif olmak dışında nesin sen?? ilk gün neden bunları anlatmadın bana ya da neden şimdiki gibi sert ve gerçek değildin de ben arkandaki büyük oyuncağı görüp hemen alıp paketleyip hediye etmk istedim ilk karşıma çıkan kişiye.
-Bana baş kaldırmak sadece kendi içinde birini suçlamana yarıyacak farkındayım.. şuçla sen hiç önemli değil.. Evet haklısın yeterince gerçek değildim ama heyecanlıydın hem ben bunu sevdim hem de sen bunları dinlemeyecek kadar aptaldın.. anlamayı bir kenara attım gitti zaten şimdi bile şüpheliyim.. eğer o zaman anlatsaydım bunları şimdi söyleyecek tek bir şeyim olurdu.. ben sana gül bahçeleri vaadetmedim la mal..
-Ha ondan dikenleri tırmaladı dimi her bir yanımı..
-O dikenlerin güllere ait olmadığını ama aslında iğne dikenli ve belkide daha huzurlu bir çam ormanında dolaştığını anlayamayacak kadar kapalıydı gözlerin.. sadece hedefine odaklanmış bir boğa gibiydin sanırım.. durdurmaya benim bile kusura bakma ama cesaretim ya da gücüm yoktu.. haliyle ne ben ne de çevrendeki tüm seni düşünen insanlar sana laf anlatamadık.. hiç durmadan koştun ya terlemekten nefret insan olarak sen durmaksızın koştun.. sırf birilerinin de elinden tutup onları da sürükleyebilmek için açtın kollarını iki yana.. o kadar kaptırdınki kendini hayallere ve o basit ve kusura bakma ama aptalca planlarına cidden kendi gerçekliğini kaybettin.. ilk hatanı da o zaman yaptın.. kendi kendine itiraf etmeyi bıraktın ve ilk hatanı yaptın ben bu şekilde mutlu değilim diyerek hem de yüksek sesle.. ondan sonra zaten patladı tüm yaptıkların dimi kabul et.. ilk o zaman verdin tüm kontrolü başkalarına ve ondan sonra herşeye ve herkese tüm hayatın akışına müdahale etme hakkını gördün kendinde.. tek bir hatayla yıllarını harcadın be adam anla artık kabul et ikna ol ya da ne bileyim yalan söyle ve anlamış gbi yap artık.. karşılığında aldığın cevaba göre madem öyle dedin biliyorum.. yediremedin kendine ben mutlu değilim ama neden başkalarını mutlu etmeyim?? gerizekalısın cok ciddiyim.. başkalarının seni mutlu edebilmesine hiç izin vermedin seni düşünmelerine özlemelerine hiç izin vermedin.. bırakıp gitmedin.. hayır artık senin için geçerli değildi hayı diyemedin dimi hiçbirine.. neden?? sırf mutlu olabilmek için ya da daha güzel bir hayat kurabilmek için dimi sence.. sana göre güzel olanı ya da sana yapılsa dünyanın en mutlu adamı olacagını sandıgın seylerı herkese farklı renk ve bıcımlerde uyarlamaya calıstın sadece.. aynı suyun kafasına göre akmasına ızın vermedıgın gıbı.. kendinden verdın her seferınde sogukta bekledın bı yerın dondu.. sıcakta bekledın saatlerce.. yürüdün durmadın yorulmadıgını sandın ama ben dahil herkesi yordun farkedemeyecek kadar aptaldın ozur dılerım..
-Hakaretlerini ne kadar daha dinlememi bekliyorsun?? kendi kafandaki doğruları bana empoze etmeye çalışarak benden farkın kalıyor acaba çok merak ediyorum.. ben denesem peki sana akıl vermeyi?? dinlemezsin sanırım.. senin doğruların sana o kadar güzel geliyorki.. duygularından arınmış gibi görünmek ya da elinde çay dolu koca bir kupayla etrafına baka baka yürürken kendine duydugun özgüveni hissetmek o kadar güzel ki senin için.. farkındayım senin elinden aldıklarımın.. evet biliyorum hem senin hem benim kaybetmemizi sağlayacak çok fazla hata yaptım.. ondandır sen de özlüyorsun bir günaydınla bir iyigeceler dileyebilmeyi. farkındayım sana çektirdiklerimi.. sınırladım seni kendi hayallerimle. sen dışarı çıkmak eskisi gibi içmek gezmek tozmak ve başarı hikayelerini senden ilham alacak çevrendekilere anlatmayı istedin. hapsettim seni biliyorum.. kendi içime hapsettim.. seni söylediklerin için suçlayamam ama hak ver ulan bana bir kez olsun hak ver.. her gece eve geldiğimde o hayalkırıklıklarıyla dolu yüzünün bedelini benden çıkarma.. sen sadece mantığınla hareket edebileceğini sanıp neredeyse benim kadar acınası durumlara düştüğünde emin ol ben senden daha çok acı çektim.. madem içiyoruz karşılıklı ve madem yıktın az önce kurduğum o güzel evi..
-Dikkat et ben değildim yıkan.. sen tek bir seferliğine bıraktın suyun akmasını ve ne kadar zayıf bir iş yaptığını gördün..
-Tamam lan ona da kabul.. ama madem bu durumdayız artık anla sende beni. yaptıklarım sonucunda kaybettiklerimiz aslında hiçbir zaman tam olarak bize ait olmadı kabul et. yok olup gideceğini farkettiğimiz anda ikimizde elimizden gelen harcı özensizce sürdük kurduğumuz duvarlara.. farkında değildin ama sen bana yardım ettin mantığınla aklınla.. daha yaratıcı olabilmemi sağladın bana göre.. tek başıma yapamayacağım şeyleri yaptım sayende.. sadece sevgi ve saygıyla hiçbirşeyin yürümediğini anladığım anlarda hissettim yanımda seni.. ki sen o zamanlarda kış uykusundayım beni uyandırma derdin.. ama ne sen benim peşimi bıraktın ne ben senin..
-Cesur gördüm seni.. hem suçluyorsun hem kabul ediyorsun bakıyorum..
-Bana başka seçenek bırakmıyorsun çünkü.. elindeki koca ışığı bir gözüme bir de akan suya tutmaktan vazgeçmedin iki saattir. başımın ağrıyacağını ya da sinireneceğimi bile bile hakaretler eşliğinde gösterdin yeniçeriliğini tebrikler.. savaşır gibi konuştun lan iki saattir yeter.. suyumu istiyorsun al.. rüzgar estiğinde dalların kırılmasını mı istiyorsun tam mevsimindeyiz.. ama dikkat et sertleştiğinde sadece sen ve ben olacağız o kırılan dalları tutmaya çalışan.. aynı savaşı devam ettirdiğimiz sürece ne sen ne de ben kazanacağız ve üzgünüm ben daha baskınım bu arkadaşlıkta ve yine benim dediğim olacak..
-O kadar emin olma.. ve lütfen ama lütfen bırak zamana bu sefer.. tamam ben daha az karışacağım ama yalvarırım anlamış ol beni.. yalvarırım başkalarına yalvarma artık ya da bana.. şartlı bir izin verelim kendimize artık.. sessizce izleyeceğimiz zamanımız olsun ve sessizce dinleyelim birbirimizi.. hakaret olmadan ve minimum zararla atlatalım artık bunu.. şimdi iki bira daha alalım ve sana güzel bir kulübe yapalım dinlenebileceğin.. çevresini istediğin gibi süsle ben karışmıyorum söz..
-Ama kafasına göre akıyor abicim. çamur olacak her yer.
-Bekle ulan arkadaş.. bekle biraz aksın bi kiri pası alsın etraftaki. biraz dur izle anlayacaksın.. şimdi başlarsan hem yorulacaksın hem de düzenini bozacaksın.. bekle ulan dur diyorum..
-Abi iyi diyosunda bak kafasına göre gidiyor işte istediği yere.. düzen dediğin bumu merak ediyorum.. oyuklarını oluklarını beklemekle zaman geçmez o zamana kadar alır götürür kurduğumuz iskambilden evleri..
-Gerizekalısın cidden.. rüzgar da esebilir o iskambilden evlere.. bu sefer de duvar mı öreceksin? neye ne kadar set çekeceksin veya doğalını ne kadar daha bozacaksın gidişatın?? yapma olm iki rekat sabır göster bak pişman olmayacaksın.. gel soluklan biraz söz anlatacağım sana mantığını bunun..
-Tamam ya anlat hadi dinliyorum..
-Şu biraları doldur bakalım ama köpüklere dikkat et.. Nerden geliyor bu su?? farketmiyor değil mi?? sen de bilmiyorsun aslında sadece aman etrafa saçılmasın diye uğraşıyorsun şu anda haksızmıyım?? ya da senin yaptıklarının etrafından dolansın hem sen yapmış ol hem de bozmasın düzenini.. yapma denileni yapmakta üstüne yoktu zaten öncedende biliyorum.. eline geçen herşeyi ben yaptım diye baştan şekillendirmeye çalışırdın eskidende.. bak izle su hala akıyor hatta yaklaşıyor iskambil evlerine.. iyi izle ve sabret.. yumuşak topraktasın ve su tahmın ettıgınden daha hızlı akıyor.. bak ayakların temiz şimdi çamur yok batmadın da.. çevrendeki herşeye şekil vermeye çalıştığında eline yüzüne bulaştırdığın halde bak bu sefer tertemizsin.. yaklaşıyor iskambil evlerine.. hemde beraberinde tüm topladıklarıyla geliyor.. ama toprağı da şekillendiriyor dikkat et.. sen sadece evleri kurdun bomboş arazinin üstüne.. sen sadece ben yaptım diyebilmek için çok basit iki kart numarası yaptın herkes görsün diye.. ne yardım kabul ettin ne bekledin ne diğer düşüncelere dikkat ettin.. zarar verecekte olsa sırf ben bunu da yaptım ona gülümseyen buna da gülümser diye sadece iki kartı daha üst üste koydun.. ama hala düşünmüyorsun kendi yaptıklarının dışındakileri.. bak farkettinmi sadece su bile titretebiliyor yaptıklarını.. komik bir durum bu baksana yıkılmaya başladı bile.. altını oyacak çok şey var yaptıklarının.. güzel ve mantıklı bir temele oturtamıyorsun değilmi yaptığın hiçbirşeyi.. sadece yaptım evet evet yapabildim diyebiliyorsun.. ne var ulan içimden geldi yaptım diyorsun.. yavaş iç şunu daha çok konuşacağız.. bak gitti kurduğun o aptal iskambilden ev.. durduramadın değilmi toparlayamadın durumu.. yaptıkların sana da atıl ve gereksiz gelmedimi?? ne düşündün yaparken bi cevap versene..
-Abi üstüme geliyorsun farkındayım ama anlamıyorsun.. cidden anlamıyorsun.. ben yaptım evet düşünmedimmi sanıyorsun ya?? her seferinde düşündüm.. belki senin istediğin kadar değil ama düşündüm..
-Bak dur lafını bölüyorum ama suya baksana.. bence manzara çok güzel.. artık sadece bomboşluğa sadece konfeti serpmekten daha güzelini yapabilirsin.. suyun açtığı tüm olukların üzerinden köprüler geçirebilirsin mesela ya da koskoca ve her katı farklı eğlencelerle dolu bir gökdelen yerine daha sakin yaşanabilecek tek katlı belkı tek düze bir klübe yapabilirsin sırf zamanı daha huzurlu geçirebilmek için.. neden durdurdum anlıyorsun şimdi sanırım.. beklemiyorsunki gerizekalı herif.. uygun ortamı sen oluşturmaya çalışıyorsun.. doğalını bozuyorsun hayatının doğallıgının içine ediyorsun.. izin vermemete bu kadar ısrarcı olup ızın almadan herşeyin sonunda neden boyle oluyor dıyen bı sen varsın sanırım.. bak sana bir tavsiye.. beklemeyi öğren ve başkalarının şekillendirebileceği bir dünyaya girmekten çekinme.. neyse ya çok konuştum dinliyorum seni..
-Evet maşallahın var bugün.. neyse.. dedimya düşündüm ben yaptıklarımın hepsini.. hesapladım ve ölçtüm ve tarttım.. yaparsem ne olur yapmazsam ne olur ne kazanırım ne kaybederım ne duyarım ne söylerim hepsini ama hepsini düşündüm.. ama takıldım evet bazı noktalarda.. haklısın aslında çok basit şeyler yaptım.. yaptıklarımın hepsini sadece süsledim aslında.. olmayan birşeyi varmış gibi göstermedim sadece olanın aslında sadece benim erişebileceğim bir yerde saklandığını düşünmelerini sağladım.. hatamıydı yani ne var?? anlık mutluluklardan daha fazlasını bekledim sadece yaptıklarımla anlık mutluluklara sebebiyet verdiğim halde.. güzel şeyler yaptığımı sandım güzel bir sonuca ulaşabilmek için.. ama neden yaptım sorsan cevabım hep hazırdı.. yapmazsam ben olmam.. imkanım varsa ve yapmıyorsam ne anlamı kalır kazanılan bunca başarının.. tüm kaynaklarımı aptalca yok etmek yerine sadece kendi hayatıma manevi bir yatırımdı planladığım.. sadece tatmin olmak istedim kendi içimde.. sadece düşünüp tatmin olmaktansa diğer duyularımı da kullanmak istedim.. hatalımıydım ne var ulan?? ben hala arkasındayım yaptıklarımın..
-Evet sadece arkasındasın.. gerisinde kalıyorsun yaptıklarının farkında değilsin.. aklını çok ufak bir noktasında matematiğin sadece 4 işlemini tamamlayabilen biri olarak sen hesapladın öylemi?? neyi hesapladın lan mal herif.. zamanımı hesapladın mekanımı ınsanımı?? neyi değiştirdin neyin kuramıyla çıktın insanların karşısına.. anlık mutluluk istemedin de ne yaptın?? beni uyutamayacağın kadar senin içinde olduğumu bile bile hala herkee yaptığın gibi bana da ayak yapmana inanamıyorum ya.. cidden gerizekalı olduğunu ve benim sana bunları anlatarak aynı zeka seviyesine düştüğümü farkettim teşekkür ederim. ama dinle lanet olasıca herif dinle.. anlık mutluluk istemedim diyorsunya ondan mı karşına çıkan herkesi teker teker aldattın?? bununla sonsuza kadar mutlu olabilmek için mi övündün kendi içinde ve sanki gurur duyalabilecek birşeymiş gibi anlattın herkese?? zamanın playboyu?? ya hadi bırak bu işleri.. hesapladın değil mi?? kaç basamağa kadar çıkabildin yaptıklarını topladığında bi söyle hadi.. tahmin edilemeyeni kaç kez yaptın?? sadece hayallerini ya da masallarını anlatmayı kaç kez başarabildin ve kaç kez bu hayalleri gerçekleştirdin?? artılarla eksileri getirsene bir araya.. yaptıklarından aldığın tepkileri karşılaştır sadece yalvarırım.. tek bir saat sonrasında kaç kez bir hafta boyunca acı çektin?? yettimi sana bunlar bir düşün.. kendinden ödün verdiğini ve aptallaştığını hemde kendini aptalaştırdığını söyleyen herkese haklısın diyip kaç kez diye aynı naneyi yedin nolur bunları hesapla artık.. ne sundun çevrene sadece işkambilden ev yapmak dışında?? ne başardın ve neleri birbirine kattın bugüne kadar??
-Çok soru soruyorsun ve madem bu kadar akıllısın ve mantıklısın da abi neden beni en baştan uyarmadın.. hani yaşamıştın bunları hani atlatmıştın sadece daha açık gözler ve daha açık bir beyinle.. noldu şimdi bana akıl vermekle sadece egosunu tatmin eden ve bira içen yaşlı ve pis bir herif olmak dışında nesin sen?? ilk gün neden bunları anlatmadın bana ya da neden şimdiki gibi sert ve gerçek değildin de ben arkandaki büyük oyuncağı görüp hemen alıp paketleyip hediye etmk istedim ilk karşıma çıkan kişiye.
-Bana baş kaldırmak sadece kendi içinde birini suçlamana yarıyacak farkındayım.. şuçla sen hiç önemli değil.. Evet haklısın yeterince gerçek değildim ama heyecanlıydın hem ben bunu sevdim hem de sen bunları dinlemeyecek kadar aptaldın.. anlamayı bir kenara attım gitti zaten şimdi bile şüpheliyim.. eğer o zaman anlatsaydım bunları şimdi söyleyecek tek bir şeyim olurdu.. ben sana gül bahçeleri vaadetmedim la mal..
-Ha ondan dikenleri tırmaladı dimi her bir yanımı..
-O dikenlerin güllere ait olmadığını ama aslında iğne dikenli ve belkide daha huzurlu bir çam ormanında dolaştığını anlayamayacak kadar kapalıydı gözlerin.. sadece hedefine odaklanmış bir boğa gibiydin sanırım.. durdurmaya benim bile kusura bakma ama cesaretim ya da gücüm yoktu.. haliyle ne ben ne de çevrendeki tüm seni düşünen insanlar sana laf anlatamadık.. hiç durmadan koştun ya terlemekten nefret insan olarak sen durmaksızın koştun.. sırf birilerinin de elinden tutup onları da sürükleyebilmek için açtın kollarını iki yana.. o kadar kaptırdınki kendini hayallere ve o basit ve kusura bakma ama aptalca planlarına cidden kendi gerçekliğini kaybettin.. ilk hatanı da o zaman yaptın.. kendi kendine itiraf etmeyi bıraktın ve ilk hatanı yaptın ben bu şekilde mutlu değilim diyerek hem de yüksek sesle.. ondan sonra zaten patladı tüm yaptıkların dimi kabul et.. ilk o zaman verdin tüm kontrolü başkalarına ve ondan sonra herşeye ve herkese tüm hayatın akışına müdahale etme hakkını gördün kendinde.. tek bir hatayla yıllarını harcadın be adam anla artık kabul et ikna ol ya da ne bileyim yalan söyle ve anlamış gbi yap artık.. karşılığında aldığın cevaba göre madem öyle dedin biliyorum.. yediremedin kendine ben mutlu değilim ama neden başkalarını mutlu etmeyim?? gerizekalısın cok ciddiyim.. başkalarının seni mutlu edebilmesine hiç izin vermedin seni düşünmelerine özlemelerine hiç izin vermedin.. bırakıp gitmedin.. hayır artık senin için geçerli değildi hayı diyemedin dimi hiçbirine.. neden?? sırf mutlu olabilmek için ya da daha güzel bir hayat kurabilmek için dimi sence.. sana göre güzel olanı ya da sana yapılsa dünyanın en mutlu adamı olacagını sandıgın seylerı herkese farklı renk ve bıcımlerde uyarlamaya calıstın sadece.. aynı suyun kafasına göre akmasına ızın vermedıgın gıbı.. kendinden verdın her seferınde sogukta bekledın bı yerın dondu.. sıcakta bekledın saatlerce.. yürüdün durmadın yorulmadıgını sandın ama ben dahil herkesi yordun farkedemeyecek kadar aptaldın ozur dılerım..
-Hakaretlerini ne kadar daha dinlememi bekliyorsun?? kendi kafandaki doğruları bana empoze etmeye çalışarak benden farkın kalıyor acaba çok merak ediyorum.. ben denesem peki sana akıl vermeyi?? dinlemezsin sanırım.. senin doğruların sana o kadar güzel geliyorki.. duygularından arınmış gibi görünmek ya da elinde çay dolu koca bir kupayla etrafına baka baka yürürken kendine duydugun özgüveni hissetmek o kadar güzel ki senin için.. farkındayım senin elinden aldıklarımın.. evet biliyorum hem senin hem benim kaybetmemizi sağlayacak çok fazla hata yaptım.. ondandır sen de özlüyorsun bir günaydınla bir iyigeceler dileyebilmeyi. farkındayım sana çektirdiklerimi.. sınırladım seni kendi hayallerimle. sen dışarı çıkmak eskisi gibi içmek gezmek tozmak ve başarı hikayelerini senden ilham alacak çevrendekilere anlatmayı istedin. hapsettim seni biliyorum.. kendi içime hapsettim.. seni söylediklerin için suçlayamam ama hak ver ulan bana bir kez olsun hak ver.. her gece eve geldiğimde o hayalkırıklıklarıyla dolu yüzünün bedelini benden çıkarma.. sen sadece mantığınla hareket edebileceğini sanıp neredeyse benim kadar acınası durumlara düştüğünde emin ol ben senden daha çok acı çektim.. madem içiyoruz karşılıklı ve madem yıktın az önce kurduğum o güzel evi..
-Dikkat et ben değildim yıkan.. sen tek bir seferliğine bıraktın suyun akmasını ve ne kadar zayıf bir iş yaptığını gördün..
-Tamam lan ona da kabul.. ama madem bu durumdayız artık anla sende beni. yaptıklarım sonucunda kaybettiklerimiz aslında hiçbir zaman tam olarak bize ait olmadı kabul et. yok olup gideceğini farkettiğimiz anda ikimizde elimizden gelen harcı özensizce sürdük kurduğumuz duvarlara.. farkında değildin ama sen bana yardım ettin mantığınla aklınla.. daha yaratıcı olabilmemi sağladın bana göre.. tek başıma yapamayacağım şeyleri yaptım sayende.. sadece sevgi ve saygıyla hiçbirşeyin yürümediğini anladığım anlarda hissettim yanımda seni.. ki sen o zamanlarda kış uykusundayım beni uyandırma derdin.. ama ne sen benim peşimi bıraktın ne ben senin..
-Cesur gördüm seni.. hem suçluyorsun hem kabul ediyorsun bakıyorum..
-Bana başka seçenek bırakmıyorsun çünkü.. elindeki koca ışığı bir gözüme bir de akan suya tutmaktan vazgeçmedin iki saattir. başımın ağrıyacağını ya da sinireneceğimi bile bile hakaretler eşliğinde gösterdin yeniçeriliğini tebrikler.. savaşır gibi konuştun lan iki saattir yeter.. suyumu istiyorsun al.. rüzgar estiğinde dalların kırılmasını mı istiyorsun tam mevsimindeyiz.. ama dikkat et sertleştiğinde sadece sen ve ben olacağız o kırılan dalları tutmaya çalışan.. aynı savaşı devam ettirdiğimiz sürece ne sen ne de ben kazanacağız ve üzgünüm ben daha baskınım bu arkadaşlıkta ve yine benim dediğim olacak..
-O kadar emin olma.. ve lütfen ama lütfen bırak zamana bu sefer.. tamam ben daha az karışacağım ama yalvarırım anlamış ol beni.. yalvarırım başkalarına yalvarma artık ya da bana.. şartlı bir izin verelim kendimize artık.. sessizce izleyeceğimiz zamanımız olsun ve sessizce dinleyelim birbirimizi.. hakaret olmadan ve minimum zararla atlatalım artık bunu.. şimdi iki bira daha alalım ve sana güzel bir kulübe yapalım dinlenebileceğin.. çevresini istediğin gibi süsle ben karışmıyorum söz..
15 Şubat 2011 Salı
Guzel seyler soleyim ama kisa keseyim istedim bu sefer.. Olmadi..
Daha iyi bir insan olmami isteyen ve (veya) bekleyen insanlarin gece donustugum hayvani nasil gormediklerini hayretler icinde izliyorum.. Gunduz kurumsalligini bi kenara birakip elinde icki sisesiyle sokaklarda yuruyen ama sarhos degil ya da sarapci degil aksine kendinden emin ama kan canagi gozlerle etrafi izleyen adami nasil gormediler?? Herkes hakkinda mutlaka bir yorumu ya da kufru ya da anisi olan bu adami nasil gozden kacirdilarda bu herif her gece ayni naneler pesinde yari uyanik yari sarhos yari uyurgezer herkesin ama herkesin kabusu olmayi basarabildi?? En komplike ya da en uzun surebilecek hesaplarin pesinden kosup herzaman soledigi gibi insan faktoru disindaki her degiskeni gorebilen ve istedigi zaman, zaman mekan ve sartlari yorumlayip yogurabilen bi adami nasil olurda hedefin disinda tuttular?? Bunlari yazarken bile kendi ufak basarilariyla en olmadik zamanlarda dahil oldugu hayatlari dusunup kendini mutlu eden adami nasil gormezden geldiler??
Ya aslinda cok bi derdi olmayan bi adamken ben kendi turunden nefretle uzaklasan, hem yalnizligina ana avrat kufredip hem de gereksizsiniz lan siz aslinda tek susun anasini satayim karismayin bulasmayin dokunmayin birakin gitmeden ozgurlestigimi kacmadan kurtuldugumu hissettirin bana diyebilen biri oldum lan?? Cok birsey istemezken hayattan elindeki avcundaki tum legolari ya da oyuncak askerleri uzaktan kumandali arabalari alinmis onun yerine sanal platformlarin tamaminda diledigi gibi sacmalayabilecek bir sanal salak haline nasil donustum bak hatirlamiyorum.. Ama kendime giydirdigim tum kufurleri ve arada yalnizliga sokusturdugum tum lanetleri icimden sokup atmaya calistim sanirim.. Her saniyesine degebilecek guzel seyleri hatirlayarak ya da kendi kit imkanlarimla tekrar gerceklestirmeye calisarak biraz olsun buhranimdan ya da buhranlarindan cevremdeki insanlari kurtarmaya calistim.. Bak bunda gururluyum.. Ama ne kadar denesemde aglak bir tavirla ne kendime ne de baskalarina suc bulamiyorum.. Aklima her gelen cumleyi yazarak birbirinden kopuk seyleri biraraya getirmeye calisiyorum sadece.. Hala tamamlanmamis islerim oldugunu hatirliyorum bir cumlenin daha yarisina geldigimde.. Ve bu sefer unutmayim diye her seferinde bi yere not almaya calisiyorum.. Bir gun gelipte bunlarin tamamini unutmus yasli bir pislik oldugumda elime tutusturun bunlari tamammi.. Sonra da o notlarin ucunu tutusturdugunuzda al sana gunahlarin.. Yaniyolar yavas yavas.. Geceleri donustugun bu kendine acimasiz hayvani ehlilestiremedin.. Sen kendi kendini yakmaktan baska hicbir ise yaramadin tum sehri benzine bulayip elinde kibritle siritirken.. Simdide yine kendi yaptiklarinla sonunu getiriyorsun diyin o aslinda ben olan yasli pislige.. Her gecenin hinci her sabahin kufru ve laneti bak gordunmu coktu ustune.. Bir ranza ustunde havale gecirirken sayikladigini ve gordugunu sansigin o sari yol uzerindeki elektrik direkleriyle dolu sanrilari dusunurmus gibi dusun simdi elindekileri birakmayi.. Farkindasin ama birakamayacak kadar kaybettin kontrolunu degilmi.. Ve karsima gecip gulumseyin.. Ama ne sinirle ne de acimayla.. Sadece hep gormek istedigim o ufak dudak hareketleriniz olsun o yasli pis adamin karsisinda.. Yaslandigimi ve yaptiklarimi hatirlamayacak kadar bunamisken son gordugum o gulumsemeler olsun belki elimde yavas yavas yanan gunahlarimin siyah dumanindan daha guzel gelir gozume..
Simdi sonunda uyuyabilirim sanirim.. Aklima gelen baska milyon tane seyi bir kac saniyelik ruyalara sikistirip sabaha yarisini bile hatirlamamayi umarak uyuyabilirim sanirim..
Sadece bu aksamlik kendime masal anlatmak yerine aslinda bir masalin icinde yasadigimi hayal etmeme izin verecek kadar guzel seyler gormeyi umuyorum.. Iyi geceler alayina..
Batarken gunes ardinda tepelerin..
Ya aslinda cok bi derdi olmayan bi adamken ben kendi turunden nefretle uzaklasan, hem yalnizligina ana avrat kufredip hem de gereksizsiniz lan siz aslinda tek susun anasini satayim karismayin bulasmayin dokunmayin birakin gitmeden ozgurlestigimi kacmadan kurtuldugumu hissettirin bana diyebilen biri oldum lan?? Cok birsey istemezken hayattan elindeki avcundaki tum legolari ya da oyuncak askerleri uzaktan kumandali arabalari alinmis onun yerine sanal platformlarin tamaminda diledigi gibi sacmalayabilecek bir sanal salak haline nasil donustum bak hatirlamiyorum.. Ama kendime giydirdigim tum kufurleri ve arada yalnizliga sokusturdugum tum lanetleri icimden sokup atmaya calistim sanirim.. Her saniyesine degebilecek guzel seyleri hatirlayarak ya da kendi kit imkanlarimla tekrar gerceklestirmeye calisarak biraz olsun buhranimdan ya da buhranlarindan cevremdeki insanlari kurtarmaya calistim.. Bak bunda gururluyum.. Ama ne kadar denesemde aglak bir tavirla ne kendime ne de baskalarina suc bulamiyorum.. Aklima her gelen cumleyi yazarak birbirinden kopuk seyleri biraraya getirmeye calisiyorum sadece.. Hala tamamlanmamis islerim oldugunu hatirliyorum bir cumlenin daha yarisina geldigimde.. Ve bu sefer unutmayim diye her seferinde bi yere not almaya calisiyorum.. Bir gun gelipte bunlarin tamamini unutmus yasli bir pislik oldugumda elime tutusturun bunlari tamammi.. Sonra da o notlarin ucunu tutusturdugunuzda al sana gunahlarin.. Yaniyolar yavas yavas.. Geceleri donustugun bu kendine acimasiz hayvani ehlilestiremedin.. Sen kendi kendini yakmaktan baska hicbir ise yaramadin tum sehri benzine bulayip elinde kibritle siritirken.. Simdide yine kendi yaptiklarinla sonunu getiriyorsun diyin o aslinda ben olan yasli pislige.. Her gecenin hinci her sabahin kufru ve laneti bak gordunmu coktu ustune.. Bir ranza ustunde havale gecirirken sayikladigini ve gordugunu sansigin o sari yol uzerindeki elektrik direkleriyle dolu sanrilari dusunurmus gibi dusun simdi elindekileri birakmayi.. Farkindasin ama birakamayacak kadar kaybettin kontrolunu degilmi.. Ve karsima gecip gulumseyin.. Ama ne sinirle ne de acimayla.. Sadece hep gormek istedigim o ufak dudak hareketleriniz olsun o yasli pis adamin karsisinda.. Yaslandigimi ve yaptiklarimi hatirlamayacak kadar bunamisken son gordugum o gulumsemeler olsun belki elimde yavas yavas yanan gunahlarimin siyah dumanindan daha guzel gelir gozume..
Simdi sonunda uyuyabilirim sanirim.. Aklima gelen baska milyon tane seyi bir kac saniyelik ruyalara sikistirip sabaha yarisini bile hatirlamamayi umarak uyuyabilirim sanirim..
Sadece bu aksamlik kendime masal anlatmak yerine aslinda bir masalin icinde yasadigimi hayal etmeme izin verecek kadar guzel seyler gormeyi umuyorum.. Iyi geceler alayina..
Batarken gunes ardinda tepelerin..
7 Şubat 2011 Pazartesi
Ben.. İnsan..
uzun uzun yazılar yazmışım yıllardır. anlamlı anlamsız kendime de giydirmişim karşımdakine de.. istediğim herşeyi söyleyebilme imkanına sahip olduğumu sanmışım yazdıklarımı zorla tekrar okuyunca farkettim.. zaman gelmiş çok kızmışım ya da çok yorulmuşum. yolumu kaybettiğim olmuş ya da doğru yolda önümdeki tümsekleri görememişim.. aynı yatak üzerinde yazmaya devam etmişim hiç durmaksızın. ama hatırlatmışım zaman zaman kendime bilgisayarım bile olmayan zamanlarda saman kağıtları doldurdugumu.. pek akıllanmısa benzemıyorum yazdıklarımın sonucunda.. aynı mucadelelerı ard arda vermısım.. kendıme laf gecırmeye calısmısım bol bol.. akıllı ol, uslu ol, adam ol, ınsan ol, asık ol, bırak, unut, sev, bağlan, seviş, daha çok sev, çalış, düşün, düşünme, anla, anlat, dinle, koş, çabala, tekra sev, daha çok nefret et, gerekirse üzül, gerekirse ağla, gerekirse zarar ver kendime ama başkasına değil sakın ha, elinden geleni yap ve sakın vazgeçme yaşamaktan.. Çünkü demişim ki (yazmasam bile bunu) sen ölmek için biraz fazla değerlisin.. gittiğinde senin umrunda olmayacak değerin ama yapma sakın bıraka mücadeleni.. sen kendin için fazla değerlisin.. başkalarına verdiğin değerden daha fazlasısın.. sakın ha bırakma.. gitme.. giden gitsin olur o kadar.. kimse senin kadar iz bırakmaya çalışmıyor başkalarının hayatında.. ve senin mücadelen daha bitmedi.. yeterince derinleştiremedin kendini başkalarının hayatında ya da senin kendini derinlerde gördüğün kadar çekemedin kimseyi yanına.. o yüzden bırakma.. uzun uzun anlatmışım kendime nerelerde hata yaptığımı ya da aslında test tekniklerinin hatalı olduğunu.. akla ilk gelenin yapılmasının ne kadar çok hataya sebep olacağını.. atlaya zıplaya yaşamışım birşeyleri okuyunca anladım.. çok es geçmişim kendimden geçtiğim zamanlarda.. geri plana attığım çok şey olmuş öne çıkardığım herşeyde ya da herkeste.. kendi maddi ve manevi problelerimi bir kenara bırakmışım ne güzel.. bunun savunması olarak düşünmek beni yoruyor bu konularda arkadaş.. o yüzden düşünmesi daha kolay ve eğlenceli şeylere kayayı demişim.. haklıyım hala savunurum bunu.. ama hala yazılanları okuyup şu an aynı yatakta eşit yaklaşık aynı cümleleri kurabiliyorsam aklımda yarattığım o güzel şatonun bir yerleşiği olamamışım.. zira şömine yok kalorifer var.. viski yok çay var.. pipo yok camel var.. o zaman hadi başlayalım üstadım..
hayatta pek çok şeye inancımı kaybettim ya da geliştirmeye gerek duymadım üstad.. insana bağlanmayı fikre bağlanmaktan daha mantıklı buldum.. mantık insandır çünkü.. şaşar beşer ama mantıktır.. hesaplanamayacak ve tahmin edilemeyecek hayran kaldığım insan beyni.. vicdanı aşkı sevgiyi gerçek bedene kavuşturan aslında o güzel sesli güzel yüzlü doğduğu anda iyi kalpli insan.. acıyı da canlandıran sevincide gösterebilen insan.. hayran kaldığım şeyi takip etmeyi severim ne yapayım.. ondan çok üstelemedim başka şeyleri araştırmayı.. seçtiğim şeyi dinledim şeçtiğim şeyi okudum.. baktıklarımı taklit ya da takip ettim üstad.. her gördüğümden biraz aldım üstüne kattığımı sandım bolca.. o kadar iyi gözlemledimki üstad ve o kadar güzel tasarladımki hayatımı o izlediğim taklit ve takip ettiğim herkesi sadece tek bir sigara nefesine sığdırabildim.. çektiğim tek nefesle kendimce eksik ve hatalı olanları attım içinden geriye sadece sağlıklı olduğuna inandığım uyuşturucu güzellikler kaldı.. o güzel kafa da hayal kurmayı öğrendim işte orda biraz hata yaptım.. hayallerin gerçeğe dönüştüğü anları abarttım kendi içinde farkındayım üstad.. ama o kadar güzel uyuşturduki bu beynimi o zaman hayatımın mekaniklerinde sorunlar çıkmaya başladı.. ve yine elinde yağdanlıkla imdadıma yetişen o hayran olduğum insan koştu.. yönteminden şikayetçiyim ama.. yağdanlığı gerektiği gibi kullanmak yerine kafama vurmayı tercih etti akıllan ulan gerizekalı diyerek.. hey hey hey tamam uyandım sakin ol.. hayalciliği bir yere bırakırsak gücümü ve rüştümü ispat çabasıydı aslında bugüne kadar olanlar.. sanki yer çekimini newton değilde ben icat etmişim gibi (evet newton icat etmiştir) insanların ayaklarının yere basmasını sağlamaya çalıştım bu sefer.. pusulası kırılan her insana akıl vermeye çalıştım.. bilmezsin ben bir zamanlar yazarken kurduğum cümleleri konuşurken de kullanabilirdim.. ama sonrasında o kadar çok susturdularki dilim peltekleşti.. hayal ürünlerini yazarken gerçekleri konuşmaya başladım.. aklımdan geçipte dillendiremediklerim aslında daha güzeldi farkındayım.. zaten kendi içimdeki monoloğun sonuna gelmeyi başaramadım.. hep birilerinin katılmasını umduğum düşüncelerimin tamamında aynen şimdi olduğu gibi kendi kendine konuşan manyağın teki gibi kabul edildim.. evet evet dışlandığım oldu sen beni dinleyene kadar.. kabul görmediğim ya da sadece bir beden olarak kabul gördüğüm çok hayat oldu ne var sanki.. ondan da zevk almanın bir yolu avrdı tabiki benim için.. gözlerimi kapatmak yetti bazılarına.. bazılarında ise dedim ya gücümü ve rüştümü ispata uğraştım tırmaladım bol bol kabul edileyim ya da dahil olabileyim diye.. ama taki yorulana kadar.. yorulduğum zaman aklımda olanı dışa vurmayı öğrendim.. daha fazla yalana dolana oyuna gerek olmadığını anladığım anda konuştum tam da istediğim gibi.. o zaman farkettim aslında istediğim anlarda sesim güzel olabiliyor.. gerçi çok nadiren alkol sonrası konuşmayı severim ama evet içtikten sonra uyandığım anlarda sesim daha güzeldir üstad o zamanlar dinlemelisin beni.. o zaman daha eğlenceli anlatabilirim meramımı ya da en azından hatırlayabildiklerimi.. o zaman şimdiki gibi her çümle sonuna iki nokta da koymam bitmişle devamı gelecekmiş gibi.. kesin ve net ama duraksayarak anlatırım o zamanlarda kendimi..
haydi başa saralım üstad.. selam.. en uzun boylu hafif kambur adam.. dik durmayı sevmem ben.. artık insanların yüzüne bakmayı sevmediğimden değil.. ya da gözlerim dudaklarından göğüslerine kayabileceğinden değil.. dik durmanın bir yolunu bulamıyorum ondan.. hayır güçsüz ya da yorgun değilim.. oha demek istemiyorum ama daha yorulamadım.. anlamsız buluyorum sdece çaba sarfetmeyi.. ayrıca uzun insan olarak herkesten daha uzun boyluyken herkesin bir arkasındakini de görebiliyorum bak bu kötü birşey sen bilmezsin.. sadece akrşımdakini görmek istiyorum ama onu sarıp sarmalayan tüm hayatını da görüyor olmak ne kadar zor tahmin bile edemezsin.. omzundan belinden saçlarından çantasından yakasından paçasından tutan bırakmayan hareket alanını kısıtlayan herkesi görebiliyorum yazık bana be.. o zaman baktığım insanın tüm yüklerini çekip almak istiyorum çabalıyorum kuş tüyü kadar hafif ve sahipsiz olsun diye.. işte o zaman yoruluyorum üstad.. o zaman vazgeçmek istiyorum ama fark edemiyorum o hayatlardan biri de ben olmuşum.. kurtarmaya çalışırken kurtulmak istenen olmuşum.. dik durduğumda yalnızlaşıyorum ben.. o yüzden baktığım yüzü göreyim diye hafif kambur adam olmak istiyorum.. azıcık dik dur dendiğinde evet aklıma bunlar geliyor o yüzden uğraşmıyorum tamammı..
evet hadi başa saralım üstad.. ben 5 duyusunu en etkin şekilde kullandığını sanan biriyim.. tadını alabiliyorum hala içtiğim kahvenin.. yüzüm gülüyor pardon bu bir duyumudur?? Gülümsemek mesela.. o bir fincan türk kahvesinin (hele de ben yapmışsam) tadını alabildikçe gülümsüyorum.. gün gelir bir fincan daha eklenir diyorum.. hayal kurmak bir duyumudur?? Hayal kurup duyumsayabiliyorum çünkü kendimi.. dokunabiliyorum.. şu an bir klavyenin tuşları da olsa gün geliyor başkalarına da dokunabiliyorum.. uykumda astral seyahatlerden bahsetmıyorum ya da kendı kendıme hallenmekten.. cidden başka birini hissedebiliyorum parmaklarımın ucunda.. korkak ürkek dokunuşlar oluyor ya da sırf dokunmuş olmak için kol ya da sırt sıvazladığım oluyor ama olsun.. ne de olsa her zaman bir el tutacak kadar şanslı olamıyorum.. el tutarken heycanlanmak bir duyumudur?? Görebiliyorum.. evet ya görebiliyorum.. gördüğüm en güzel gözler var mesela.. dalgalanan en güzel saçlar ya da beraber izlenebilecek en güzel filmler var hatta… en güzel bedenleri de görebiliyorum olmaması gereken tüm çirkinlikleri de.. hayatı da görebiliyorum hem de tüm renkleriyle üstüne her geçen saniye daha da morlaşan ölümüde.. gördüklerimi anlayabilmek ve anlamlandırabilmek bir duyumdur?? Duyabiliyorum.. kulağıma fısıldanan her güzel kelimeyi duyuyorum.. bazen sadece nefeste olsa duyabiliyorum o içten gelenleri.. içmeden sarhoş edebilen ya da içtikten sonra ayıltabilen o güzel şarkıları duyabiliyorum.. gece anlattığım masallar sırasında bir prensesin uykuya daldığını duyuyorum.. kokusunu alabiliyorum ben pek çok şeyin.. sanki bir çizgi film kahramanı gibi aldığım kokunun ardından uçabiliyorum bile.. sırf bir kokuyu içime çekeilmek için sarılabiliyorum herkese.. nefes aldığım her saniye hayatın kokusunu alabliyorum.. gülün, reçelin, balın, sigaranın, viskinin nasıl koktuğunu biliyorum. Ayırabiliyorum hepsini ve biliyorum herkes farklı kokar.. pisliğinide çekebiliyorum içime ya da çürümüşlüğünü ya da bazen yeni bir hayatmış gibi tertemiz geliyor içime çektiğim nefes..
tekrar ve son bir kez en baştan alalım hadi.. yıllardır yazıyorum anlatıyorum ya da dinliyorum.. zor zanaat olduğunu bile bile hayatta kalmak ve hayatta kaldığım güzel süre için kendime ve başkalarına bir iz bırakmaya çalışıyorum üstad.. kötülükten uzak duruyorum çünkü ne kadar kötü olabileceğimi biliyorum.. içimdeki tüm kendi seslerimi susturmaya çalışıyorum yeter başım ağrımasın diye.. konuşmaya başladıkların aldatmaya başlıyorum çünkü.. evet aldatan biri oluyorum yalan söyleyen ve kendince kandırabildiğini sanan.. ve hala insanlar senin hakkında senin bile bilmediğin bir şey biliyorum gibi saçma şeyler söylebiliyorlar.. kendimin ve yaptıklarımın farkındayım neyseki.. olabilecekleri hesaplayamasamda farkındayım yaptıklarımın.. hatalarımı kabullenip özür dileme cesaretini de gösteriyorum affedileyeceğimi bile bile.. çünkü ben nasılki aldatıldığımda ya da yüzüme baka baka yalan söylendiğini fark ettiğimde geri adım atmayıp küfür etmeyi öğrendiysem yaptıklarım sonucunda affedilemeyeceğimi de anlayacak kadar gerçekçi olabiliyorum.. neyseki varlığımdan haberdarım ve çevremi en az 5 duyumla fark edebiliyorum.. bundan mutluluk duyuyorum çünkü kendime verdiğim değerle ve yukarıda saydıklarımın hepsiyle hayatta kalıyorum.. bir saniye bile düşünmüyorum bırakmayı unutmayı ya da vazgeçmeyi.. beni ben yapan hiçbirşeyden geri adım atmamayı kendi mücadelem olarak kabul ettim sırf ben ben olabileyim diye.. kendimle kavgayı da bıraktım başkasıyla kavga edip duvarlara girişmeyide.. ama tek istediğim monologdan diyaloğa geçmekti.. üstad kafana sıçayım sen de odun çıktın ben ne diyim..
hayatta pek çok şeye inancımı kaybettim ya da geliştirmeye gerek duymadım üstad.. insana bağlanmayı fikre bağlanmaktan daha mantıklı buldum.. mantık insandır çünkü.. şaşar beşer ama mantıktır.. hesaplanamayacak ve tahmin edilemeyecek hayran kaldığım insan beyni.. vicdanı aşkı sevgiyi gerçek bedene kavuşturan aslında o güzel sesli güzel yüzlü doğduğu anda iyi kalpli insan.. acıyı da canlandıran sevincide gösterebilen insan.. hayran kaldığım şeyi takip etmeyi severim ne yapayım.. ondan çok üstelemedim başka şeyleri araştırmayı.. seçtiğim şeyi dinledim şeçtiğim şeyi okudum.. baktıklarımı taklit ya da takip ettim üstad.. her gördüğümden biraz aldım üstüne kattığımı sandım bolca.. o kadar iyi gözlemledimki üstad ve o kadar güzel tasarladımki hayatımı o izlediğim taklit ve takip ettiğim herkesi sadece tek bir sigara nefesine sığdırabildim.. çektiğim tek nefesle kendimce eksik ve hatalı olanları attım içinden geriye sadece sağlıklı olduğuna inandığım uyuşturucu güzellikler kaldı.. o güzel kafa da hayal kurmayı öğrendim işte orda biraz hata yaptım.. hayallerin gerçeğe dönüştüğü anları abarttım kendi içinde farkındayım üstad.. ama o kadar güzel uyuşturduki bu beynimi o zaman hayatımın mekaniklerinde sorunlar çıkmaya başladı.. ve yine elinde yağdanlıkla imdadıma yetişen o hayran olduğum insan koştu.. yönteminden şikayetçiyim ama.. yağdanlığı gerektiği gibi kullanmak yerine kafama vurmayı tercih etti akıllan ulan gerizekalı diyerek.. hey hey hey tamam uyandım sakin ol.. hayalciliği bir yere bırakırsak gücümü ve rüştümü ispat çabasıydı aslında bugüne kadar olanlar.. sanki yer çekimini newton değilde ben icat etmişim gibi (evet newton icat etmiştir) insanların ayaklarının yere basmasını sağlamaya çalıştım bu sefer.. pusulası kırılan her insana akıl vermeye çalıştım.. bilmezsin ben bir zamanlar yazarken kurduğum cümleleri konuşurken de kullanabilirdim.. ama sonrasında o kadar çok susturdularki dilim peltekleşti.. hayal ürünlerini yazarken gerçekleri konuşmaya başladım.. aklımdan geçipte dillendiremediklerim aslında daha güzeldi farkındayım.. zaten kendi içimdeki monoloğun sonuna gelmeyi başaramadım.. hep birilerinin katılmasını umduğum düşüncelerimin tamamında aynen şimdi olduğu gibi kendi kendine konuşan manyağın teki gibi kabul edildim.. evet evet dışlandığım oldu sen beni dinleyene kadar.. kabul görmediğim ya da sadece bir beden olarak kabul gördüğüm çok hayat oldu ne var sanki.. ondan da zevk almanın bir yolu avrdı tabiki benim için.. gözlerimi kapatmak yetti bazılarına.. bazılarında ise dedim ya gücümü ve rüştümü ispata uğraştım tırmaladım bol bol kabul edileyim ya da dahil olabileyim diye.. ama taki yorulana kadar.. yorulduğum zaman aklımda olanı dışa vurmayı öğrendim.. daha fazla yalana dolana oyuna gerek olmadığını anladığım anda konuştum tam da istediğim gibi.. o zaman farkettim aslında istediğim anlarda sesim güzel olabiliyor.. gerçi çok nadiren alkol sonrası konuşmayı severim ama evet içtikten sonra uyandığım anlarda sesim daha güzeldir üstad o zamanlar dinlemelisin beni.. o zaman daha eğlenceli anlatabilirim meramımı ya da en azından hatırlayabildiklerimi.. o zaman şimdiki gibi her çümle sonuna iki nokta da koymam bitmişle devamı gelecekmiş gibi.. kesin ve net ama duraksayarak anlatırım o zamanlarda kendimi..
haydi başa saralım üstad.. selam.. en uzun boylu hafif kambur adam.. dik durmayı sevmem ben.. artık insanların yüzüne bakmayı sevmediğimden değil.. ya da gözlerim dudaklarından göğüslerine kayabileceğinden değil.. dik durmanın bir yolunu bulamıyorum ondan.. hayır güçsüz ya da yorgun değilim.. oha demek istemiyorum ama daha yorulamadım.. anlamsız buluyorum sdece çaba sarfetmeyi.. ayrıca uzun insan olarak herkesten daha uzun boyluyken herkesin bir arkasındakini de görebiliyorum bak bu kötü birşey sen bilmezsin.. sadece akrşımdakini görmek istiyorum ama onu sarıp sarmalayan tüm hayatını da görüyor olmak ne kadar zor tahmin bile edemezsin.. omzundan belinden saçlarından çantasından yakasından paçasından tutan bırakmayan hareket alanını kısıtlayan herkesi görebiliyorum yazık bana be.. o zaman baktığım insanın tüm yüklerini çekip almak istiyorum çabalıyorum kuş tüyü kadar hafif ve sahipsiz olsun diye.. işte o zaman yoruluyorum üstad.. o zaman vazgeçmek istiyorum ama fark edemiyorum o hayatlardan biri de ben olmuşum.. kurtarmaya çalışırken kurtulmak istenen olmuşum.. dik durduğumda yalnızlaşıyorum ben.. o yüzden baktığım yüzü göreyim diye hafif kambur adam olmak istiyorum.. azıcık dik dur dendiğinde evet aklıma bunlar geliyor o yüzden uğraşmıyorum tamammı..
evet hadi başa saralım üstad.. ben 5 duyusunu en etkin şekilde kullandığını sanan biriyim.. tadını alabiliyorum hala içtiğim kahvenin.. yüzüm gülüyor pardon bu bir duyumudur?? Gülümsemek mesela.. o bir fincan türk kahvesinin (hele de ben yapmışsam) tadını alabildikçe gülümsüyorum.. gün gelir bir fincan daha eklenir diyorum.. hayal kurmak bir duyumudur?? Hayal kurup duyumsayabiliyorum çünkü kendimi.. dokunabiliyorum.. şu an bir klavyenin tuşları da olsa gün geliyor başkalarına da dokunabiliyorum.. uykumda astral seyahatlerden bahsetmıyorum ya da kendı kendıme hallenmekten.. cidden başka birini hissedebiliyorum parmaklarımın ucunda.. korkak ürkek dokunuşlar oluyor ya da sırf dokunmuş olmak için kol ya da sırt sıvazladığım oluyor ama olsun.. ne de olsa her zaman bir el tutacak kadar şanslı olamıyorum.. el tutarken heycanlanmak bir duyumudur?? Görebiliyorum.. evet ya görebiliyorum.. gördüğüm en güzel gözler var mesela.. dalgalanan en güzel saçlar ya da beraber izlenebilecek en güzel filmler var hatta… en güzel bedenleri de görebiliyorum olmaması gereken tüm çirkinlikleri de.. hayatı da görebiliyorum hem de tüm renkleriyle üstüne her geçen saniye daha da morlaşan ölümüde.. gördüklerimi anlayabilmek ve anlamlandırabilmek bir duyumdur?? Duyabiliyorum.. kulağıma fısıldanan her güzel kelimeyi duyuyorum.. bazen sadece nefeste olsa duyabiliyorum o içten gelenleri.. içmeden sarhoş edebilen ya da içtikten sonra ayıltabilen o güzel şarkıları duyabiliyorum.. gece anlattığım masallar sırasında bir prensesin uykuya daldığını duyuyorum.. kokusunu alabiliyorum ben pek çok şeyin.. sanki bir çizgi film kahramanı gibi aldığım kokunun ardından uçabiliyorum bile.. sırf bir kokuyu içime çekeilmek için sarılabiliyorum herkese.. nefes aldığım her saniye hayatın kokusunu alabliyorum.. gülün, reçelin, balın, sigaranın, viskinin nasıl koktuğunu biliyorum. Ayırabiliyorum hepsini ve biliyorum herkes farklı kokar.. pisliğinide çekebiliyorum içime ya da çürümüşlüğünü ya da bazen yeni bir hayatmış gibi tertemiz geliyor içime çektiğim nefes..
tekrar ve son bir kez en baştan alalım hadi.. yıllardır yazıyorum anlatıyorum ya da dinliyorum.. zor zanaat olduğunu bile bile hayatta kalmak ve hayatta kaldığım güzel süre için kendime ve başkalarına bir iz bırakmaya çalışıyorum üstad.. kötülükten uzak duruyorum çünkü ne kadar kötü olabileceğimi biliyorum.. içimdeki tüm kendi seslerimi susturmaya çalışıyorum yeter başım ağrımasın diye.. konuşmaya başladıkların aldatmaya başlıyorum çünkü.. evet aldatan biri oluyorum yalan söyleyen ve kendince kandırabildiğini sanan.. ve hala insanlar senin hakkında senin bile bilmediğin bir şey biliyorum gibi saçma şeyler söylebiliyorlar.. kendimin ve yaptıklarımın farkındayım neyseki.. olabilecekleri hesaplayamasamda farkındayım yaptıklarımın.. hatalarımı kabullenip özür dileme cesaretini de gösteriyorum affedileyeceğimi bile bile.. çünkü ben nasılki aldatıldığımda ya da yüzüme baka baka yalan söylendiğini fark ettiğimde geri adım atmayıp küfür etmeyi öğrendiysem yaptıklarım sonucunda affedilemeyeceğimi de anlayacak kadar gerçekçi olabiliyorum.. neyseki varlığımdan haberdarım ve çevremi en az 5 duyumla fark edebiliyorum.. bundan mutluluk duyuyorum çünkü kendime verdiğim değerle ve yukarıda saydıklarımın hepsiyle hayatta kalıyorum.. bir saniye bile düşünmüyorum bırakmayı unutmayı ya da vazgeçmeyi.. beni ben yapan hiçbirşeyden geri adım atmamayı kendi mücadelem olarak kabul ettim sırf ben ben olabileyim diye.. kendimle kavgayı da bıraktım başkasıyla kavga edip duvarlara girişmeyide.. ama tek istediğim monologdan diyaloğa geçmekti.. üstad kafana sıçayım sen de odun çıktın ben ne diyim..
27 Ocak 2011 Perşembe
Bir yalan dunya benimkisi..
Oncelikle farkettimki bugun deniz yoktu istanbulda.. Dunyanin en guzel sehri dedikleri yerde (kim dedi bunu lan?) Koskoca denizi kurutmuslar arkadas.. Sadece calgili cengili bogaz turu kismiyla makyajini gordugun sehrin taa en uzaklarinda bi yerlerdeydim belkide ondan yoktu deniz bugun.. Vapurlarin yerine otobusler, martilarin yerine de ucaklar gecmisti ise bak.. Gitmek istedigim gormek istedigim yer burasi degildi tabiki.. Olmak istedigim yer aslinda hicbiyerdi bugun.. Ya da sadece koskoca bi hiclik colunun tam da ortasinda ben, bir de fokurdatabilecegim bi nargile.. Kimse olmasindi zaten tek basima kaldigimi icim icimi yiye yiye anlayabilmeliydim.. Hayatimin her saniyesini kaplayan teknoloji coplugunu bir kenara birakip kendimden uzaklasmadan ya da kendimi kaybetmeden herkesten herseyden kopmam gerektigini hissettim.. Heyhat gidemiyorum o toz gozume kulagima girmiyor gunes beynimi kavurmuyor.. Sadece her taraf koskoca binalar yigini her yer alacakaranlik.. Ve o kadar basim agriyorki hayalle gercegi yalanla dogruyu karistiriyorum.. Her sabah hic bilmedigim bir yerde uyaniyorum.. Bilmedigim bir saatin alarmi caliyor anlamadigim bir dilde mesajlar gelmis telefonuma.. Uyaniyorum evet uyaniyorum.. Hangi gundeyiz?? Bi saniye saat kac?? Ya nolur bi bes dakika daha diyebilecegim kimse yokmu?? Hey orda kimse varmi?? Dur bi sigara yakayim aklimin kivrimlarinda dolansin dumani.. Ac karnina aldigim keyif nedir acaba gercekmidir?? Daha guzel bir koku almak isterken sabah uyandigimda, doya doya icime cekmek isterken neden hep kapisi cami tamamen kapali bi odada oksijenin azaldigini hissediyorum hala?? Yanagima deymesini istedigim seyin ipek gibi saclar olmasi gerekirken neden hep yorgani tutan cengelli igne batiyo suratima?? Oda sogukmus yatak hala sicak.. Ama giremem tekrar icine.. Kalkmam gerek ama saat kac bilmiyorum.. Zira benden once kalkip gunumu aydinlatacak kimsem yok farkedebiliyorum.. Gecelik atistirmanin ardindan hala karnim ac, sigara iyi bi fikir degildi ama sagolsun beni uyandiran o oldu tercih ettigim sey baska olsa da.. Kalktigimda derinden ses veren her eklemime hay bin kunduz.. Kirilacak kemikler olsaydi yine de kiyamazdim ama kendime gelince acimam sabahlari.. Ayak bileklerinden boyna kadar tum birlesim noktalarini hissetmeliyim hala yerlerindemi diye.. Gozlerim capak dolu hissediyorum.. Hadi banyoya.. Sigara yarilandi diger yarisini akan su da sondurmeliyim.. Evde tek basimayken agzimda sigarayla dolasmam bir ayinin ormanda dolasmasina benzer.. Tipki zatialilerinin postlarini agaclara surterek kendi hukumranlik alanlarini belirlemeleri gibi bende evde kendi bolgemi cizerim dumanla.. Ucar gider de kokusu kalir icinde yuzmeyi hayal ettigim bir derya misali.. Banyo fasli ziyadesiyle bitmistir a dostlar.. Ya bi dakka bugun gunlerden haftasonu.. Kendi basima kendi kahvaltimi hazirlayim.. Eskiden biri olurmuydu yanimda hatirlamiyorum.. Hayal gibi geliyor simdilerde.. Ozene bezene poset cayimi gezdireyim sicak suyun icinde.. Tarifini bir benim bildigim tostumu yapayim banayim recele.. Ama bir sigara daha.. Ev soguk hala biraz daha odun atmali sobaya.. Ya da sadece ellerimi ocagin ustunde gezdirsem olmazmi?? Isinan suyun buhari iyi gelirmi bir gece oncesinin duvarda patlayan yumruk yaralarina?? Gece boyu odadaki bosluk hissi yeterince soguk kompres yapti.. Neyse efendiler.. Cizir cizir kizarmis ekmek bol yagin icinde.. Eritmis bi guzel malzemeleri.. Tv de acilacak kanal belli sanirim.. Cumartesi cumartesi en guzel yanlariyla discovery.. Izledikce aklima gelen tek seyin lan keske muhendis olsaydim.. Kendi mantigimdaki carklarin isleyisini de duzenlerdim belki.. Tek bi insan muhendisi oldugunu kabul edelim.. Geriye kalanlarin yeniden uretiminde bile ufak bir rol alabilmeyi umardim.. Sonra daha bir saat once aynadaki akisine baktiginda ici kalkan adam olarak yeniden uretimlerinin neye benzeyebilecegini dusunurum.. Isi bilmeyen bir izleyici olarak picassonun eserlerine benzetebilirdim.. Karisik sadece.. Aklimi fikrimi duzene sokmadan hangi binayi ayaga dikebilirdimki?? Muhendis oldugunda bunlari ogretiyorlarmi?? Bu arada tostumu yedim bekliyorum.. Sustum.. Tv yi kapattim.. Sadece yemek sonrasi sigaranin yanarken cikardigi ses.. Gerisi bos iste.. Yine kapi ya da telefondan ses yok.. Nefes alis verisimi gectim artik kalp atislarimi bile duyuyorum.. Damarlarimdan akan kani bile hissediyorum.. Tamamen odaklandim.. Bekliyorum.. Sonra dikkatim dagiliyor her zaman oldugu gibi.. Sigaranin kulu dusmus koltuga.. Ya uflerim ya sadece silkelerim nolcak.. Simdi ne olacak.. Kendimi besledim cayim hala var.. Simdi ne olacak ya biri bisey soylesin..
Ufff ne ruyaydi diye uyanan kahraman sadece gulumser onundeki koskoca uzanan sapsari cole bakarak.. Aslinda cok uzak olmayan ve hala olasi bir gecmisten gelen bir kabus anasini satayim.. Kahraman colun ortasinda kesfettigi ama aslinda berberilerin develerini dinlendirdigi ufacik bir vahada bir palmiye golgesinde ogle uykusunu bitirmis ve yurumeye hazirlanmaktadir.. Sahne aslinda gorkemli gibi gorunse de durum sundan ibarettir.. Artik bir amish olamayacagini anlayan uzun boylu adam baharin artik hic gelmeyecegini anladigi bi sabah kendini cezalandirmaya karar verir.. Icine dustugu her turlu kotu durumdan siyrilmak yerine ya da akillica hareket etmek yerine kacmayi secer.. Elindekini avcundakini yok pahasina ( ki cok biseyi de yoktur zaten) satip daha bir kac saat once hayalini kurdugu colde nargile icip kafa dagitmak icin otostop cekmeye baslar.. Artik sakal kesmek takim elbise giymek gibi dertleri yoktur uzun adamin.. Her zaman onaylamak icin kaldirdigi basparmagini yoldan gecen ve bazen bi manyak cikip beni oldurse diye dusundugu arabalara uzatmaya baslar.. Ufak bi canta biraz para biraz gofret derken sonunda gelmistir istedigi yere.. Misirlinin tekinden yalvar yakar aldigi nargile bi paket nargile kafe tutunu.. Aslinda bilmedigi ya da gozu gormedigi icin midesinin kaldirdigi o deve yalagindan doldurdugu suyu fokurduyor simdi.. Evet gitmeye usenmis bir kez daha manzaraya birakmis kendini.. Hava serinlerken yurumek daha iyidir ona gore.. Discovery de ogrenmistir colde yapmasi gerekenleri.. Turlu boceklerden korkan koca adam akreplerle orumceklerle uyumaya bile alismistir.. Her seferinde nelere alismadimki be arkadas der kendine.. Gidene gelene sonra tekrar gidene sonra kafasina gore gelip gitmekle tehdit edene hepsine tum manyakliklara tum egolara tum dostluklara dusmanliklara sevmeye sevismeye sevilmemeye sevilmek icin yalvarmaya lanet etmeye ve onlarin kendisine donmesine hepsine ama hepsine herkese alismis.. Yasam bu olmali demis kendi icinde aptal bir aydinlanma yasadigi o salak ana kadar.. Yenisine de alisirim demis ne olacak.. Ve ayaga kalkmis yurumeye hazirlamis kendini..
Ve 3 2 1.. adam uzun bi kanepede uzanir bulmus kendini.. Nasil hissediyosun kendini diye sormus doktor.. Adam dusunmus sen ole kisacik bi etek giydiginde pardon ama nasil hissedebilirim kendimi?? Bi saniye nerdeyim ben?? Kadin bi bardak su uzatmis adama hadi kalk bakalim.. Adam hatirlamis.. Ilaclari reddettigi icin hipnoz klinigindeymis.. Gunluk seansin bir parcasi.. Aklinda yarattigi dunyalarda istedigi gibi gezme imkani.. Nasil hissediyorsun kendini?? Uzgun demis adam.. Aradigimi bulamadim.. Istedigimi alamadim.. Yalnizdim korkuyordum.. Istediklerimi ya da herkesin istedigi herseyi yapmama ragmen yalnizdim.. Ya soguktu ya sicak.. Durumumu degistirmeye calistigimi hissettim.. Ama baharin gelmedigini gelmeyecegini farkettim.. Kadin yaklasti adama.. Bak iyi dinle beni.. Bahar diye birsey yok.. Asla olmadi.. Sen dusundun sen hissettin bunu sen yarattin kendi aklinda.. Bekleme artik.. Kendine daha fazla aci cektirme.. Disardaki herkes seni bekliyor kendi mevsimleriyle.. Bazen sicak bazen soguk ama asla aklindaki bahar degil.. Herkesi o kaliba oturtmaya calistin herkese sekil vermeye calistin.. Yapma.. Aklinda yarattigin imgelere benzeyemez kimse.. Yapma.. Kendinle oynuyorsun sekillendirmek istedigin her oyun hamurunda.. Ama useniyorsun kuruyani islatip tekrar canlandirmaya.. Sen daha iyisini yapabilirsin biliyorsun.. Ama bunu yapma.. Seni bekleyen cok sey var goreceksin.. Hey hey gozlerini gozlerime odakla..
Ve evet gercekten deniz yoktu bugun istanbulda.. Kuru hafif soguk.. Yalandan bi gunes.. Tamamen yalandan bi dunya benimkisi.. Adam uyandiginda aklinda bir tek dusunce bu kalmisti..
Ufff ne ruyaydi diye uyanan kahraman sadece gulumser onundeki koskoca uzanan sapsari cole bakarak.. Aslinda cok uzak olmayan ve hala olasi bir gecmisten gelen bir kabus anasini satayim.. Kahraman colun ortasinda kesfettigi ama aslinda berberilerin develerini dinlendirdigi ufacik bir vahada bir palmiye golgesinde ogle uykusunu bitirmis ve yurumeye hazirlanmaktadir.. Sahne aslinda gorkemli gibi gorunse de durum sundan ibarettir.. Artik bir amish olamayacagini anlayan uzun boylu adam baharin artik hic gelmeyecegini anladigi bi sabah kendini cezalandirmaya karar verir.. Icine dustugu her turlu kotu durumdan siyrilmak yerine ya da akillica hareket etmek yerine kacmayi secer.. Elindekini avcundakini yok pahasina ( ki cok biseyi de yoktur zaten) satip daha bir kac saat once hayalini kurdugu colde nargile icip kafa dagitmak icin otostop cekmeye baslar.. Artik sakal kesmek takim elbise giymek gibi dertleri yoktur uzun adamin.. Her zaman onaylamak icin kaldirdigi basparmagini yoldan gecen ve bazen bi manyak cikip beni oldurse diye dusundugu arabalara uzatmaya baslar.. Ufak bi canta biraz para biraz gofret derken sonunda gelmistir istedigi yere.. Misirlinin tekinden yalvar yakar aldigi nargile bi paket nargile kafe tutunu.. Aslinda bilmedigi ya da gozu gormedigi icin midesinin kaldirdigi o deve yalagindan doldurdugu suyu fokurduyor simdi.. Evet gitmeye usenmis bir kez daha manzaraya birakmis kendini.. Hava serinlerken yurumek daha iyidir ona gore.. Discovery de ogrenmistir colde yapmasi gerekenleri.. Turlu boceklerden korkan koca adam akreplerle orumceklerle uyumaya bile alismistir.. Her seferinde nelere alismadimki be arkadas der kendine.. Gidene gelene sonra tekrar gidene sonra kafasina gore gelip gitmekle tehdit edene hepsine tum manyakliklara tum egolara tum dostluklara dusmanliklara sevmeye sevismeye sevilmemeye sevilmek icin yalvarmaya lanet etmeye ve onlarin kendisine donmesine hepsine ama hepsine herkese alismis.. Yasam bu olmali demis kendi icinde aptal bir aydinlanma yasadigi o salak ana kadar.. Yenisine de alisirim demis ne olacak.. Ve ayaga kalkmis yurumeye hazirlamis kendini..
Ve 3 2 1.. adam uzun bi kanepede uzanir bulmus kendini.. Nasil hissediyosun kendini diye sormus doktor.. Adam dusunmus sen ole kisacik bi etek giydiginde pardon ama nasil hissedebilirim kendimi?? Bi saniye nerdeyim ben?? Kadin bi bardak su uzatmis adama hadi kalk bakalim.. Adam hatirlamis.. Ilaclari reddettigi icin hipnoz klinigindeymis.. Gunluk seansin bir parcasi.. Aklinda yarattigi dunyalarda istedigi gibi gezme imkani.. Nasil hissediyorsun kendini?? Uzgun demis adam.. Aradigimi bulamadim.. Istedigimi alamadim.. Yalnizdim korkuyordum.. Istediklerimi ya da herkesin istedigi herseyi yapmama ragmen yalnizdim.. Ya soguktu ya sicak.. Durumumu degistirmeye calistigimi hissettim.. Ama baharin gelmedigini gelmeyecegini farkettim.. Kadin yaklasti adama.. Bak iyi dinle beni.. Bahar diye birsey yok.. Asla olmadi.. Sen dusundun sen hissettin bunu sen yarattin kendi aklinda.. Bekleme artik.. Kendine daha fazla aci cektirme.. Disardaki herkes seni bekliyor kendi mevsimleriyle.. Bazen sicak bazen soguk ama asla aklindaki bahar degil.. Herkesi o kaliba oturtmaya calistin herkese sekil vermeye calistin.. Yapma.. Aklinda yarattigin imgelere benzeyemez kimse.. Yapma.. Kendinle oynuyorsun sekillendirmek istedigin her oyun hamurunda.. Ama useniyorsun kuruyani islatip tekrar canlandirmaya.. Sen daha iyisini yapabilirsin biliyorsun.. Ama bunu yapma.. Seni bekleyen cok sey var goreceksin.. Hey hey gozlerini gozlerime odakla..
Ve evet gercekten deniz yoktu bugun istanbulda.. Kuru hafif soguk.. Yalandan bi gunes.. Tamamen yalandan bi dunya benimkisi.. Adam uyandiginda aklinda bir tek dusunce bu kalmisti..
21 Ocak 2011 Cuma
Kısa hikayelerle insan atlası.. Bölüm 7: Sonuç..
aslında kazan kazan la bıtmesını umdugum bırsey degıldı.. elde ettıgım sonuc herzaman tahmın edılebılır bır durumdan oteye gecemedı ve yıne sasırtmadı.. neden oldugunu sordum neden olmasını acıkladım yapabıldıklerımı yapamadıklarımı anlattım hayallerımı de kattım aklımdakılerı de ustune bundan sonra neler olabılecegını az cok tahmın etmeye calıstım kı sonunda nedendır oluruna bırakmaya karar vermısım.. an ıtıbarıyle geldıgım noktadan memnun degılım.. neden olayım kı?? elımdekını avcumdakını kaybettım dıye yakınacak degılım aman aman.. elımde hıcbırsey tutmadıgım anlarda nasıl olurda kaybedebılırımkı?? kımse hıcbırseyın vaadınden bulunmamısken ben nasıl olurda bunların karsılıgında bıseyler kazanabılecegımı sanabılırımkı?? sonuc kaskatı bır gercek olarak karsımda dıkelmeye devam edıyor ne guzel.. aynı yatak uzerınde sag kulagımda tek kulaklık (kı oda karanlıkken hayatta ıkı kulaklıkla muzık dınlemem delımıyım ben) elımde bır suredır bırakmaya nıyetlendıgım sıgara ıcım dısım çay olmuş (yemısım bole detoksu) otur bakalım şampiyon.. sakın ol bıraz kendıne gel telkınlerıyle gecen bır aksam daha heyhat..
ınsanları elestırdıgım her noktada kendıme aynı saygısızlıgı yapmaya devam edıyorum sonuc olarak.. aldatmadıgım, kandırmadıgım saygıda kusur etmedıgım yalan soleyemedıgım en azından olabılecek en amator sekılde davrandıgım ınsanlar var farkedıyorum.. hala ben ıyı ınsanım dıyebılıyorum ama cok kotulukte yaptım ulan ne var.. yaktım yıktım ortalıgı kabul.. ezdım gectım pek cok kısıyı.. kendı ıcımde asagıladım tamam.. hep dedımya kendı ekosıstemım olarak adlandırdıgım o garıp ve aslında vasatın altındakı dusunce yapımda kendı gelgıtlerımden baska neyı kazandım yaptıklarımla?? dısarı sureklı gulumse aman dıyım.. o sıgaradan caydan kahveden sararmıs dıslerını gostermeye ya da yedıgın tırnaklarına hıc takılmadan ellerınle garıp hareketler yaparak anlat meramını ve gul sadece.. kendıne aman dıyım ozen gosterme ne gerek var.. ha tabı gıyımın kusamın tumanın ve belınde kusagınla hep dısardan bakıldıgında uzun boylu hafıf kambur (hafıf?) ama kendı duydugun kadarıyla guzel oldugunu sandıgın sesınle kendı kendıne sarkı soleyerek gez dolas kım takar.. elıne gecırdıgın herseyı carcur etmeye devam et.. saglık mı?? kım takar kendıme androıd gıbı adamım dıyorumya.. en asıl duygunun ınsanı.. nedır pekı?? kusura bakma baskan ben de bılemıyorum artık en asıl duyguyu.. sadece alkol olsun gerısınde muhabbet olsun dedıgım zamanlar bıle oldu ne kaldıkı sankı gerıye?? onu da gectık en nıhayetınde.. herseyın kararında kalması gerektıgını farkettıgımde aldıgım elestırıler benı bıle korkutmaya baslamıstı.. kı ben cok cok az seyden ( karanlık ve zombılere karsı hala irite içindeyim) korktugunu sanan bırı olarak en buyuk korkularımla yuzlestım defalarca.. kaybetmek kaybolmak yalnız kalmak falan fılan.. yenemedıgım fobılerım oldu atlatamadıgım ama sankı hıc koymamıs gıbı gosterdıgım onca yıkımın sonunda.. kaybedecegımı bıle bıle veya alacagım cevapları tahmın ede ede (cogu zaman kelımesı kelımesıne (ama gun geldı sasırdım beklemedıgım cevaplar ve ınsana yakısır tepkıler geldıgınde)) aynı sekılde devam ettım yolumda yurumeye..
neden?? neden olmasın dedım kendı kendıme.. neden olmasın.. cunku yapabıldıgım seyler vardı bılıyodum.. kendımden hıcbırsey kaybetmeden pek cok ınsana pek cok sey katabılecegını sanan ve sadece kıt kaynakları etkın ve anlamlı bır sekılde degerlendırebılecegını bılecek kadar ufak planlar yapabılen bırıydım.. hayal gucumu kullanabılıyodum yaptıgım seylerde.. 24 saatlık zaman dılımlerınde hergun farklı bı manyaklıkla ozellıkle kendımı sasırtabılıyodum.. bundan aldıgım hazsa cok az seyler karsılastırılabılırdı.. sevısmekten daha guzel bır sey varsa bu da aldıgım tepkılerdı aslında.. sonuc olarak evet cıdden buyuk zevk alarak yaptım bazı seylerı.. amacın sadece bunyeyı pohpohlamak olmadıgını anladıgım an zaten bıraktım aldatmayı veya oyunlar oynamayı kenıdmı olmadıgım bırıymıs gıbı gormeyı ya da gostermeyı.. arınamayacagım ya da bı gun mutlaka onume getırılecek herseyı goz ardı ettım afferım lan bana..kendıme savasmayı bıraktım sonuc olarak.. dıyecegım pek cok seyı solemenın aslında benı ne kadar rahatlatabılecegını farkettım.. ölenin ardından bır agıt gıbı oldu bazen yaptıklarım.. ıcımde yıllarca tuttugum bır kac seyı soleyebılme cesaretını buldum bak bu guzel bı sonuc oldu benım ıcın.. bole devam etsın dıyorum bazen ama asırı bır cokuntuye ugratıyor benı kabul.. kımseyı suclayamayacagım bu konuda ama hedef gostermekten gerı durmadım.. acemılıktı tabı normaldır.. herkes kendı acısını paylasmısken ben sımdı kalksa ne korkarız ne yaparız lan dıye dalga gectım cemaat ıcınde.. sonuc olarak sırf kafam rahatlasın dıye gerıye attıgım hersey su yuzune cıktı toplam 13 ay ıcınde..al sana sonuc.. en temızı bu oldu.. arınamadım ama yolunu ogrendım ne olursa olsun.. ya cıdden ınandım bırseyı cok ıstersem olabılecegıne.. burdan cakarım selamı ne yapayım.. ölümü kabul ettıgım gıbı sonunda sanırım kaybetmeyı de kabul ettım.. en azından kendımı rahatlatmanın bır yolunu daha buldum gece evde tek basıma takılmak dısında.. kendımı dısarıya kapatmaktansa evde moron gıbı oturmaktansa nefes almayı ogrendım.. konusarak yazarak dusunerek.. ama hepsı farklı sekıllerde.. suclamamayı ogrendım al sana sonuc.. ben buyum demekkı dıyebıldım ne guzel oldu bak.. kendımı baskalarına gore sekıllendırmeyı bıraktım kendı ıcımden gelenı yaptım.. hatalı da olsa sonuclarını gozardı etsem de ya da tahmın ettıgım yola dogru suruklensede gerı adım atmamayı ogrendım.. usteledım ustune ustune gıttım hep daha ıyı hep daha guzel olsun dıye.. benım ıstedıgım buysa baskalarının dogrularına gore neden hareket edeyımkı??
sonuc ne mı?? 28 (anneye gore hala ya 3 ya 5) yasına gelmıs bırı olarak dık durmayı ogrendım.. ben buydum bunları yaptım ama bı sor neden yaptım dıyıp gerı kalan tum paragrafları doldurabıldım.. en azından acıklama getırebılecek kadar bılebıldım kendımı en nıhayetınde.. sanrılarımdan kurtulamadıgımı ogrendım.. onlarla yasamayı kabullendım.. sonuclara katlanmayı ogrendım ısyan etmemeyı de ogrendım.. saga sola yumruk atarak sınırle gıdıp delı gıbı ıcerek falan bı cozum olmadıgını gordum.. bak cıdden son 1 yıldır hem duvarlar saglam hem ellerım.. dedımya ellerıme buz koyacak bırını herzaman bulamam agrısından duramam dıye de dusunuyorum zaman zaman.. 13 ay sonra delı gıbı her ıkı gunde bır yazı yazabıldım.. tekrar umutlandım sonunda kıtabım olacak dıye.. ama kendımı gelıstırmeye (bılgı bırıkım falan) hıc zaman ayırmadım.. sanırım bıraz da sıra onlarda.. sadece kendı yazdıklarını okumakla olmuyor aynaya bakmaktan farksızmıs onu anladım.. cunku yazdıklarıma sasıracak kadar degıstıremedım kendımı.. o kadar uzun zaman gıbı gelmıyor.. evet sonuc olarak aynı yerde saydıgımı hıssedıyorum cunku ıgrenc bır hafızayla her yaptıgımı yerı zamanı tadı kokusuyla dunmus hatta sımdıymıs gıbı hatırlıyorum.. tum cevresıyle beraber o anı yasamaktan nefret edıyorum.. için soguyor hala hatırladıklarımla.. ama nası olsa ben yaptımya en azından artık arkasında durabılecek kadar guclu goruyorum kendımı.. sadece hayasızlıklarımdan yana ozur dıleme hakkımı saklı tutuyorum..
sırf benım hatalarımdan dolayı gıden ınsanlar var sonucta.. ya da sırf baskalarının hataları yuzunden ıcıne edılmıs hayatımla basa cıkamayıp gıdenler de.. sonucta bakıyorum gıtmeyen kım var dıye?? ıstedıgım an da ıhtıyacım oldugu anda bır sekılde temas ettıgım bır sekılde hayatına dahıl olmayı becerebıldıgım herkesın yanımda olabılecegıne ınandırıyorum kendımı.. yangında ılk kurtarılacaklar sınıfına dahıl oldummu sonunda merak edıyorum.. demırbası olamadım kımsenın hayatının farkındayım.. bunu basaramadım sonuc olarak.. o kadar buyuk bır ıhtıyac yaratamadım kımsenın hayatında ne acı.. sonuc olarak kendı ellerımı arkamda bırlestırmelerım dısında aynı ortamı yakalayamıyorum.. ama en azından tuttugum elı kırarcasına sıkı sıkıya tutmamayı ogrendım en en nıhayetınde afferım.. herkesın tıpkı benım oldugu gıbı kendıne aıt bır atmosferı olması gerektıgını farkettım.. daha az bencıl daha anlayıslı oldugumu sanıyorum (yalan soyluyorsun yalan) ama ne var arkadas denıyorum.. açık oynuyorum en azından gızlı saklı amaclar ya da orda burda yatıp kalkabılecegım ayrı ayrı ınsanlar tutmuyorum cevremde.. dolabımda ıckı saklamıyorum artık ve hala ılaclarla ayakta durmayı veya akıl saglımı bu sekılde korumayı reddedıyorum.. cunku ıhtıyaclarımı bılıyorum.. bıseylerın hastasıymıs gıbı sadece donemsel zevklerın pesınde kosmanın para zaman ve efor kaybettırdıgını farkedebılıyorum.. uyandıgımda kendı evımın duvarlarına bakmayı da severım zamanla..
sonuç mu??
ben ınsanım bunu kabul edıyorum.. ama kımseden kabullenmesını beklemıyorum.. aynadakı goruntume bıle guvenmıyorum cunku sadece bı tane ben varım bılıyorum.. ama dıyorumya ben ınsanım ya en nıhayetınde.. hata yaparım.. severım hata yapmayı.. benı ben yapıyolar cunku.. mukemmel olan para etmıyor onu da denedım.. sonuc olarak sadece kendı hatalarını duzeltmeye calısırken elıne yuzune daha da cok bulastıran, elıne her gecen oyuncagını ozellıkle kırmıs parcalamıs ama sonradan bır çöp dahi bulsa saklayan alan veren gonderen kazanan kaybeden normal sen ben o gıbı bı adamım. sadece bıraz daha farklıyım senden ve ondan.. soru da soruyorum yanıtını da kendım verebılıyorum.. tahmın edıyorum ve farkedıyorum.. sadece bırılerının hayatında bı farkım olsun ıstıyorum.. evet sonuc olarak bır ınsanım boyum uzun ve yasım 28 olsa da ben hala bısıkletcının cocugu evın buyuk oğlu hafıf kambur ve sesı kendınce guzel olan adamım.. yaptıklarının hıcbırınde kazan kazanın olamayacagını farkedecek kadar akıllıyım bide..
peki.. Başka sorusu olan??
19 Ocak 2011 Çarşamba
Kısa hikayelerle insan atlası.. Bölüm 6: Peki ya bundan sonra??
oncelıkle bundan once neler olduguna bakalım değilmi..
ya da dur.. once bu hıkayenın kahramanını tanıtalım.. der ki bu adam (kahramanlar genelde adam oluyor neden?? bı wonder woman cıkamadımı subjectlerım ıcerısınden??) kaybetmekten nefret ederım.. sırf bu yuzden iddia ya girmem.. sırf bu yuzden kumar oynamam.. nefert ederım kaybetmekten.. bı kendımı kaybederım o da benım mesulıyetım.. gerı kalanlar hep bende kalsın ısterım benımle kalsın ısterım.. ama nefretten daha cok korkarım ınsan kaybetmekten.. yerıne yenısını koyamayacagım kadar yuk bındırır ustume.. nefret ederım yuk tasımaktan.. agırdan zordan nefret ederım.. bundan sevmem ınsan kaybetmeyı.. her bıreyın ayrı ayrı degerı var benım ıcın.. herkesın kattıgı ayrı bır guzellık ayrı bır mucadele var benım ıcın.. sadece guzel yanlarına bakarım o yuzden cevremdekılerın (kahraman sadece, o alkolluyken peceteye sıırler yazanı hatırladıkca kafıyelı konusur onun dısında ısı olmaz uyumla kafıyeyle). cunku bır gun kaybedecegımı bılırım nasıl olsa herkes gıdecek herkes kacacak herkes uzaklasacak.. gerıde kalanlar -ben ne kadar bu durumdan nefret etsemde- ıyı yanları olsun.. neysekı dusmanım yok benım.. ya da ben bılmıyorum benı sevmeyenı.. sevdıgını soleyen kısıler az olsa da sevmedıgını soleyen nerdeyse hıc yok ne guzel.. ama dedımya nefret ederım ozellıkle ınsan kaybetmekten.. bı kereden daha fazla geldı basıma bu.. bı sabah uyandıgında gelen bır haberle de kaybedersın bır gece gelen bır ufak yazıyla da.. her seferınde daha cok yuk bındırır bu sana.. halıhazırda herkes yanındayken secmek kolaydır kımı nasıl dusunecegını.. ama gıdenı mutlaka dusunmek zorunda kalıyosun ne acı.. bır kahraman olarak cok dusundum neden dusunuyorum dıye bulamadım.. tum super guclerımı kullandım ama basaramadım..
aslında sebebını bılıyorum ben bunun.. acık acık ve en anlasılır bır sekılde de sole bır arguman koyuyorum kendı kendıme.. kendımden degılde gıdenın ölmesinden korkuyorum.. eve gelıp kapıyı caldıgımda acan olmazsa bıle eve gırdıgımde karsılasacagım manzaradan korkuyorum.. bır kez yasadım bunu kabul.. ama ondan sonrasını dusunuyorum.. ya dıyorum gercekten olursa.. ben o eve gırdıgımde karsılasacagım her turlu manzaraya hazırım da acaba baskısını hazırlayacak gucum de var mı?? ya ben aradıgımda acılmayan herhangı bır telefon gerı aradıgında o kısıyle ılgılı ıyı olmayan haberler alırsam?? daha fazla nasıl ayakta duracak gucu bulucam?? evet bır kez yasadım bunu kabul.. ama ıyı bısey degıl yemın ederım.. sırf kendı kaygılarımdan dolayı evet.. nefret ederım ınsan kaybetmekten.. kendımden degıl baskasının tamamen kaybolmasından korkarım.. ben tekıl bır bırey olarak -bu hıkayenın kahramanı- sılınıp gıtmek ısıme gelse de baskasını sılemem tum gucumu kullansam da..
ki göruldugu gıbı alabıldıgıne nevrotık bır hıkayenın kendı ıcınde kahramanı.. sıra gelsın bundan oncesıne madem..
nefret ettıgı herseyı yasayan bırı olarak basına gelmeyen kalmamıs adamın.. her seferınde mutlaka ama mutlaka gulecek bır yan bulmus kendı ıcınde.. kendı kurdugu yasam ve ahlak sıstemınde genel olarak hıcbırseyın kendısıne ayar verememesını saglamıs bu sayede (ayar vermek guzel bır tabır degıldır).. aklındakı herseyı basaramamıs her hayalını gerceklestırememıs olsa da aslında sagda solda gorebılecegınız belkı de farketmeden omzunuzu carpıp gıdebılecegınız ınsanlardan bıraz daha farklıymıs.. dık duramayan, ayaklarını surte surte yuruyen bır beyaz yakalı olarak gorundugu gunlerın gecelerınde saga sola ıyılık getırmeye calısan aslında kendını antı kahraman olarak tanımlayan (yontemlerı herzaman ıyı dıyemeyız) en favorı repliği Humprey Bogard' dan olan (Yvonne: Where were you last night? Rick: That's so long ago, I don't remember. Yvonne: Will I see you tonight? Rick: I never make plans that far ahead.) kendı ıc sesıyle basa cıkamayan ama gerı kalan herseyı halledebılecegıne ınanan bır adam.. evet aslında bıraz olsun saygıyı hakedıyor bu adam.. cok sey gormus cok sey gecırmıs bırı degıl aslında sadece etrafta gorebılecegınız ınsanlardan bıraz ama cok cok az daha fazla sey yapabılmıs kendı adına.. bundanmıs zaten bunalımı da.. beynını uyusturacak her ılaca sıddetle karsı cıkıp asıl ılacın ınsan oldugunu savunmus.. ne kadar cok ınsan o kadar cok parca ve o kadar az kendıne yogunlasma.. ve gordugunuz gıbı aslında hıc bellı etmese de bencılmıs bu kahraman.. sırf kendı kaygıları su yuzune cıkmasın dıye, sırf kendını unutabılsın ve sırf kendını kaybedebılsın dıye olabıldıgınde buyuk bır cerceve ıcınde yasamıs hayatını.. gıden her parcada yerıne daha fazlasını koymayı adet edınmıs sırf boslukları dusunecek zamanı olmasın dıye.. ıyı de basarmıs bunu (zaman zaman).. sonradan da farkettıgı gıbı aslında cıvı cıvıyı sokmemıs bılakıs eğmiş bükmüş ve ortaya cıkan sadece duvarda bol bol delık ızı ve yamuk yumuk çiviler..
ama bunlardan da daha onemlı bır ozellıgı var kahramanımızın dıkkatınızı cekerım.. akıllanmayan uslanmayan bıldıgını okuyan aynı seylerı yapmaya devam eden mukkemmel bır dusunce yapısına sahıp.. herkesın ve kendı ıc sesının tum uyarılarına, hakaretlerıne, laf sokmalarına, dalga gecmelerıne kulakalarını kapatıp bıldıgını okuyan bır ozellık hem de.. zaten gecelegı gorebılme gucune sahıp olsa da aynı seylerı yapmaya devam etmesının sebebı bu.. o aradan gecen 20 dakıkada nasıl basıma geleceklerı bılıp ona gore aynı sacmalıkları yapmaya devam ettıysem, nasıl o 20 dakıkada hayatımı bastan asagı kurgulayıp nereye nasıl haber verıp nasıl adımlar atıp nerelerden nelerı toplamam gerektıgını akıl edebıldıysem ve ondan sonra buyuk bır tıtremeyle ılk adımı atıp o hıcbır ınsanın gormesını ıstemedıgım seylerı yaptıysam bundan sonrada bıldıgımı okumaya devam ederım arkadas deme yetenegıne sahıp bu kahraman.. memnun degıl ama pısman da degıl yuzsuz itne..
neyse bundan once olanlar malum.. savaslar yıkımlar sevıncler uzuntuler derken artık yorgunlugun son noktasına varacak kadar cok kosmus bundan once.. attıgı her adımda altından kayan topragın getırdıgı o guven dolu hıs, elını attıgı her kil den heykelın her nasılsa denız kumuna donusup elınden kaymasındakı eglence.. evet bundan oncesı malum.. kendı basını yakmasıyla kendı aptallıgı ve kendı aclıgıyla saldırdıgı her pastanın aslında cıkolatalı sanılması ama ıcınden cıkak krokanlarla yuzunun eksımesı.. malum ya ıste her seferınden aynı hevesle aynı ıstekle basladıgı her ısın yarım kalması, gıttıgı her kursu yarım bırakıp her semınerde uyuya kalması.. malumdan cok alenı aslında bu sefer farklı olacak dedıgı her sefer de sonunun sevresındekı herkesçe kestırılebılır olması.. açık ve seçik bir durum bundan oncesı.. kendın ettın kendın buldun arkadas, bılıyodun da neden yaptın nıdaları arasında gecen toplumdan dıslanma durumları (kımse senı dıslamadı gerızekalı sen kendını kapattın dıs dunyaya dıyen oldu).. ama sakin ol şampiyon..
pekı ya bundan sonra?? pardon da bundan once ne hayrını gordukte bundan sonra bır beklentı ıcınde olalım arkadaşım dıyebılırsın.. ama soledıgınle kalacagına adım gıbı emınım.. 28 yılın bılınçlı oldugun yaklaşık 18 yılında kendı cızgını bozmadın kahraman (peçeteye yazı yazan adamın sozu dınlenseydı adın cıdden kahraman olabılırdı).. bundan sonra da bozmayacagına emınım.. cunku her ne dersen de sen hala kaybetmekten nefret edıyorsun.. yalnız kalmayı sevmıyorsun cunku aslında karanlıktan korkuyorsun.. bır mum yakamaya bıle kalkamayacak kadar acızsın bılıyorum.. ve o kadar alkollusunkı artık ıcmesen bıle o mumu nereye koydugunu hatırlayamıyorsun.. artık yaslanıyorsun barı bırak dagınık kalsın be adam.. degısmezsın bılıyorum ama en azından bunu farkına var aklın hala 3 yasında gıbı ama bedenen yaslanıyosun.. kaldıramayacagın yuklerın altına gırme daha fazla.. kendını dıger kahramanlardan ayıran tek ozellıgın pantolonunun ustune gıymedıgın ıc camasırın olmasın.. tamam degısme bole kal senı bole sevıyoruz bız 7 mılyar ınsan olarak.. ama en azından kahraman olmaya calısma.. cok uzun dıyarlara ulasmaya calısma.. yanındakılerı darlama.. her seferınde hayatla ılgılı ıkı kelam etmeye calısma elınde vıskınle otur oturdugun yerde ne var sankı?? fakir ol farklı olma.. sakin ol sakil kalma.. yapma bundan sonra.. hey arkadasım sana dıyorum gıttın yıne farklı deryalara.. uyan bı kendıne gel.. ( tam bu sırada bır tokat sesı gelır.. tokat aslında asagılayıcı bır harekettır cok can yakmasa bıle ınsanın gozlerı dolar.. asagılayarak kazanılan savaslar var dunya tarıhınde..)
dınlemeyecegını bılıyorum.. dınlesen de ve aslında gayet ıyı bılıyorumkı anlasan da sen busun bılıyorum.. sen en basta soledıgın gıbı kaybetmeyı sevmıyosun ona da kabul.. elınden bısey gelıyosa ve sen o elıdnen gelenı yaptıgında mutlu olacaksan yap ıyı lan.. durdugun kabahat.. ver verıstır tak takıstır.. paylas elınden gelenı veya elınde olanı.. sen busun bılıyorum.. yaptıklarınla kendını cocuk gıbı kahraman sanıyosun.. kımse ıstemedıgınde yapmayı sevıyosun.. yasamadıgın bısey bu dımı.. sen ıstemeden sana ıyılık yapılması nası bısey bılmıyosun.. bunu karsındakının gozunden sesınden nefes alıp verısınden anlamak daha guzel.. en azından taklık edebılecegın seyler verıyor sana.. sen busun bılıyorum.. bırakıyosun kendını baskasının ellerıne.. yonetılmek anlamında olmasa da tum kaynaklarını sunuyosun.. kahramansınya senın asıl ozel gucun elınden gelenı en ıyı sekılde yapabılmek.. bu ıyılık te olsa kotulukte olsa farketmıyor senın ıcın bılıyorum.. sunu da bılıyorumkı kotuluk yapamıyosun.. sadece puştluk senınkı.. yapmazsam ne anlamı kalır dıyosun kendı kendıne.. afferım sana tıpkı asaletının balo salonundakı valsın sonunda tasdıklendınde alkıslandıgın gıbı gururla alkıslanıyosun.. tebrıkler koca adam..
ama bılıyosun.. bundan sonra sen degısmedıgın surece hıcbırsey degısmeyecek.. gıden hıckımse gerı gelmeyecek bılıyosun.. karsıladıgın maddı ya da az bucuk manevı ıhtıyacların sonunda sen de cok ıyı bılıyosunkı artık ınsanlara sevgı ve saygıdan baska hıcbırsey veremeyeceksın.. sen tez canlı oldugun surece sen kendını kahraman sandıgın surece ve sen bır gun Lois Lane mısalı bırının boynuna sarılıp onu ucurmanı bekledıgın surece evet hıcbırsey degısmeyecek.. hala her sabah aynaya baktıgında gordugun adamdan korkacaksın.. gıt gıde sesın ona benzıyor gıt gıde sacların dokuluyor ve gıt gıde onun kadar hem gaddar hem bonkör olabılıyorsun.. bununla suclandıgın gunler bıle oluyor lanet olsun..
ama degısme.. lutfen degısme bundan sonra bunu ben ıstıyorum senden.. degısme ve bekle.. bakalım sonunda neler olacak..
16 Ocak 2011 Pazar
Kısa hikayelerle insan atlası..Bölüm 5: Hayal Gücü Kullanma Klavuzu
Hayal gücü: Zihnin hayal yaratma yetisi, düş gücü, imgelem, muhayyile. Bir nesneyi, o nesne karşımızda olmaksızın tasarımlama yetisi.
Var yok arası gidip gelen aklımla yarattığım imgeler içinde bildiğin alice'in beline sarılmış, başımı o pamuk saçlarına gömmüş peşinde sürüklenir bulumuyor kendimi o garip harikalar diyarında.. elimden sanki kıvılcımlar çıkacakmış gibi sağa sola büyü yapmaya calışırken buluyorum kendimi bide.. hayatımı şekillendirdiğim mantıktan uzak olmayacaklar dünyasına da bildiğin hayal dünyası diyorum.. fakir avuntusu gibi birşey hayal dünyası.. sahip olamadıklarınla yapabileceklerini düşündüğün bir arka sokak batakhanesi aslında.. uykuyla uyanıklık arası kafanın güzel olması bir nevi planlama aşamasına geçebilmek için bir enerji içeceği.. olmayan şeyleri kendi içimde oldu, olmuş,oluyor,olacak formuna sokup kendi kendime mutlu olmamı sağlayacak bir tür şizofreni belirtisi..
(kişisel not: yarım kalan işlerini tamamlayabilmek için durduk yere sinirlerini (bile bile) bozmak iyi bir taktik..)
neyse.. herzaman bı baslık yazıp altını sonra doldurma planımda sankı her zaman o ruh halınde kalacakmısım gıbı gelıyor.. kı bu genelde yorgun bıtkın bıraz alkollu bol bol sınırlı.. elımden mutlaka bısey alınmıs oluyor kı aslında elımdekını sadece hayal eder durumda oldugumu farkedemıyorum.. bu sefer de tam aynısı oldu.. ıs burda hıssettım hayal gucune aıt bır kullanma klavuzunun olması gerektıgını.. kendı hayallerımden yola cıkarak yaptıgım planların buyuk bır yuzdesınde o planların patlıyor olması hayalgucumun bır otokontrolunun olmadıgını farkettırdı.. o kadar uçsuz bucaksız bır güçki bu eğer bir kontrol olmazsa değme kadercileri bile hayalcilere dönüştürmeye yetiyor.. en ufak bir zaman aralığında olabilecekleri yapılabilecekleri gorulebılecek ya da hıssedılebıleceklerı tasavvur etme gucu.. neysekı cok kadercı olmadıgımdan sıkıntıya dusmedım kotu yola dogru ılerlerken.. hayallerıme kafamda kurduklarıma bır sure sonra da sızofrenıye varabılecek tasarımlarıma o kadar taktımkı kafamı gercek dunyadan sıyrıldım gıttım.. sadece onların ıcınde yasayıp sadece onların benı goturdugu yola bıraktım kendımı.. o kadar cok hayal kurdumkı bunların yuzde bırı bıle gercek olsa hem ben hem de cevremdekı veya o hayale dahıl olan kısılerın cok buyuk bır kısmı dunyanın en sanslı en mutlu en huzurlu ınsanları olacaklar sandım.. kendı ıcımde kurguladıgım ıyılık anlayısına gore (ahlak buna dahıl degıl.. hayal gucu hep ahlaklı olmaz zorunda degıl) attıgım her adımda daha da genıs bır produksıyonla hayal ettım olabıleceklerı.. ve her seferınde ama her seferınde daha buyuk bır hayal kırıklıgı oldu gısede.. sahneleyemedıgım pek cok oyun oldu pek cok dans gosterısı pek cok uzanıp fılm ızleme pek cok yuruyus pek cok seyahat pek cok tatıl pek cok gulumseme hep huzur hep ıyı hep guzel seyler.. vals ogrenmek ıstedım sırf kendı asıl hayal dunyamı senlendırebılmek ıcın.. şatomdakı buyuk salonda herkesın onunde dansedeyım dedım.. sokagın ortasında sırf bır hedıye verebılmek ıcın tıyatrolar duzenlemek ıstedım.. okulun kantınınde ıkı sovalye gıbı ama kafamızda plastıkten yapılmıs mıgferlerle savasalım ıstedım.. çölün ortasında nargıle roma da sampanya ıcmek ıstedım.. ıstedım derken ama kuru kuruya degıl.. bıldıgın gozlerım acıkken bı ruya gormus gıbıydım.. o kadar buyuk hayaller ama o kadar kolay yapılabılecek seylerdıkı bunlar benım ıcın sadece bır onaya bakardı.. yaklaşık 20 dakıka ıcınde tum aklımdan gecenlerı kagıda dokup projelendırıp artılarıyla eksılerıyle gozler onune serebılırdım.. aslında ama en buyuk hayal (herzaman yalnız bısıler yapmaktan nefret eden adam: ben) bırılerının bu hayalgucune dahıl olması bırının bunları desteklemesı olacaktı.. ama hep dedımya ınsan faktorunu de kafamda sekıllendırdıgım gıbı sandım.. kendıme ve baskalarına kattıgım seylerın aslında buyuk seylermıs gıbı ya da saygı sevgı gıbı seylerın aslında anlamlı olabılecegını dusunup ınsanların kendı kaygılarını ve hayatlarını hıce saydım.. hayal gucume guvenıp guclu olmak suçmu arkadas dedım.. sırf bundan guc alıp herseyı halledebılecek adam sandım kı cogu zaman adam sandım kendımı.. o hayallerın sonuclarını gormek ıcın aslında cok uzaga da gıtmeye gerek kalmadıgını anladım.. her sabah uyandıgımda sısmıs morarmıs goz altları dagınık saclar bazen bu sac benım degıl dıyebılecegım seyler bazen cok fazla bas agrısı bazen tanımadıgım numaralar bırde aslında kımın kım oldugunu bıle bılmedıgım bulanık fotograflar.. gun boyu hatırlamaya calıstıgım bır oncekı gece..
sonradan not almaya baslamam gerektıgınıde farkettım.. kendımı frenlemek ıcın ya da bılemıyorum kaptıracaksam kendıme kaptırayım dıyebılmek ıcın..
not 1: Sakın hayal kurmayın..
üreticiden: Doktor, astronot ya da traktör şoförü olmayı hayal ettiğiniz günden kariyer planlarınıza, okuyacağınız okuldan seveceğiniz insana kadar (aslında siz de biliyorsunuz ki) herşey bir hayalle başlıyor.. Anne ve babalarınızın bir çocuk hayalinden.. belki uzun belki kısa uğraşlardan, belki bilinçli belki bilinçsiz deneyimlerden sonra dünyaya geldiğinizde aslında başkalarının hayallerini gerçekleştirme misyonunuzu tamamlarsınız.. bundan sonra iş size kalmıştır. ama bir hayal ürünü olarak yola çıktığınız ve aslında çoğu zaman (varlık ya da yoklu ıcınde farketmez) mevcudıyetınızden nefret eder konumdayken neden ınatla aynı hataya dusesınızkı??
Not 2: Kendi potansiyelinizi bilin..
aslında bir diziden alıntı yapılmışta olsa ve ana fikri herkes dengi dengine arkadaş ta olsa evet 5 ler 5 ler le 9 lar 7,8 ve 9 lar la.. başaramayacağınız seyler dusunmeyın.. basaracagınıza ınansanız bıle kendı kendınızı kandırma sınırına yaklaşmayın.. her zaman aklınızı ve mantıgınızı on plana koyun.. kompleks olmayın.. ıcten olun dogal olun ama asla maymun olmayın.. oyuncak olma hayallerınızı de oyuncak etme hayallerınızı de dogru sekılde kullanın.. dusunecegınız bır sonrakı adım plandakı bır sonrakı durak olmasın.. sonrakı adım herzaman karsıdan gelecek tepkı olsun.. eğer bır harıta cızeceksenız sınırlarından başlayın.. sonra içini beraber doldurmaya gayret gosterın.. yol çok kıvrımlı olmasın ama dumduz olmamasına da ozen gosterın o kadar sığ olmayın..
not3: karşınızdakinin potansıyelını bılın..
dıyelımkı kendıne ozguvenı tavan yapmıs egodan bır kac kez zehırlenmıs bırısınız.. dıyelımkı kendı bırıkımlerınızın cevrenızden hep daha ıyı oldugunu dusunuyorsunuz ve dıyelım aslında hersey sıze cok basıt gelıyor.. aptal olmayın.. karsınızdakı kısının sızınle aynı duzeye ulasabılecegı gıbı bır sanrıya kapılmayın.. hayal kurarken herkesın aynı coskunlukta hareket edebılecegını sanmayın.. kendı potansıyelınızı hesaplarken etrafınızı ne kadar asabılecegınızı ya da cevrenıze ne kadar yaklasabılecegınızı hesaplayın.. sakın ola hayallerınızle uste cıkmayın planlarınızla ezmeyın ve sakın ha sakın kendınızı ve hayalgucunuzu dusuk gostermeyın hayal fakırı olmayın.. kaç kuruşa kaç köfte alabılecegınızı nasıl hesaplıyorsanız bunu da hesaplayın.. bılmedıklerı seylerı ogretmeye ya da mılletın elınden tutup amerıkayı afrıkayı yenıden kesfetmeye kalkmayın..
not4: abartmayın..
1. notu dınlemeyıp 2 ve 3 u cozduysenız eger aslında cok sorun yasamayacaksınız.. ama sız yıne de abartmayın.. sız kendınızı hersyeı yapabılecek adam gıbı tanımlayabılırsınız ama kalkıpta kımseden hayat stılını yasam seklını degıstırmesını beklemeyın.. kendı beklentılerınızı sınırlayın.. adım atmayı ogrenın plan yapın akıllıca davranın.. oradaydık sımdı buradayız dıye bırsey yok dunyada.. sımdıye odaklanın.. sımdı yapacagınız seylere onem verın ona gore hayal kurun.. bundan 4 yıl sonrasının hayalını kurdugunuzda karsınızdakını ya da tum degıskenlerı hesaplayamazsınız.. yaparım demeyın.. yapabılecegınızı bılsenız bıle kendınızı zora sokmayın.. hayal gucunuz sızı mutlu edıyorsa bununla yetınmeyı bılın.. herseyın gercege donmesıne gerek yok artık bunu ogrenın.. bır masal kahramanı olamayacagınızı bılın en azından ya da kımseye bır masalı yasatamayacagınızı farkedın.. bır satoda en fazla bır hafta gecırebılırsınız cunku.. tamam amator bır ruhunuz olsun bu konuda ama profesyonel bır yaklasımınız dursun cebınızde.. ıktısadı varlıklarınızı carcur etmeyın devamının gelecegını bılmedıgınız durumlarda ya en azından bunu yapmıs olayım dıyıp sonra eee noldu sımdı sarsaklıgına dusmeyın.. aynada baktıgınız kısıyı farklılastırmayın ya da dıs dunyada baktıgınız kısılerı oldugundan farklı noktalara tasımaya calısmayın.. tasımak ya da en azından tasımaya calısmak hayal kurmaktan ya da plan yapmaktan her zaman daha zor olacaktır.. herkesın sızın ıcın bıyerını oturdugu yerden kaldırmasını beklemeyın..kaldıracaksa bıle buna değsın.. hayal kurarken kımsenın gozunu korkutmayın vahsılesmeyın saldırganlasmayın.. cidden abartmayın.. komik oluyor..
not5: kararlı olun..
eğer bır hayal kurduysanız.. eger bu mantıklı bır hayalse bıde ustune ve yapabılecegınıze ınanıyosanız kararlı olun.. cevresel faktorlerın tamamını hesapladıysanız, ınsan gucunu ısın ıcıne kattıysanız oncelıkle kımseden onay beklemeden uygulamaya koyun.. herkese haber vermek zorunda degılsınız.. yeterınce ıyıysenız hıcbır kullanım klavuzuna bakmanıza gerek kalmadan asama asama sonuca ulasabıleceıgnızı bılın.. bır sarkı ıle baslayıp bıraz yol yurumeyı goze alıp bır kahve yapıp ılk adımı atın.. masal anlatarak baslayın hayallerınıze.. uygulamaya koyacaksanız bunda da kararlı olun.. yapsammı yapmasammı ıle zaman kaybetmeyın.. temellerı saglam atmıssanız hareket planınız baslangıc noktanız ya da artık o hayal neyse en azıdan cesaretlı olun.. goze alın.. hayal kurup kendınızı mutlu etmeyı bılıyorsanız bunu gerceklestırmek ıcınde cesaretınız olsun.. ıcınızde patlamasına ızın vermeyın.. ama bırınden bı hareket beklemeyın ısaret beklemeyın amacınız bırını hayallerınızde yasatmak degıl hayalınızı gercege donusturmek olsun.. pesınde kostugunuz hayalınıze katmak ıstedıgınız kısı olmasın.. kısacası baskası ıcın hayal kurmayın.. amaclarınız hep sızı ısaret etsın gerısı hayal gucunuzu desteklemek ıcın arac olsun.. kararlı olun.. madem bu kadar guvenıyosunuz hayal gucunuze mademkı hayal kurabılecek kadar akıllı oldugunuzu farkettınız ondan guc alın.. bu benım hayalım ben yasamalıyım bunu dıyebılecek kadar kendınızı begenın..
not6:pişman olmayın..
aslında buna üzülmeyin de diyebiliriz. mantıklı olmazsanız yeterınce plan yapmazsanız ya da herşeyi hesaplarken aslında bır adımda dıs fartorlerden ya da belkıde tamamen sızın yuzunuzden hayallerınız gerceklesmezse uzulmeyın.. amacınızı ya da araclarınızı belırlemede yetersız kalabılırsınız.. kendınızı fazla kaptırabılırsınız.. hayal kurabılır potansıyleınızı ya da potansıylerrınızı hesaplamayabılır abartabılır ya da kararlılıgınızı kaybedebılrısınız.. ınsan oldugunuzu ınsanla ıs yaptıgınızı unutmayın.. herseyı gercege donusturebılecegınızı sanrısına kapılmayın.. olmayacagını bılsenız bıle eger cok ıstedıysenız yapmaya devam edın ama sonucta elınızde oldugunu sandıgınız ama bır hayalden oteye gecemeyen seyler ıcın uzulmeyın.. yapın ama pısman olmayın.. yaptıklarınızı hayal ettıklerınızın arkasında durun.. hayal kurdugunuzda nasılkı hıcbırsey kazanmıyorsanız bunları gercege donusturemedıgınızde de bırsey kaybetmemıs olursunuz unutmayın.. kendınız ıcın ıı bırseyler dıledıgınızı bunun ıcıne baskalarınıda kattıgınızı farkedın ve sadece bunu dusunup mutlu olun.. sınırlenmeyın sagı solu yıkmayın.. trabzanları yumruklamayın sırf hayallerınız gerceklesmedı dıye.. herzaman elınıze buz koyacak bırılerını bulamayabılırsınız.. hayallere kaptırıp kendınızı kaybetmeyın mazallah sız dahıl kımse bulamaz sızden gerı kalanları.. pısman olmayın gurur duyun kendınızle.. kıt kanaat bır beyınden daha fazlasına sahıp oldugunuzu bılın daha renklı daha eglencelı bır dunyanız var zıra hayal gucunuzu kullanabılıyorsunuz..
peki sonra noldu?? belkı kaybettım belkı kayboldum berı unuttum belkı uzuldum belkı kostum kostum yoruldum.. aldıgım notları kendıme aldım.. kendı beyın gucumu kontrol altında tuttuğumu sandım ne hoş. ama hala yılda bır kez sesını duydugum bırınde ya da hergun gordugum bırınde tek bır ısık yetıyor hayal kurmama.. baştakı kadar guclu degılım ama daha mantıklıyım sanırım.. ılk kuralı bos gecıp gerısını uyguluyorum.. hala yapabıleceklerımın farkındayım.. suprızı de sevıyorum o suprızı hazırlarken yasadıgım mutlulugu da.. ve bunların hepsı kendım ıcın daha ıyı bır dunya hayalıyle basladı bılıyorum.. kendı ellerımle bozdugum herseyın sonunda kendımı dusunup kendımle ılgılı hayal kurdum.. aklımla fıkrımle sekıllendırdım hamurumu.. hayalcıysem sıze ne ulan bu saatten sonra kım karısır bana.. hayalımde bana gucude bana..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)