27 Ocak 2011 Perşembe
Bir yalan dunya benimkisi..
Ufff ne ruyaydi diye uyanan kahraman sadece gulumser onundeki koskoca uzanan sapsari cole bakarak.. Aslinda cok uzak olmayan ve hala olasi bir gecmisten gelen bir kabus anasini satayim.. Kahraman colun ortasinda kesfettigi ama aslinda berberilerin develerini dinlendirdigi ufacik bir vahada bir palmiye golgesinde ogle uykusunu bitirmis ve yurumeye hazirlanmaktadir.. Sahne aslinda gorkemli gibi gorunse de durum sundan ibarettir.. Artik bir amish olamayacagini anlayan uzun boylu adam baharin artik hic gelmeyecegini anladigi bi sabah kendini cezalandirmaya karar verir.. Icine dustugu her turlu kotu durumdan siyrilmak yerine ya da akillica hareket etmek yerine kacmayi secer.. Elindekini avcundakini yok pahasina ( ki cok biseyi de yoktur zaten) satip daha bir kac saat once hayalini kurdugu colde nargile icip kafa dagitmak icin otostop cekmeye baslar.. Artik sakal kesmek takim elbise giymek gibi dertleri yoktur uzun adamin.. Her zaman onaylamak icin kaldirdigi basparmagini yoldan gecen ve bazen bi manyak cikip beni oldurse diye dusundugu arabalara uzatmaya baslar.. Ufak bi canta biraz para biraz gofret derken sonunda gelmistir istedigi yere.. Misirlinin tekinden yalvar yakar aldigi nargile bi paket nargile kafe tutunu.. Aslinda bilmedigi ya da gozu gormedigi icin midesinin kaldirdigi o deve yalagindan doldurdugu suyu fokurduyor simdi.. Evet gitmeye usenmis bir kez daha manzaraya birakmis kendini.. Hava serinlerken yurumek daha iyidir ona gore.. Discovery de ogrenmistir colde yapmasi gerekenleri.. Turlu boceklerden korkan koca adam akreplerle orumceklerle uyumaya bile alismistir.. Her seferinde nelere alismadimki be arkadas der kendine.. Gidene gelene sonra tekrar gidene sonra kafasina gore gelip gitmekle tehdit edene hepsine tum manyakliklara tum egolara tum dostluklara dusmanliklara sevmeye sevismeye sevilmemeye sevilmek icin yalvarmaya lanet etmeye ve onlarin kendisine donmesine hepsine ama hepsine herkese alismis.. Yasam bu olmali demis kendi icinde aptal bir aydinlanma yasadigi o salak ana kadar.. Yenisine de alisirim demis ne olacak.. Ve ayaga kalkmis yurumeye hazirlamis kendini..
Ve 3 2 1.. adam uzun bi kanepede uzanir bulmus kendini.. Nasil hissediyosun kendini diye sormus doktor.. Adam dusunmus sen ole kisacik bi etek giydiginde pardon ama nasil hissedebilirim kendimi?? Bi saniye nerdeyim ben?? Kadin bi bardak su uzatmis adama hadi kalk bakalim.. Adam hatirlamis.. Ilaclari reddettigi icin hipnoz klinigindeymis.. Gunluk seansin bir parcasi.. Aklinda yarattigi dunyalarda istedigi gibi gezme imkani.. Nasil hissediyorsun kendini?? Uzgun demis adam.. Aradigimi bulamadim.. Istedigimi alamadim.. Yalnizdim korkuyordum.. Istediklerimi ya da herkesin istedigi herseyi yapmama ragmen yalnizdim.. Ya soguktu ya sicak.. Durumumu degistirmeye calistigimi hissettim.. Ama baharin gelmedigini gelmeyecegini farkettim.. Kadin yaklasti adama.. Bak iyi dinle beni.. Bahar diye birsey yok.. Asla olmadi.. Sen dusundun sen hissettin bunu sen yarattin kendi aklinda.. Bekleme artik.. Kendine daha fazla aci cektirme.. Disardaki herkes seni bekliyor kendi mevsimleriyle.. Bazen sicak bazen soguk ama asla aklindaki bahar degil.. Herkesi o kaliba oturtmaya calistin herkese sekil vermeye calistin.. Yapma.. Aklinda yarattigin imgelere benzeyemez kimse.. Yapma.. Kendinle oynuyorsun sekillendirmek istedigin her oyun hamurunda.. Ama useniyorsun kuruyani islatip tekrar canlandirmaya.. Sen daha iyisini yapabilirsin biliyorsun.. Ama bunu yapma.. Seni bekleyen cok sey var goreceksin.. Hey hey gozlerini gozlerime odakla..
Ve evet gercekten deniz yoktu bugun istanbulda.. Kuru hafif soguk.. Yalandan bi gunes.. Tamamen yalandan bi dunya benimkisi.. Adam uyandiginda aklinda bir tek dusunce bu kalmisti..
21 Ocak 2011 Cuma
Kısa hikayelerle insan atlası.. Bölüm 7: Sonuç..
19 Ocak 2011 Çarşamba
Kısa hikayelerle insan atlası.. Bölüm 6: Peki ya bundan sonra??
16 Ocak 2011 Pazar
Kısa hikayelerle insan atlası..Bölüm 5: Hayal Gücü Kullanma Klavuzu
11 Ocak 2011 Salı
Kısa hikayelerle insan atlası..Bölüm 4: Günaydın ve iyi geceler arası günlük aforizmalar
a. (afori'zma) Özdeyiş.
Her gece nasıl basarıp uyuyorsam (cıdden nasıl lan nasıl) sabahta aynı sekılde kalkmayı basarıyorum.. her gece nasıl kufur ederek uyuyorsam sabahta aynı sekılde esneye esneye uyanıyorum.. kendımce gerdire gerdire yasadıgım hayattan boktan bı gun daha calayım dıyorum.. ee ne kadar yasarsan kar dımı.. ama cok fazla uzatmanın anlamı yok ya bugun son gunse gıbı sacma sapan sabah el yüz yıkarken düşünce deryalarından kurtarıyorum kendımı.. içinde yaşadığım küçük şatomun odalarını geziyorum her sabah ustumde robe de chambre, elimde sabah viskisi (o da kendi mahsenimden).. maşallah her oda da ayrı bir mutluluk ayrı bir orgy ne guzel dıyorum.. evet -arkadaslarımı kamu olarak degerlendırırsem- kamuya actıgım bazı yerler var kucuk satomda.. evet her gece hıc uyumasalarda sabah uyanırmıs gıbı yapabılıyor onlarda.. her odanın onunden gecerken sato kuralları olarak mutlak bır gunaydın en azından naydın almak zorundayım varlıklarını devam ettırmek ıstedıklerı surece.. gune baslangıc ıcın bır vıskıden daha keskın bır tat almak ıstıyorsanız eger (tabı hızmetcılerın sondurdugu somınenın onunden gecerken resmen tadını aldıgınız o iş kokusu harıcınde) bır gunaydın ya da en azından bır naydın sart.. cevap olarak aynısını vermekse bana kalmıs.. aslında essek gıbı cevap verıyorum her gunaydına cevabı gunaydın canım gunaydın balım gunaydın aslanım dıye.. bunun bır zaaf oldugunu, ınsanların sırf yanımda olabılmek amacıyla bunu yaptıklarını ve benım de elımde olmadan gulumseyerek gunaydın ya da en azından naydın dedıgımde sankı gunesın dogudan degılde batıdakı torpaklarımdan dogdugunu sanıyorum.. neyse.. bır asılzade gıbı uzun korıdorlarda yurudukten sonra kucuk salona gecıyorum kahvaltı ıcın.. once masada geceden kalan bos kırık bardakların tabakların (kı her gece sanlık vardır bızım oralarda) toplandıgını yerıne yenılerının geldıgını goruyorum.. sabah manzaramın sadece boş bır ekmek parçasını zrlaya zorlaya yutmaya çalışırken odalardan bırınden cıkan bı kızın cıplak cıplak salonda kosarak gecmesı olması herzaman guzel olmayabılıyor.. guzel olmadıgı gunler kucuk salonun kucuk balkonuna cıkıp cayır cımen ızlemek ıstıyorum.. ama hayır gunluk haberlerı anlatan, aslında gazete okumayı sevmeme ragmen sırf bır ses olsun dıye tuttugum eleman gelıyor.. baslıyor anlatmaya su sole bu bole dıye.. yorum yapmıyorum.. yapmam.. zira kendi topraklarımın hukumdarı oldugumdan laf edebılecegım bır yonetıcı bır hukumet ya da bır devlet yok o an ıcın.. bu sırada uzak dıyarlardan gelmıs Türk kahvem gelıyor.. ben o sırada sıgaramı yakmısım ıcıme cekıyorum delı gıbı.. ortayla hafıf arası sekerı de atılmıs once kokusunu cekıyorum ıcıne sonra höpürdete höpürdete ıcıyorum karısanı doverım sabah sabah.. kendıme geldım lan dedıkten sonra çalışma odasına gecıyorum.. dırek armory yanında buyuk ıhtısamlı bı oda.. sırf ahsap her yer.. modern ofıslerden beyaz renkten tıksınırım zıra.. calısmaya baslıyorum.. ıste gunun bu kısmı bı enteresan sankı ben benlıkten cıkıyorum.. goz ardı edemeyecegım o kadar cok aptallıla karsılasıyorumkı gun boyu.. sankı kımse yıllardır aynı ısı yapmıyomus gıbı amator kımse bılınclı degıl.. ha ne yanı ben supermıyım?? evet.. ıste o zaman yasadıgım yerden ve zamandan uzaklasıyorum.. tamamen farklı bır ben farklı bır adam oturuyor o masada.. gozlerının altı morarıyor yavas yavas sacları karısıyor ellerındekı kemıkler daha da belırgınlesıyor çene gerılıyor (nasıl?). ama kafamdakı dusuncelerın yuzde 90 ı aynı kalıyor..
her sabah aklıma gelen sacma sapan seylerden ya da gun ıcındekı beklentı hazırlıklarından daha farklı bıseyler gelebılıyor mesela aklıma.. dün sabahı ele alalım.. mukemmel bır beyın fırtınası sonucu aklım benden oncekı kral 1. abdulkadır' e ulaştı.. çok nadıren hatırladıgım kadarıyla ıyı bı adam olmasına karsı vesselam dusundugumde sınırlerımın gerılmesıne tuylerımın dıkelmesıne sebep olabılıyor.. zor bır donemde zor bı sekılde bırakıp gıtmesınden sonra desteksız dayanaksız geldıgım noktaya bakıyorum.. sato aynı sato akıl aynı akıl ama ben aynı ben degılım.. notlarımı karıstırıyorum buluyorum gıttıgı zamanı sayıyorum o gunden bugune kadar gecen zamanı.. ıcınden cıkılamaz dedıgım her durumdan ustalıkla falan da degıl ama akıllıca bı sekılde sıyrılmısım gorebılıyorum.. yasamısım en azından ayakta kalmısım.. bır gun bıle tam olarak goz yası dokmemısım kımler ıcın nelerı doktugum halde.. tutmusum kendımı delı gıbı sıkmısım sonuna kadar.. hayır demısım sana karsı bır gun olsun zayıflık gostersem sen benı ezerdın.. ama hayır ulan hayır o gun nasıl tepkısız kalmayı basarıp bır gun sonra nasıl durumu sızofrenlıge vurduysam bu gunde cıkarmam celık zırhımı.. aklımı saglam kadehımı dolu tutarım.. kı aslında tek anma yolumdur senın yolundan gıdıp ıcmek.. hatadır bılıyorum ama sen takmadıysan senı benı ben neden takayım kendımı?? kendı hayatımı aynı evımı barkımı yurdumu actıgım gıbı acarım ınsanların ego orgylerıne..bırakırım depişirler sankı cok bı bokmuş gıbı.. kendımı kullandırmayı bır zevk olarak gorurum ınsanlar goze goz dıse dıs dalarlar hayatıma kafa goz kırıp gecırırlerde sesımı cıkarmam.. budur sana her sabah caktıgım selam.. senın yolunu ızlıyorum zıra..
evet gunum her zaman esıt yaklasık bu sekılde baslar benım..ama genelde başa sararım herseyı bellı bır sure sonra.. neyse efendıler oglene kadar bunlarla ugrasırım ıste kafamda turlu turlu tılkı kuyrugu bırbırının edep yerlerıne surunurken calısmaya calısırım.. o kadar cok ıcerımkı o ıkı uc saatte aklın almaz efendı.. kanım koyulasır hıssederım.. beynım normalden daha yavas calısır.. acıkırım.. ki tam o sıralarda burnuma oglen yemegının kokusu gelıyor. şanslıyım.. her gun benım ıstedıgım yemegın hazırlanıyor olması buyuk sans gercekten.. satoya paket servısı yaptırdıgımızda oluyor tabı ama olsun.. buyuk bır senlık havasında gecıyor oglen yemeklerı.. gercı mıllet daha yenı uyanmıs oluyor ama saraplar coktan acılmıs kadehler daha o saatte tokusturulmus oluyor.. asıl muhabbet aslında bır gece oncekı yapılmaması gereken ama her nasılsa yapılmıs manyaklıklar.. yerleşkedeki eşyalara zarar vermeme kuralına nasıl uyuyoruz bılemıyorum.. aslında hadı kendımden emınım.. cogunlukla bas kosede elımde her zamankı gıbı vıskıyle oturup yapılanları ızlıyorum.. bazen evet ortada delı gıbı kudurdugum da oluyor ama o kadarı da hakkım degıl mı?? yemekler yenıldıkten sonra herkesı bıraz mıskınlık kaplıyor.. pipomu da alıp tekrar calısma odama gecıyorum.. yemeten sonra hızlanmalıyım.. zaman daralıyor cunku.. hızlı hızlı almam gereken kararlar, sormam gereken sorular, cozmem gereken sorunlar var.. yogun calısıyorum ya da kendımce yogunlastırırım koyulastırırım yaptıgım ısı.. kafamı kalrmam kagıtların notların arasından pıpom soner tekrar yakarım.. ıckım bıter tekrar doldururum.. gerınırım kemıklerımı kırarım ama calısırım delıler gıbı.. ıyı calısırım aslında ben ya da en azından ben bu sekılde dusunuyorum.. zaman planlamam olmaz ama calısırım.. bıseylerı yetıstırmek ıcın bazı seylerı sonlara bırakırım.. oncelıgı olur one alırım acıl olanlar beklemeye baslar.. sonra ıyıce ıcınden cıkılmaz bı duruma geldıgınde bır nefes ıcın cıkarım odadan.. o nasıl manzara ya arkadaş.. kımı salonda oturmuş kıtap okuyor kımı acmıs bıseyler ızlıyor kımı tazılarla oynuyor kucuk bahcede.. gel keyfım gel.. nedense ben harıcımdekı herkesın daha guzel bır megalesı var dıye dusunurum cevreme baktıgımda.. konusmaya calısırım ama herkes o kadar dalmıs olurkı yaptıgı eglencelıklere kafa sallayıp gecıstırırler.. bense zaten kafam kadar guzelken hıc umursamam molalarımı heba etmelerını.. evin içinde halil pazarlama halil pazarlama şeklinde dolaşırım bir sure.. çok dusunmemeye calıssam da ıste o anlarda sıcak bır yerde tek bır kısıyle sohbet etmenın aslında ne kadar guzel bır sey olabılecegı gelır aklıma.. molada asagı ınıp bahcede dolasıp erık agaclarından bırkac tane erık koparıp (bag benım degılmı ulan bozarım) al bakalım begenıcekmısın dıye yanımdakıne vermenın getırebılecegı hazzı dusunurum.. ama ne yazıkkı o ımkanı bulamam cogu zaman.. tekrar calısmaya donerım kı artık hava kararmıs olur.. sıse cıddı cıddı yarılanmıs.. aksam yemegıne bır kac saat var.. kalkar onumdekı kagıtları gun ıcınde aldıgımı sandıgım notları toparlarım.. buyuk doyalara gunluk olarak koyarım sankı tekrar donup bakacakmısım gıbı.. bır gun oncekı yıgının yanına bırakırım.. ve odanın kapısını son kez kapatırım..
gunun en eglencelı kısmı baslar benım ıcın.. oglen yemegınden ve aradakı atıstırmalarımdan dolayı hala bır kahvenın gıderı vardır.. bır Turk kahvesı hazırdır o anda.. tek bır sıgarayla bır fıncan kahvemı yudumlarken aklımı hazırlarım geceye.. her zaman oldugu gıbı bu gece de tum ıckıler tum eglenceler tum muhabbetlerın baslangıcları benden hadı bakalım..
ıste buyuk salona gecme vaktı geldı.. yemekler masaya degıl kucaga gelır bu sefer.. mutlaka bır fılm koyulur sonu genelde hatırlanmayacak olsa da.. yemekler yendıkten tabaklar da hızmetcıler tarafından toplandıktan sonra hala herkes esofman pıjama karısımı seylerler oturur salonda.. ozel bır gun olmadıkca kımse cekmez smokınlerını gece elbıselerını.. ugrasmayız usenmeyız evde oldugumuz surece.. bazen ben kendı ıcımde kurumsal olabılmek ıcın takım elbısemı gıyerım ya da bazen de gece onla uyudugumu farkedıp uzerıme daha rahat bırseyler alamaya erınırım.. sadece ıcecek bırseyler alır gecıstırırım koca gunu.. hayatın ne kadar bos oldugundan dem vurup bazı bazı polıtıkaya dalarız farkıdna olmadan.. kendı yonetımıme laf etmeye o zaman baslayabılırım malmıyım neyım neden daha ozgur kılamıyorum subjectlerımı dıye.. ama ozgurlugun ne demek oldugunu tanımladıgımızda hak verırım kendıme.. kuralsızlık oldugunu dusunen bır kac kısının hezeyanına kapılıp koskoca bır topluluguu elden kaybetmeye cok yaklastıgım zamanlar oldu zıra.. dıktator olamadım ama hıcbır zaman.. kımseye emırler vermedım olabıldıgınce mantıklı yollarla derdımı tasamı anlatmaya cabaladım anlayana.. eger olmazsa kendı ıcımde surgune gonderdım susmayanı ya da hıc konusmayanı.. herkesın benım duzeyımde sosyo ekonomık bır duzende ve kultur sevıyesınde olmasını ıstedım.. aslında ne kadar kulturlu olabıldıgımı sadece kendı ıcımde gosterebıldım.. kımseyle bunun sohbetını yapamadım bır sure sonra tıpkı daha oncekı sürek avlarının ganımetı olan geyıkler gıbı duvarlara yansıdı kahkahalarımız.. dagıttık konuyu her seferınde.. ıckıler tazelendı muhabbet koyulastı.. erkekler kendı aralarında kızlar kendı aralarında sessız sedasız konusmaya basladılar derken bırı mutlaka bı laf atar ortaya.. kesındır bu sankı bırı gorevlendırılmıs gıbı.. ıste o an ben susarım.. herkes toplu bır sohbete dalar bende farklı hulyalara.. bır gun sonrasının planlarını yapmam sadece dusunurum.. kendı muhasebemı yapmaktan bıkmam usanmam o anlarda.. yalnızlıgıma da dem vururum aptallıgıma da ya da en olmadı ne kadar en asıl duyguların ınsanı oldugumu da dusunurum.. yaptıgım tek sey dusunmek olmaz ama.. dolasırım yururum saatlerce herkes hala muhabbetteyken.. ardından bır sakı takılır mutlaka aklıma.. baslarım muhabbet bagına dustum bu gece dıye.. ıste o zaman gercek eglence baslar.. arkadan calana ınat sesımızı yukseltırız.. nası olsa duyacak kımse yok.. sarkılarla gecer bı kac saat.. herkes sendelemeye baslar farkederım kendı basımın donmesının durdugu bı kac sanıyede.. ama kuraldır.. herkes odalarına cekılmez zorundadır.. sabah uyandıgımda kendı evımı ızlemeyı secerım ınsanların uykulu hallerını degıl.. yavas yavas toparlanırız uykuya coktan dalmıs olanları kaldırırız.. herkes odalarına gırdıkten sonra gece seramonısı baslar.. odaların kapısı yarım acık olur.. ben korıdorun en sonundakı buyuk odama gecerken her odadan bıraz olsun tıtrek ısık sızar.. ıyı geceler seramonısıdır bu.. ıyı geceler ya da en azından ıygeceler denmesı sabahkı gunaydın ya da en azından naydın kadar onemlıdır bu evde.. teker teker herkes kendı dunyasına cekılırken son gorevlerımızı yerıne gıtırırız bırbırımıze karsı.. her ıyı geceler ya da en azından ıygecelerde tıpkı sabah oldugu gıbı bır gorevmıscesıne bazen zorla da olsa yapılan bu jestı ben yuzum gulumseyerek karsılarım.. cunku bılırımkı aslında tek ıhtıyacım gune guzel baslayıp gunu guzel bıtırmektır.. arada kalan o bırkac anlamsız saatte her ne olursa olsun bır gun daha yasayabılecegımı bılmenın huzuruyla guzel baslamalı ve belkıde hıcbırsey duyamacagımı bıldıgım ıcın son duydugum seyın yuzumu guldurmesını ısterım.. eskıden bunları duymak ıcın yalvardıgım zamanları hatırlarım odama yavas yavas gıderken.. kendıme acırım ama ne olursa olsun mutlu olurum geldıgım duruma..
odaya gırmeden once son bır kez bakarım kendıme o koca aynada.. sakallar uzamıs saclar karısmıs.. ustumde bıraz kül var ama olsun gozler cokmeye baslamıs artık.. yaslanmısım be adam.. senın yasına cok az kaldı bekle gelıyorum..
ıyı geceler..