25 Aralık 2011 Pazar
Paralel Evren İhtiyacı Gözetmeksizin Alternatif Medeniyet İnşaası
Sıfırdan başlamak zor.. Uzun zamandır yazı yazılmıyor.. plan yapılmıyor ya da hesaba kitaba girilmiyor.. nasıl olsa her zaman olduğu gibi yine kendince akıllıca planlar yaparak aynı hatalara düşme yüzdesi olağandan yüksek.. Kendini aptallaştırmaya çalıştıkça daha dikkatli ama çoğu zaman daha boş şeylerle vakit kaybederek hala inatla gördüğü herşeyi herşeye yoran ekleştiren gören düşünen yoran araştıran kuran etkilenen ama etkileyemeyen değiştiremeyen gücü yettiğinde konuşan ama içlerinden sadece cımbızla o da hafif alkollü ya kendince ciddi olabilecek bir ortamda söylenmiş ince ya da kara mizahi bolca trajikomik kelimeler bütünü çekilebilecek kadar (aslında) gereksiz bir yığın oluşturmayı seven şaşırtıcı şekilde stabil ama yine de önceden tahmin edilemeyen insan gibi düşünüp zombi gibi yürüyen ve tabi ki kendini tanımlayabilmek için bile bomboş sayfaları karıştırıp ya nasıl olsa saçma olacak yaz sen boşveriver diye düşünen kalabalık aklı karşık ve her türlü kaos ortamında yalnızım la ben diyen bireyin halihazırda kurulu medeniyetten zihnen kaçışı ve saah uyandığında aynı lanetleri yağdırması hikayesi.. Nasıl yazıcam lan ben bunu??
Fuck off you little cunt..
2011 için güzel başlangıç.. En güzelinden içkilerin yuvarlandığı türlü geyiklerin döndüğü ama bir mesaja bir soruya bile cevap alınamayan ve akıllarda yenilen nanelerden çok bunun kaldığı saçma sapan başlangıç.. Yeni yıla nasıl girersen öyle devam eder muhabbeti.. Oturup üç kuruş aklınla düşünmekten burnun kanarken yaptığın planların elinde patlaması sana bir fikir vermedimi diye sordu biri.. hayır dedim.. mevcut düzlemde insani muamele önemli olmalı..
Medeniyette İnsan Faktörü: İnsan tanımının mevcudiyetini koruması şartıyla beraber insaniyetin yeniden tanımlanması şarttır.. Beşeri düzeyde kimse eşit değildir.. Ancak eşit olan şey mecburen aynı havayı solumak ve eşit olmasa bile aynı kaynaklardan beslenmektir.. Yaşamsal faaliyetlerin devam ettiği her ortamda en büyük eşitlik bireylerin birbirine beşeri farklılıkları gözetmeksizin saygı göstermesidir.. Saygı, ucu açık bir kavram değildir.. Değiştirilemez ve esnetilemez.. Öğrenilmesi bireyin kendi sorumluluğundadır..
2011 için güzel başlangıç.. Gerçekten.. İnsan aklını kurcalayabilecek her türlü paranoyaya karşılık tek bir düşünce kurtarabilecekken beni (kim kimle ne bok yerse yesin lan) ben kalkıp neden sorusunu sormaya devam etmekteydim.. bir sene öncesini büyük bir iştahla yemiştim nasıl olsa bu seneyi de aynı teranelere kurban etmemeliydim.. Akıllı olduğumu savunduğum ya da ne var lan ben böyleyim diyip işin içinden sıyrıldığımı sandığım her anda aynı bataklıkta debelenmeye devam ettiğimi fark etmiştim.. 2011 iyi geçmeliydi ve geçecekti.. Aynı hatalara düşmeyecek aynı belalara sürüklenmeyecektim.. Yeni için çaba göstermek aynısını yaşamaktan daha zordu ve kesinlikle daha eğlenceliydi..
Medeniyette tekrar sadece yığıntı yaratır: İyi ya da kötü herhangi bir şeyin tekrarlanması hayatı sıradanlaştırır.. Bireylerin iyi olanı tekrar etmesi bir süre sonra monotonluğa ve kişiler arasında fikir ayrılığına yol açar.. İyi olanın tekrar yerine yeni olanı bulma ve kullanma daha efektif bir çözüm olmalıdır.. İyi olan sadece hatırlanmalı ve belli dönemlerde kutlama amaçlı tekrarlanmalı arta kalan zamanda yenilikçi fikirler için zaman harcanmalıdır.. Kötü olanı tekrar etmek saygısızlıktır..
Sosyal kaygılarla dolu 2011.. tek başına kendini idame ettiremeyen bir insanın çoğalma ya da bazı anlarda çoğaltma gayretine girmesi aslında sırtlanmaması gereken sorumlulukları kendisine en birinci görevmiş gibi görmesi ve sonuçta o sorumlulukları yerine getirir gibi görünürken daha çok yorularak hata yapması alışılageldik bir durumdur.. ardından o sorumlulukların kendine ait olmadığını öğrenmesi ya da öğretilmesi elinden oyuncağı alınmış bir it sıpası kadar ağlak bir bireye dönüşmesine yol açacaktır..
Medeniyette sorumluluk bireye aittir: Kimse kimseden sorumlu değildir.. Kişinin kendine karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesi ve bunun dışında bir kaygısının olmaması şarttır.. Herkes kendinden sorumlu olduğu ve kaygı güdülmeden saygıya dayalı iletişim kurulduğu sürece bireyler arası ilişkiler gerektiği düzende ve düzeyde ilerleyecektir.. Bu kural sadece birey kendine karşı olan sorumluluğunu yerine getirmeyip hatalı olarak çoğaldığında küçük bireye karşı yok sayılabilir..
2011 hafif sinirliydi.. Yaptığım onca hataya rağmen en fazla bir ay kabuğuma çekilip sinir ve stresle kendimi yedikten sonra tekrar aklımın bir kenarında sinir ve stresli olduğum anları tutarak kendimi görünüşte farklı ama özünde aynı hataları yapmak üzere dışarı attım.. Yedim içtim gezdim hobiler edindim aklımca icatlar kuramlar derken boş boş zaman geçirdim.. Daha sakindim ama yeri geldiğinde ortalığı yaktım yıktım.. Zira haklıydım..
Medeniyette kontrol mekanizmaları: Her birey saygılı ve kendinden sorumlu olduğu halde Düzenin sağlanması adına önceden belirlenmiş kurallara uyulması gerekmektedir.. Kaosun engellenmesi için ödül ve ceza mekanizmaları kesin ve değişmez kurallara tabidir.. Medeni toplum düzenini etkileyecek her türlü tahrik ve taşkınlık kesinlikle toplumdan dışlanmayı gerektirir.. Düzeni geliştirmeye yönelik her hareket ise karşılığında maddi bir ödül verilmeyecektir.. bu her bireyin görevi olduğu gibi kesin bir sorumluluğu değildir..
2011 de yine yeni bir şey olmadı.. Sadece şunu söyleyebilirim.. Aynı insanlarla aynı kısırdöngüde konuştum didiştim savaştım ve seviştim..
Beklentileri çok yüksek tuttum o kesin.. Haliyle konuşmalarım da o kadar derin oldu.. hiçbir zaman boş konuşmadım.. Gereksiz tek bir kelime çıkmadı ağzımdan.. O kadar mantıklıydım ki karşımdaki çoğu zaman anlamakta zorlandı.. anlamadığı yerlerde soru sormak yerine sadece kendi ufak aklıyla yorumlamak zorunda kalan basit insanlarla konuşmuş olmaksa benim hatamdı..
Kendimi hep haklı gördüm.. Haliyle karşımdakinin saçma sapan değer yargılarını yıkıp yerine daha iyisini daha güzelini koymak için tartıştım.. kimsenin kötülüğünü istemediğim koskoca bir yıl oldu.. sonuçta tartışmalarımın tamamı karşımdakini kendim gibi düşünmeye zorlamak istediğimdendi.. Haklıydım bu sene zira.. Aklımın en derinlerine beynimin her kıvrımına parmağımı soktuğum seneydi.. düşünmem ve gelişmem gereken bir yıldı.. ama karşımdaki insanlar asla bu ihtiyacı hissetmediklerinden tartışmam gerekti..
Yel değirmenleri karşımdaydı.. O yüzden savaştım.. elimde kılıcımla mızrağımla koştum üstlerine ama zırhımı geride bırakmıştım.. dinlemeyi sevdim ama bağıra çağıra da cevap verdim.. Savaştım çünkü onurumu ve haklılığımı korumak zorundaydım.. Yeri geldi sadece aklımı korumak için savaştım.. onu kaybetmemem gerekiyordu.. beni ben yapan her şey o koca kafanın içindeyken kelle koltukta savaştım.. Yeri geldi aklımı kenara koydum hislerimi koruyabilmek için savaştım.. üç kuruş aklıma yarattığım insan modellemesini elimde tutabilemk için savaştım.. Genellikle her ikisinde de kaybettim..
Yeterince seviştim.. Hem de beni (hiçbir zaman böyle bir şey söylemediğim halde) inançsızlıkla suçlayarak benle aynı derecede ve yeri geldiğinde daha fazla içerek sıçarak gezerek tozarak otuyla hapıyla (Allah belanızı versin gerizekalılar) coşan insanlarla seviştim.. bana göre hava hoşken iki saat sonrasında ama sen inanmıyosun diyenlerle seviştim.. Bu durum 2010 la aynıydı.. umarım 2012 de de aynı olur..
Not: Medeni insan ot kullanmaz.. İhityacını hissetmez ve bununla övünmez..
Medeniyette anlaşmazlık çözümleri: Her anlaşmazlık ya da çatışmanın sadece 1 haklı tarafı olacaktır.. Taraflar kendi savunmalarını en iyi şekilde hazırlamak ve sunmak durumundadırlar.. Anlaşmazlıklarda haklılığa karar verecek kişinin de bunun sebebini herhangi bir yasal dayanağa bağlı kalmaksızın en mantıklı şekilde taraflara sunması gerekmektedir.. Bu durum her iki tarafında ikna olmasına kadar devam eder..
Ben böyleyim arkadaş yersen diye bir şeyi asla kabul edemedim.. Ben böyleyim beni kabul et ama ben seni şekillendireyim diyen herkesle de ilişiğimi kestim 2011 de.. bencilce karşısındakine benim senle mücadele edecek gücüm yok çünkü ufacık aklımla kendimi getirdiğim yerde ben mutluyum.. dokunma bana mücadele etme ben kendimi olduğumdan daha farklı bir yere getirmek istemiyorum çünkü güçsüz ve aptalım.. konuşamam savaşamam ama sevişirim ama didişemem mücadele edemem gücüm yok ve aptalım.. diyecek insanlarla mücadele ettim 2011 de.. yorulan ben oldum ama yorana kadar da sıçtım ve sıvadım.. Yılmadım.. ama sonunda susmayı öğrendim.. en azından sabırlı olmayı öğrendim.. En haklı olduğum anda insanların hatalarını onlara karşı kullanmayı öğrendim.. Düşünme gelişimimi tamamlayamadığımı da bu yıl öğrendim.. Siktir et gücünü fark ettim.. Eskiden özel güç olarak iknayı isterken artık siktir et i kabul ediyorum ve onunla yetiniyorum..
İsteyen herkese istediğinden daha fazlasını verdim.. fazla gelip şımaranlara da ağzının payını.. 2011 sırf insan mücadelesine ayrıldı.. kendi sorunlarımdan kurtulabilmek için insan mücadelesi.. akıllıca görünmedi hiçbir zaman.. Gerekli de değildi.. Karanlık geçti bu sene.. gelecek seneleri aydınlatacak hiçbir girişimde bulunmadım.. ama başkalarına da hayatı zehir etmeye aklım erdi en azından bir süreliğine.. Sabrın ne demek olduğunu öğrenene kadar en azından..
Başladığım hikayeyi bitiremedim.. Ben bilmezken hikayemdeki kadın Fransızca konuşabiliyordu.. o kadar zorladım ki kendimi erkenden yoruldum.. İnsanın peşinden koşmaktansa otobüsün peşinden koşsaydım dediğim yıl oldu..
O yüzden kızım sana söylüyorum gelinim sen anla..
Fuck off you little cunt..
Aklıma getirdiklerimle, gördüklerimle, duyduklarımla, ortaya çıkardığım dürtülerle karakterlerle hayatlarla akıllarla ve düşüncelerle, mücadele ettiğim tartıştığım seviştiğim her şeyle ve herkesle, timsah gözyaşlarıyla çıkardığım her günahla 2011 tebrikler ağzıma sıçtın..
2012 elinden geleni yap.. Nasıl olsa ömrün çok uzun olmayacak..
22 Nisan 2011 Cuma
Hesap Kitap..
1825 gün.. O yok benim için.. aslında hiçbir zaman olmadı.. daha sert daha düzgün olmam için hayatıma tükürdüğü yetmezmiş gibi başlangıçtan bugüne ve bundan sonra da baya uzun bir süreye etki edecek kazığı ve hakkında anlatabıleceğım herhangı bır guzel hıkaye bırakmamasıyla evet aslında benim hiç ... olmadı.. Suçlamaların çok büyük bi kısmını omuzlarımdan atmak adına tüm okları aslında olmayan birine yöneltmek güzelmi?? şu anda bakıyorum evet.. az bile.. kızgınım çünkü eğer ben kızabiliyorsam bunu aslında olmayan bırınden ogrendım.. bu kadar fazla ozenı degerı cevremdekı herkese haddınden fazla vermeye calısıp kendımı sekıllendırmeye cabalayıp hayatın tamamına karsı cıkıp sevmıyorum ulan sevmıyorum dıye bagırabılıyorsam ozel ve guzel olan hıcbırseyı kaybetmemek adına kıcımı dort yerınden yırtıyorsam, ben zaten kendı aklımla varım lan bak gayet ayaktayım ama dıger cevremdekılere ya herkes bana davranıldıgı gıbı davranıyorsa dıye dusunup hep daha fazlası olsun kımsenın hıcbırseyı eksık kalmasın yakınlık uzaklık farketmez ben varsam herkese yeterım yuksunmem dıyıp gercekten bunu uyguluyorsam bundan yorulmuyor tam aksıne zevk alıyorsam sırf kendı mutluluguu dusunmeyıp kı cogu zaman bunu umursamayıp bıle baska seylere yogulasabılıyorsam baska ınsanların rahatı guvenı mutlulugu adına yapabılıyorsam herseyı aptal damgası yemeyı goze alıyorsam enayı denmesını goze alıyorsam ben eger kendımı bılıyorsam ve bunu bır kenarda tutup yapılabılecek herseyı yapıp tum sınırları zorluyorsam kımse kusura bakmasın ama bu sırf aslında hıc olmayan (veya herkesın hayalınde canlandırdıgı) bırıne benzememek ıcın yapıyorum.. kızgınım sana ulan hayatımın karakterımın aklımın fıkrımın beynımın ruhumun psıkolojımın yapımın genlerımın ıcıne sıctıgın ıcın.. ve eşit yaklaşık 1800 gun sonrasında bıle bunları hala ınatla dusunebılıyorum.. evet hıc yoktu.. hıc olmadı.. varlıgını reddettıgım bı kac seyın ıcınde olman bana koymasın dıye de elımde ya da gerıye kalan herseyı tutabılmek ıcın hala ınatla yorulmadan ya da yoruldugumu bellı etmeden kasıyorum kendımı.. bundan mutluluk duyuyorum hatta ve hatta kımseye benzememek ıcın yaptıgım hersey ıcın kendımle gurur duyuyorum.. zıra aynı olmayı reddedıyorum.. nasılkı her dustugumde kafamı kaldırıp baktıgımda gulen ınsanlar gormussem ve bu benı herseferınde dengede durmak ıcın daha orantısız bırı yapmıssa aslında olmayan bırının varlıgını da bu sekılde gonul rahatlıgıyla reddedebılıyorum.. ortaya cıkan eser sahıbınden nefret etmesın dıye yanı olay donup dolasıp sana bana benzemesın dıye ne varsa reddedıyorum.. sevılebılecek hıcbırseyı sevmıyorum.. sen yaptın.. ben yoksayıyorum.. yıkmaya bıle tenezzul etmıyorum..
530 gun.. varmıydı yokmuydu bak bu konuda emın degılım.. esıt yaklasık o kadar ıste.. gelip gecen gunlerden belkıde en onemlılerıydi bılemıyorum.. aslında varolduguna hıcbır zaman ınanmadıgım bır zaman dılımı ıcerısınde bu sefer sadece kendımı tatmın etme durtusunde olmadan yaptıgımı sandıgım bazı seyler oldu yanlıs hatırlamıyorsam.. ama hala emın degılım varmıydı yokmuydu.. pek cok rekora ımza attıgım pek cok ılkı gerceklestırdıgım toplamda esıt yaklasık 530 gun.. hanı nerde dıye soran olsa gosterebılecegım hıcbırsey olmaması yoklugunamı ısarettır?? yosa bazı acı bazı tatlı seyler aklımdan gectıgınde varlıgınımı gosterır bılemıyorum.. hayalcılıgımın en ust noktası ard arda mılyon tane plan yapma gucumun sınırları tekıllıgın ıspatı ya da bır sanıyenın degerı.. hepsının ıc ıce gectıgını canlandırıyor olamam kafamda.. ama dıyorumya varlıgını ıspat edecek tek bır emare yok ortada.. bomboş degıldı ama kabul etmıyorum ya da edemıyorum.. sadece kafamda canlandırdıgıma ınanmak ıstemedıgım o gecen zamanda maddı bır sey arıyorum.. ıkı kotu 1 guzel ıkı gerı bır ılerı gordugum buldugum hatırladıgım herseyde elle tutulur bır sey arıyorum hazırladıgım ama elımde patlamıs gunu tarıhı onemı anlamı gecmıs suprızler dısında.. sadece hayalı bır eglence oldugunu varsayarak kendımı suclamaktan ımtına edıyorum yerı geldıgınde.. bazen de gercege donusturemedıgım ıcın kafamı duvarlara vurasım gelıyor.. degıstırmeye calıstıgımın aslında ne oldugunu ya da gerceklesmesını umdugumun ne oldugunu bulamıyorum su gecmıs 530 gunde.. amacımı hatırlayamıyorum bıle.. bu olmadıgınımı gosterıyor acaba.. yoktu olmadı neyı dusunuyorum ben anlamadımkı.. ama sunu hatırlıyorum.. kımseye benzememek ıcın bıseyler yaptım ben.. bana ıyı gıbı geldı sadece ya da ruya ıcınde ruyalandıgımda dusunecek bırseyler gırdı bılıncaltıma.. 530 gun.. bosa gıtmedı ama bırı sorsa hanı nerde dıye ya da ben etrafıma baksam nerde dıye??
10000 gün.. varlıgından cıddı cıddı suphe duydugum cok uzun sure.. temsıl ettıgı anlamlandırdıgı bır ız bır ısaret bıraktıgı guzellestırdıgı ya da kırlettıgı lekeledıgı hıcbırsey olmadan gecen aslında belkıde olmayan cıdden cok uzun sure.. ıkı guzel soz ıkı guzel yazı bıraz sıgara bıraz uyku ye ıc gez toz herkesle herseyle aynı gelgıtlerle esıt yaklasık 10000 gun.. vay arkadas dıyebılecegım ne olmus donup bakıyorum.. gozlerımı kısıyorum daha uzaga bakabılmek ıcın.. gunes gozume gırmesın dıye sıper edıyorum ellerımı.. goremıyorum lanet olsun hıcbısey goremıyorum.. sadece aynaya baktıgımda gordugum bı adammı varlıgımın kanıtı.. maddesel varlıgımın kanıta ıhtıyacının oldugunu sanmıyodum aslında.. ama yoksayılmayı da gordugumde sesımın duyulmadıgı ya da kendımı sadece benım aynaya baktıgımda gordugum bır dunyada sanırım maddesel olarak ta ben varımı kanıtlamam ıspatlamam gerekıyor.. o yuzden emın degılım varlıgıyla yoklugu arasındayım o 10000 gunun.. varsa yoksa varolma cabası ıcınde gecen cıdden cok uzun bır sure.. ele gecırılen hıcbır dusman hattı yokken kı aslında kımse dusman bıle degılken ugradıgım her saldırı altında umursandıgımı varlıgımın kabul edıldıgını sandıgım her sanıyede sadece masaya yanlıslıkla yanlıs elde attıgım kozların karsılıgında dalga gecen ınsanlarla yuzyuze geldıgımı goruyorum gozlerımı kıstıgımda.. varlıgımla yoklugumun neyı degıstırdıgını neye ne ekledıgını hesaplayamıyorum artık bıktıgım ve usandıgımın ıspatı bu olabılır sanırım.. ama kızamamak sınırlenememek ya da en azından etrafta gezen herhangı bırıne sınırlenememek ama olan bıtenı de tamamıyle absorbe edebılmek gıbı garıp yetenekler gelırtırdıgımı farketmek hatta cıdden cok az da olsa bazı yeteneklerım oldugunu gorebılmek su tuslara basıyor olabılmekte varıgımı kanıtlar mı dersın?? kıme soru sordugumu bıle hatırlayamadan sadece bıseylerı o aslında gercekten olmadıgına emın oldugum hayal urunu ınsana hala 10000 gundur kanıtlamaya calısmak mı kanıtlayacak varlıgımı?? benzemek ıstemedıgım hersey adına kendı varlıgımı ortaya koyarak yaptıgım herseyı arkasında durmam ve kendımce bahaneler ve ıspatlar sunmam kanıtlar gostermem ya da evet sadece ben sırf bana yapılanları ben yapmak ıstemıyorum cunku ben bana yapılanlardan nefret edıyrum ve bunlara karsılık her tokatta dıgr yanagımıda gosterıyorum vur anasını satayım dıye bence hala yapılabılecek en ıyı seyı yapmam evet karar verdımkı varlıgımı ıspatlıyor..
bellı belırsız sılık bır yasantım olmasındansa bır ız bırakayım ve bu esnada kımseye benzemeyım dıye var gucumle varolan gucumle calısıyorum.. bu yuzden ben varım.. etrafıma baktıgımda goremedıgım kımse de yok gerçekte..
Teşekkürler
İyi Çakışmalar
21 Şubat 2011 Pazartesi
Mono Diyalog
-Ama kafasına göre akıyor abicim. çamur olacak her yer.
-Bekle ulan arkadaş.. bekle biraz aksın bi kiri pası alsın etraftaki. biraz dur izle anlayacaksın.. şimdi başlarsan hem yorulacaksın hem de düzenini bozacaksın.. bekle ulan dur diyorum..
-Abi iyi diyosunda bak kafasına göre gidiyor işte istediği yere.. düzen dediğin bumu merak ediyorum.. oyuklarını oluklarını beklemekle zaman geçmez o zamana kadar alır götürür kurduğumuz iskambilden evleri..
-Gerizekalısın cidden.. rüzgar da esebilir o iskambilden evlere.. bu sefer de duvar mı öreceksin? neye ne kadar set çekeceksin veya doğalını ne kadar daha bozacaksın gidişatın?? yapma olm iki rekat sabır göster bak pişman olmayacaksın.. gel soluklan biraz söz anlatacağım sana mantığını bunun..
-Tamam ya anlat hadi dinliyorum..
-Şu biraları doldur bakalım ama köpüklere dikkat et.. Nerden geliyor bu su?? farketmiyor değil mi?? sen de bilmiyorsun aslında sadece aman etrafa saçılmasın diye uğraşıyorsun şu anda haksızmıyım?? ya da senin yaptıklarının etrafından dolansın hem sen yapmış ol hem de bozmasın düzenini.. yapma denileni yapmakta üstüne yoktu zaten öncedende biliyorum.. eline geçen herşeyi ben yaptım diye baştan şekillendirmeye çalışırdın eskidende.. bak izle su hala akıyor hatta yaklaşıyor iskambil evlerine.. iyi izle ve sabret.. yumuşak topraktasın ve su tahmın ettıgınden daha hızlı akıyor.. bak ayakların temiz şimdi çamur yok batmadın da.. çevrendeki herşeye şekil vermeye çalıştığında eline yüzüne bulaştırdığın halde bak bu sefer tertemizsin.. yaklaşıyor iskambil evlerine.. hemde beraberinde tüm topladıklarıyla geliyor.. ama toprağı da şekillendiriyor dikkat et.. sen sadece evleri kurdun bomboş arazinin üstüne.. sen sadece ben yaptım diyebilmek için çok basit iki kart numarası yaptın herkes görsün diye.. ne yardım kabul ettin ne bekledin ne diğer düşüncelere dikkat ettin.. zarar verecekte olsa sırf ben bunu da yaptım ona gülümseyen buna da gülümser diye sadece iki kartı daha üst üste koydun.. ama hala düşünmüyorsun kendi yaptıklarının dışındakileri.. bak farkettinmi sadece su bile titretebiliyor yaptıklarını.. komik bir durum bu baksana yıkılmaya başladı bile.. altını oyacak çok şey var yaptıklarının.. güzel ve mantıklı bir temele oturtamıyorsun değilmi yaptığın hiçbirşeyi.. sadece yaptım evet evet yapabildim diyebiliyorsun.. ne var ulan içimden geldi yaptım diyorsun.. yavaş iç şunu daha çok konuşacağız.. bak gitti kurduğun o aptal iskambilden ev.. durduramadın değilmi toparlayamadın durumu.. yaptıkların sana da atıl ve gereksiz gelmedimi?? ne düşündün yaparken bi cevap versene..
-Abi üstüme geliyorsun farkındayım ama anlamıyorsun.. cidden anlamıyorsun.. ben yaptım evet düşünmedimmi sanıyorsun ya?? her seferinde düşündüm.. belki senin istediğin kadar değil ama düşündüm..
-Bak dur lafını bölüyorum ama suya baksana.. bence manzara çok güzel.. artık sadece bomboşluğa sadece konfeti serpmekten daha güzelini yapabilirsin.. suyun açtığı tüm olukların üzerinden köprüler geçirebilirsin mesela ya da koskoca ve her katı farklı eğlencelerle dolu bir gökdelen yerine daha sakin yaşanabilecek tek katlı belkı tek düze bir klübe yapabilirsin sırf zamanı daha huzurlu geçirebilmek için.. neden durdurdum anlıyorsun şimdi sanırım.. beklemiyorsunki gerizekalı herif.. uygun ortamı sen oluşturmaya çalışıyorsun.. doğalını bozuyorsun hayatının doğallıgının içine ediyorsun.. izin vermemete bu kadar ısrarcı olup ızın almadan herşeyin sonunda neden boyle oluyor dıyen bı sen varsın sanırım.. bak sana bir tavsiye.. beklemeyi öğren ve başkalarının şekillendirebileceği bir dünyaya girmekten çekinme.. neyse ya çok konuştum dinliyorum seni..
-Evet maşallahın var bugün.. neyse.. dedimya düşündüm ben yaptıklarımın hepsini.. hesapladım ve ölçtüm ve tarttım.. yaparsem ne olur yapmazsam ne olur ne kazanırım ne kaybederım ne duyarım ne söylerim hepsini ama hepsini düşündüm.. ama takıldım evet bazı noktalarda.. haklısın aslında çok basit şeyler yaptım.. yaptıklarımın hepsini sadece süsledim aslında.. olmayan birşeyi varmış gibi göstermedim sadece olanın aslında sadece benim erişebileceğim bir yerde saklandığını düşünmelerini sağladım.. hatamıydı yani ne var?? anlık mutluluklardan daha fazlasını bekledim sadece yaptıklarımla anlık mutluluklara sebebiyet verdiğim halde.. güzel şeyler yaptığımı sandım güzel bir sonuca ulaşabilmek için.. ama neden yaptım sorsan cevabım hep hazırdı.. yapmazsam ben olmam.. imkanım varsa ve yapmıyorsam ne anlamı kalır kazanılan bunca başarının.. tüm kaynaklarımı aptalca yok etmek yerine sadece kendi hayatıma manevi bir yatırımdı planladığım.. sadece tatmin olmak istedim kendi içimde.. sadece düşünüp tatmin olmaktansa diğer duyularımı da kullanmak istedim.. hatalımıydım ne var ulan?? ben hala arkasındayım yaptıklarımın..
-Evet sadece arkasındasın.. gerisinde kalıyorsun yaptıklarının farkında değilsin.. aklını çok ufak bir noktasında matematiğin sadece 4 işlemini tamamlayabilen biri olarak sen hesapladın öylemi?? neyi hesapladın lan mal herif.. zamanımı hesapladın mekanımı ınsanımı?? neyi değiştirdin neyin kuramıyla çıktın insanların karşısına.. anlık mutluluk istemedin de ne yaptın?? beni uyutamayacağın kadar senin içinde olduğumu bile bile hala herkee yaptığın gibi bana da ayak yapmana inanamıyorum ya.. cidden gerizekalı olduğunu ve benim sana bunları anlatarak aynı zeka seviyesine düştüğümü farkettim teşekkür ederim. ama dinle lanet olasıca herif dinle.. anlık mutluluk istemedim diyorsunya ondan mı karşına çıkan herkesi teker teker aldattın?? bununla sonsuza kadar mutlu olabilmek için mi övündün kendi içinde ve sanki gurur duyalabilecek birşeymiş gibi anlattın herkese?? zamanın playboyu?? ya hadi bırak bu işleri.. hesapladın değil mi?? kaç basamağa kadar çıkabildin yaptıklarını topladığında bi söyle hadi.. tahmin edilemeyeni kaç kez yaptın?? sadece hayallerini ya da masallarını anlatmayı kaç kez başarabildin ve kaç kez bu hayalleri gerçekleştirdin?? artılarla eksileri getirsene bir araya.. yaptıklarından aldığın tepkileri karşılaştır sadece yalvarırım.. tek bir saat sonrasında kaç kez bir hafta boyunca acı çektin?? yettimi sana bunlar bir düşün.. kendinden ödün verdiğini ve aptallaştığını hemde kendini aptalaştırdığını söyleyen herkese haklısın diyip kaç kez diye aynı naneyi yedin nolur bunları hesapla artık.. ne sundun çevrene sadece işkambilden ev yapmak dışında?? ne başardın ve neleri birbirine kattın bugüne kadar??
-Çok soru soruyorsun ve madem bu kadar akıllısın ve mantıklısın da abi neden beni en baştan uyarmadın.. hani yaşamıştın bunları hani atlatmıştın sadece daha açık gözler ve daha açık bir beyinle.. noldu şimdi bana akıl vermekle sadece egosunu tatmin eden ve bira içen yaşlı ve pis bir herif olmak dışında nesin sen?? ilk gün neden bunları anlatmadın bana ya da neden şimdiki gibi sert ve gerçek değildin de ben arkandaki büyük oyuncağı görüp hemen alıp paketleyip hediye etmk istedim ilk karşıma çıkan kişiye.
-Bana baş kaldırmak sadece kendi içinde birini suçlamana yarıyacak farkındayım.. şuçla sen hiç önemli değil.. Evet haklısın yeterince gerçek değildim ama heyecanlıydın hem ben bunu sevdim hem de sen bunları dinlemeyecek kadar aptaldın.. anlamayı bir kenara attım gitti zaten şimdi bile şüpheliyim.. eğer o zaman anlatsaydım bunları şimdi söyleyecek tek bir şeyim olurdu.. ben sana gül bahçeleri vaadetmedim la mal..
-Ha ondan dikenleri tırmaladı dimi her bir yanımı..
-O dikenlerin güllere ait olmadığını ama aslında iğne dikenli ve belkide daha huzurlu bir çam ormanında dolaştığını anlayamayacak kadar kapalıydı gözlerin.. sadece hedefine odaklanmış bir boğa gibiydin sanırım.. durdurmaya benim bile kusura bakma ama cesaretim ya da gücüm yoktu.. haliyle ne ben ne de çevrendeki tüm seni düşünen insanlar sana laf anlatamadık.. hiç durmadan koştun ya terlemekten nefret insan olarak sen durmaksızın koştun.. sırf birilerinin de elinden tutup onları da sürükleyebilmek için açtın kollarını iki yana.. o kadar kaptırdınki kendini hayallere ve o basit ve kusura bakma ama aptalca planlarına cidden kendi gerçekliğini kaybettin.. ilk hatanı da o zaman yaptın.. kendi kendine itiraf etmeyi bıraktın ve ilk hatanı yaptın ben bu şekilde mutlu değilim diyerek hem de yüksek sesle.. ondan sonra zaten patladı tüm yaptıkların dimi kabul et.. ilk o zaman verdin tüm kontrolü başkalarına ve ondan sonra herşeye ve herkese tüm hayatın akışına müdahale etme hakkını gördün kendinde.. tek bir hatayla yıllarını harcadın be adam anla artık kabul et ikna ol ya da ne bileyim yalan söyle ve anlamış gbi yap artık.. karşılığında aldığın cevaba göre madem öyle dedin biliyorum.. yediremedin kendine ben mutlu değilim ama neden başkalarını mutlu etmeyim?? gerizekalısın cok ciddiyim.. başkalarının seni mutlu edebilmesine hiç izin vermedin seni düşünmelerine özlemelerine hiç izin vermedin.. bırakıp gitmedin.. hayır artık senin için geçerli değildi hayı diyemedin dimi hiçbirine.. neden?? sırf mutlu olabilmek için ya da daha güzel bir hayat kurabilmek için dimi sence.. sana göre güzel olanı ya da sana yapılsa dünyanın en mutlu adamı olacagını sandıgın seylerı herkese farklı renk ve bıcımlerde uyarlamaya calıstın sadece.. aynı suyun kafasına göre akmasına ızın vermedıgın gıbı.. kendinden verdın her seferınde sogukta bekledın bı yerın dondu.. sıcakta bekledın saatlerce.. yürüdün durmadın yorulmadıgını sandın ama ben dahil herkesi yordun farkedemeyecek kadar aptaldın ozur dılerım..
-Hakaretlerini ne kadar daha dinlememi bekliyorsun?? kendi kafandaki doğruları bana empoze etmeye çalışarak benden farkın kalıyor acaba çok merak ediyorum.. ben denesem peki sana akıl vermeyi?? dinlemezsin sanırım.. senin doğruların sana o kadar güzel geliyorki.. duygularından arınmış gibi görünmek ya da elinde çay dolu koca bir kupayla etrafına baka baka yürürken kendine duydugun özgüveni hissetmek o kadar güzel ki senin için.. farkındayım senin elinden aldıklarımın.. evet biliyorum hem senin hem benim kaybetmemizi sağlayacak çok fazla hata yaptım.. ondandır sen de özlüyorsun bir günaydınla bir iyigeceler dileyebilmeyi. farkındayım sana çektirdiklerimi.. sınırladım seni kendi hayallerimle. sen dışarı çıkmak eskisi gibi içmek gezmek tozmak ve başarı hikayelerini senden ilham alacak çevrendekilere anlatmayı istedin. hapsettim seni biliyorum.. kendi içime hapsettim.. seni söylediklerin için suçlayamam ama hak ver ulan bana bir kez olsun hak ver.. her gece eve geldiğimde o hayalkırıklıklarıyla dolu yüzünün bedelini benden çıkarma.. sen sadece mantığınla hareket edebileceğini sanıp neredeyse benim kadar acınası durumlara düştüğünde emin ol ben senden daha çok acı çektim.. madem içiyoruz karşılıklı ve madem yıktın az önce kurduğum o güzel evi..
-Dikkat et ben değildim yıkan.. sen tek bir seferliğine bıraktın suyun akmasını ve ne kadar zayıf bir iş yaptığını gördün..
-Tamam lan ona da kabul.. ama madem bu durumdayız artık anla sende beni. yaptıklarım sonucunda kaybettiklerimiz aslında hiçbir zaman tam olarak bize ait olmadı kabul et. yok olup gideceğini farkettiğimiz anda ikimizde elimizden gelen harcı özensizce sürdük kurduğumuz duvarlara.. farkında değildin ama sen bana yardım ettin mantığınla aklınla.. daha yaratıcı olabilmemi sağladın bana göre.. tek başıma yapamayacağım şeyleri yaptım sayende.. sadece sevgi ve saygıyla hiçbirşeyin yürümediğini anladığım anlarda hissettim yanımda seni.. ki sen o zamanlarda kış uykusundayım beni uyandırma derdin.. ama ne sen benim peşimi bıraktın ne ben senin..
-Cesur gördüm seni.. hem suçluyorsun hem kabul ediyorsun bakıyorum..
-Bana başka seçenek bırakmıyorsun çünkü.. elindeki koca ışığı bir gözüme bir de akan suya tutmaktan vazgeçmedin iki saattir. başımın ağrıyacağını ya da sinireneceğimi bile bile hakaretler eşliğinde gösterdin yeniçeriliğini tebrikler.. savaşır gibi konuştun lan iki saattir yeter.. suyumu istiyorsun al.. rüzgar estiğinde dalların kırılmasını mı istiyorsun tam mevsimindeyiz.. ama dikkat et sertleştiğinde sadece sen ve ben olacağız o kırılan dalları tutmaya çalışan.. aynı savaşı devam ettirdiğimiz sürece ne sen ne de ben kazanacağız ve üzgünüm ben daha baskınım bu arkadaşlıkta ve yine benim dediğim olacak..
-O kadar emin olma.. ve lütfen ama lütfen bırak zamana bu sefer.. tamam ben daha az karışacağım ama yalvarırım anlamış ol beni.. yalvarırım başkalarına yalvarma artık ya da bana.. şartlı bir izin verelim kendimize artık.. sessizce izleyeceğimiz zamanımız olsun ve sessizce dinleyelim birbirimizi.. hakaret olmadan ve minimum zararla atlatalım artık bunu.. şimdi iki bira daha alalım ve sana güzel bir kulübe yapalım dinlenebileceğin.. çevresini istediğin gibi süsle ben karışmıyorum söz..
15 Şubat 2011 Salı
Guzel seyler soleyim ama kisa keseyim istedim bu sefer.. Olmadi..
Ya aslinda cok bi derdi olmayan bi adamken ben kendi turunden nefretle uzaklasan, hem yalnizligina ana avrat kufredip hem de gereksizsiniz lan siz aslinda tek susun anasini satayim karismayin bulasmayin dokunmayin birakin gitmeden ozgurlestigimi kacmadan kurtuldugumu hissettirin bana diyebilen biri oldum lan?? Cok birsey istemezken hayattan elindeki avcundaki tum legolari ya da oyuncak askerleri uzaktan kumandali arabalari alinmis onun yerine sanal platformlarin tamaminda diledigi gibi sacmalayabilecek bir sanal salak haline nasil donustum bak hatirlamiyorum.. Ama kendime giydirdigim tum kufurleri ve arada yalnizliga sokusturdugum tum lanetleri icimden sokup atmaya calistim sanirim.. Her saniyesine degebilecek guzel seyleri hatirlayarak ya da kendi kit imkanlarimla tekrar gerceklestirmeye calisarak biraz olsun buhranimdan ya da buhranlarindan cevremdeki insanlari kurtarmaya calistim.. Bak bunda gururluyum.. Ama ne kadar denesemde aglak bir tavirla ne kendime ne de baskalarina suc bulamiyorum.. Aklima her gelen cumleyi yazarak birbirinden kopuk seyleri biraraya getirmeye calisiyorum sadece.. Hala tamamlanmamis islerim oldugunu hatirliyorum bir cumlenin daha yarisina geldigimde.. Ve bu sefer unutmayim diye her seferinde bi yere not almaya calisiyorum.. Bir gun gelipte bunlarin tamamini unutmus yasli bir pislik oldugumda elime tutusturun bunlari tamammi.. Sonra da o notlarin ucunu tutusturdugunuzda al sana gunahlarin.. Yaniyolar yavas yavas.. Geceleri donustugun bu kendine acimasiz hayvani ehlilestiremedin.. Sen kendi kendini yakmaktan baska hicbir ise yaramadin tum sehri benzine bulayip elinde kibritle siritirken.. Simdide yine kendi yaptiklarinla sonunu getiriyorsun diyin o aslinda ben olan yasli pislige.. Her gecenin hinci her sabahin kufru ve laneti bak gordunmu coktu ustune.. Bir ranza ustunde havale gecirirken sayikladigini ve gordugunu sansigin o sari yol uzerindeki elektrik direkleriyle dolu sanrilari dusunurmus gibi dusun simdi elindekileri birakmayi.. Farkindasin ama birakamayacak kadar kaybettin kontrolunu degilmi.. Ve karsima gecip gulumseyin.. Ama ne sinirle ne de acimayla.. Sadece hep gormek istedigim o ufak dudak hareketleriniz olsun o yasli pis adamin karsisinda.. Yaslandigimi ve yaptiklarimi hatirlamayacak kadar bunamisken son gordugum o gulumsemeler olsun belki elimde yavas yavas yanan gunahlarimin siyah dumanindan daha guzel gelir gozume..
Simdi sonunda uyuyabilirim sanirim.. Aklima gelen baska milyon tane seyi bir kac saniyelik ruyalara sikistirip sabaha yarisini bile hatirlamamayi umarak uyuyabilirim sanirim..
Sadece bu aksamlik kendime masal anlatmak yerine aslinda bir masalin icinde yasadigimi hayal etmeme izin verecek kadar guzel seyler gormeyi umuyorum.. Iyi geceler alayina..
Batarken gunes ardinda tepelerin..
7 Şubat 2011 Pazartesi
Ben.. İnsan..
hayatta pek çok şeye inancımı kaybettim ya da geliştirmeye gerek duymadım üstad.. insana bağlanmayı fikre bağlanmaktan daha mantıklı buldum.. mantık insandır çünkü.. şaşar beşer ama mantıktır.. hesaplanamayacak ve tahmin edilemeyecek hayran kaldığım insan beyni.. vicdanı aşkı sevgiyi gerçek bedene kavuşturan aslında o güzel sesli güzel yüzlü doğduğu anda iyi kalpli insan.. acıyı da canlandıran sevincide gösterebilen insan.. hayran kaldığım şeyi takip etmeyi severim ne yapayım.. ondan çok üstelemedim başka şeyleri araştırmayı.. seçtiğim şeyi dinledim şeçtiğim şeyi okudum.. baktıklarımı taklit ya da takip ettim üstad.. her gördüğümden biraz aldım üstüne kattığımı sandım bolca.. o kadar iyi gözlemledimki üstad ve o kadar güzel tasarladımki hayatımı o izlediğim taklit ve takip ettiğim herkesi sadece tek bir sigara nefesine sığdırabildim.. çektiğim tek nefesle kendimce eksik ve hatalı olanları attım içinden geriye sadece sağlıklı olduğuna inandığım uyuşturucu güzellikler kaldı.. o güzel kafa da hayal kurmayı öğrendim işte orda biraz hata yaptım.. hayallerin gerçeğe dönüştüğü anları abarttım kendi içinde farkındayım üstad.. ama o kadar güzel uyuşturduki bu beynimi o zaman hayatımın mekaniklerinde sorunlar çıkmaya başladı.. ve yine elinde yağdanlıkla imdadıma yetişen o hayran olduğum insan koştu.. yönteminden şikayetçiyim ama.. yağdanlığı gerektiği gibi kullanmak yerine kafama vurmayı tercih etti akıllan ulan gerizekalı diyerek.. hey hey hey tamam uyandım sakin ol.. hayalciliği bir yere bırakırsak gücümü ve rüştümü ispat çabasıydı aslında bugüne kadar olanlar.. sanki yer çekimini newton değilde ben icat etmişim gibi (evet newton icat etmiştir) insanların ayaklarının yere basmasını sağlamaya çalıştım bu sefer.. pusulası kırılan her insana akıl vermeye çalıştım.. bilmezsin ben bir zamanlar yazarken kurduğum cümleleri konuşurken de kullanabilirdim.. ama sonrasında o kadar çok susturdularki dilim peltekleşti.. hayal ürünlerini yazarken gerçekleri konuşmaya başladım.. aklımdan geçipte dillendiremediklerim aslında daha güzeldi farkındayım.. zaten kendi içimdeki monoloğun sonuna gelmeyi başaramadım.. hep birilerinin katılmasını umduğum düşüncelerimin tamamında aynen şimdi olduğu gibi kendi kendine konuşan manyağın teki gibi kabul edildim.. evet evet dışlandığım oldu sen beni dinleyene kadar.. kabul görmediğim ya da sadece bir beden olarak kabul gördüğüm çok hayat oldu ne var sanki.. ondan da zevk almanın bir yolu avrdı tabiki benim için.. gözlerimi kapatmak yetti bazılarına.. bazılarında ise dedim ya gücümü ve rüştümü ispata uğraştım tırmaladım bol bol kabul edileyim ya da dahil olabileyim diye.. ama taki yorulana kadar.. yorulduğum zaman aklımda olanı dışa vurmayı öğrendim.. daha fazla yalana dolana oyuna gerek olmadığını anladığım anda konuştum tam da istediğim gibi.. o zaman farkettim aslında istediğim anlarda sesim güzel olabiliyor.. gerçi çok nadiren alkol sonrası konuşmayı severim ama evet içtikten sonra uyandığım anlarda sesim daha güzeldir üstad o zamanlar dinlemelisin beni.. o zaman daha eğlenceli anlatabilirim meramımı ya da en azından hatırlayabildiklerimi.. o zaman şimdiki gibi her çümle sonuna iki nokta da koymam bitmişle devamı gelecekmiş gibi.. kesin ve net ama duraksayarak anlatırım o zamanlarda kendimi..
haydi başa saralım üstad.. selam.. en uzun boylu hafif kambur adam.. dik durmayı sevmem ben.. artık insanların yüzüne bakmayı sevmediğimden değil.. ya da gözlerim dudaklarından göğüslerine kayabileceğinden değil.. dik durmanın bir yolunu bulamıyorum ondan.. hayır güçsüz ya da yorgun değilim.. oha demek istemiyorum ama daha yorulamadım.. anlamsız buluyorum sdece çaba sarfetmeyi.. ayrıca uzun insan olarak herkesten daha uzun boyluyken herkesin bir arkasındakini de görebiliyorum bak bu kötü birşey sen bilmezsin.. sadece akrşımdakini görmek istiyorum ama onu sarıp sarmalayan tüm hayatını da görüyor olmak ne kadar zor tahmin bile edemezsin.. omzundan belinden saçlarından çantasından yakasından paçasından tutan bırakmayan hareket alanını kısıtlayan herkesi görebiliyorum yazık bana be.. o zaman baktığım insanın tüm yüklerini çekip almak istiyorum çabalıyorum kuş tüyü kadar hafif ve sahipsiz olsun diye.. işte o zaman yoruluyorum üstad.. o zaman vazgeçmek istiyorum ama fark edemiyorum o hayatlardan biri de ben olmuşum.. kurtarmaya çalışırken kurtulmak istenen olmuşum.. dik durduğumda yalnızlaşıyorum ben.. o yüzden baktığım yüzü göreyim diye hafif kambur adam olmak istiyorum.. azıcık dik dur dendiğinde evet aklıma bunlar geliyor o yüzden uğraşmıyorum tamammı..
evet hadi başa saralım üstad.. ben 5 duyusunu en etkin şekilde kullandığını sanan biriyim.. tadını alabiliyorum hala içtiğim kahvenin.. yüzüm gülüyor pardon bu bir duyumudur?? Gülümsemek mesela.. o bir fincan türk kahvesinin (hele de ben yapmışsam) tadını alabildikçe gülümsüyorum.. gün gelir bir fincan daha eklenir diyorum.. hayal kurmak bir duyumudur?? Hayal kurup duyumsayabiliyorum çünkü kendimi.. dokunabiliyorum.. şu an bir klavyenin tuşları da olsa gün geliyor başkalarına da dokunabiliyorum.. uykumda astral seyahatlerden bahsetmıyorum ya da kendı kendıme hallenmekten.. cidden başka birini hissedebiliyorum parmaklarımın ucunda.. korkak ürkek dokunuşlar oluyor ya da sırf dokunmuş olmak için kol ya da sırt sıvazladığım oluyor ama olsun.. ne de olsa her zaman bir el tutacak kadar şanslı olamıyorum.. el tutarken heycanlanmak bir duyumudur?? Görebiliyorum.. evet ya görebiliyorum.. gördüğüm en güzel gözler var mesela.. dalgalanan en güzel saçlar ya da beraber izlenebilecek en güzel filmler var hatta… en güzel bedenleri de görebiliyorum olmaması gereken tüm çirkinlikleri de.. hayatı da görebiliyorum hem de tüm renkleriyle üstüne her geçen saniye daha da morlaşan ölümüde.. gördüklerimi anlayabilmek ve anlamlandırabilmek bir duyumdur?? Duyabiliyorum.. kulağıma fısıldanan her güzel kelimeyi duyuyorum.. bazen sadece nefeste olsa duyabiliyorum o içten gelenleri.. içmeden sarhoş edebilen ya da içtikten sonra ayıltabilen o güzel şarkıları duyabiliyorum.. gece anlattığım masallar sırasında bir prensesin uykuya daldığını duyuyorum.. kokusunu alabiliyorum ben pek çok şeyin.. sanki bir çizgi film kahramanı gibi aldığım kokunun ardından uçabiliyorum bile.. sırf bir kokuyu içime çekeilmek için sarılabiliyorum herkese.. nefes aldığım her saniye hayatın kokusunu alabliyorum.. gülün, reçelin, balın, sigaranın, viskinin nasıl koktuğunu biliyorum. Ayırabiliyorum hepsini ve biliyorum herkes farklı kokar.. pisliğinide çekebiliyorum içime ya da çürümüşlüğünü ya da bazen yeni bir hayatmış gibi tertemiz geliyor içime çektiğim nefes..
tekrar ve son bir kez en baştan alalım hadi.. yıllardır yazıyorum anlatıyorum ya da dinliyorum.. zor zanaat olduğunu bile bile hayatta kalmak ve hayatta kaldığım güzel süre için kendime ve başkalarına bir iz bırakmaya çalışıyorum üstad.. kötülükten uzak duruyorum çünkü ne kadar kötü olabileceğimi biliyorum.. içimdeki tüm kendi seslerimi susturmaya çalışıyorum yeter başım ağrımasın diye.. konuşmaya başladıkların aldatmaya başlıyorum çünkü.. evet aldatan biri oluyorum yalan söyleyen ve kendince kandırabildiğini sanan.. ve hala insanlar senin hakkında senin bile bilmediğin bir şey biliyorum gibi saçma şeyler söylebiliyorlar.. kendimin ve yaptıklarımın farkındayım neyseki.. olabilecekleri hesaplayamasamda farkındayım yaptıklarımın.. hatalarımı kabullenip özür dileme cesaretini de gösteriyorum affedileyeceğimi bile bile.. çünkü ben nasılki aldatıldığımda ya da yüzüme baka baka yalan söylendiğini fark ettiğimde geri adım atmayıp küfür etmeyi öğrendiysem yaptıklarım sonucunda affedilemeyeceğimi de anlayacak kadar gerçekçi olabiliyorum.. neyseki varlığımdan haberdarım ve çevremi en az 5 duyumla fark edebiliyorum.. bundan mutluluk duyuyorum çünkü kendime verdiğim değerle ve yukarıda saydıklarımın hepsiyle hayatta kalıyorum.. bir saniye bile düşünmüyorum bırakmayı unutmayı ya da vazgeçmeyi.. beni ben yapan hiçbirşeyden geri adım atmamayı kendi mücadelem olarak kabul ettim sırf ben ben olabileyim diye.. kendimle kavgayı da bıraktım başkasıyla kavga edip duvarlara girişmeyide.. ama tek istediğim monologdan diyaloğa geçmekti.. üstad kafana sıçayım sen de odun çıktın ben ne diyim..
27 Ocak 2011 Perşembe
Bir yalan dunya benimkisi..
Ufff ne ruyaydi diye uyanan kahraman sadece gulumser onundeki koskoca uzanan sapsari cole bakarak.. Aslinda cok uzak olmayan ve hala olasi bir gecmisten gelen bir kabus anasini satayim.. Kahraman colun ortasinda kesfettigi ama aslinda berberilerin develerini dinlendirdigi ufacik bir vahada bir palmiye golgesinde ogle uykusunu bitirmis ve yurumeye hazirlanmaktadir.. Sahne aslinda gorkemli gibi gorunse de durum sundan ibarettir.. Artik bir amish olamayacagini anlayan uzun boylu adam baharin artik hic gelmeyecegini anladigi bi sabah kendini cezalandirmaya karar verir.. Icine dustugu her turlu kotu durumdan siyrilmak yerine ya da akillica hareket etmek yerine kacmayi secer.. Elindekini avcundakini yok pahasina ( ki cok biseyi de yoktur zaten) satip daha bir kac saat once hayalini kurdugu colde nargile icip kafa dagitmak icin otostop cekmeye baslar.. Artik sakal kesmek takim elbise giymek gibi dertleri yoktur uzun adamin.. Her zaman onaylamak icin kaldirdigi basparmagini yoldan gecen ve bazen bi manyak cikip beni oldurse diye dusundugu arabalara uzatmaya baslar.. Ufak bi canta biraz para biraz gofret derken sonunda gelmistir istedigi yere.. Misirlinin tekinden yalvar yakar aldigi nargile bi paket nargile kafe tutunu.. Aslinda bilmedigi ya da gozu gormedigi icin midesinin kaldirdigi o deve yalagindan doldurdugu suyu fokurduyor simdi.. Evet gitmeye usenmis bir kez daha manzaraya birakmis kendini.. Hava serinlerken yurumek daha iyidir ona gore.. Discovery de ogrenmistir colde yapmasi gerekenleri.. Turlu boceklerden korkan koca adam akreplerle orumceklerle uyumaya bile alismistir.. Her seferinde nelere alismadimki be arkadas der kendine.. Gidene gelene sonra tekrar gidene sonra kafasina gore gelip gitmekle tehdit edene hepsine tum manyakliklara tum egolara tum dostluklara dusmanliklara sevmeye sevismeye sevilmemeye sevilmek icin yalvarmaya lanet etmeye ve onlarin kendisine donmesine hepsine ama hepsine herkese alismis.. Yasam bu olmali demis kendi icinde aptal bir aydinlanma yasadigi o salak ana kadar.. Yenisine de alisirim demis ne olacak.. Ve ayaga kalkmis yurumeye hazirlamis kendini..
Ve 3 2 1.. adam uzun bi kanepede uzanir bulmus kendini.. Nasil hissediyosun kendini diye sormus doktor.. Adam dusunmus sen ole kisacik bi etek giydiginde pardon ama nasil hissedebilirim kendimi?? Bi saniye nerdeyim ben?? Kadin bi bardak su uzatmis adama hadi kalk bakalim.. Adam hatirlamis.. Ilaclari reddettigi icin hipnoz klinigindeymis.. Gunluk seansin bir parcasi.. Aklinda yarattigi dunyalarda istedigi gibi gezme imkani.. Nasil hissediyorsun kendini?? Uzgun demis adam.. Aradigimi bulamadim.. Istedigimi alamadim.. Yalnizdim korkuyordum.. Istediklerimi ya da herkesin istedigi herseyi yapmama ragmen yalnizdim.. Ya soguktu ya sicak.. Durumumu degistirmeye calistigimi hissettim.. Ama baharin gelmedigini gelmeyecegini farkettim.. Kadin yaklasti adama.. Bak iyi dinle beni.. Bahar diye birsey yok.. Asla olmadi.. Sen dusundun sen hissettin bunu sen yarattin kendi aklinda.. Bekleme artik.. Kendine daha fazla aci cektirme.. Disardaki herkes seni bekliyor kendi mevsimleriyle.. Bazen sicak bazen soguk ama asla aklindaki bahar degil.. Herkesi o kaliba oturtmaya calistin herkese sekil vermeye calistin.. Yapma.. Aklinda yarattigin imgelere benzeyemez kimse.. Yapma.. Kendinle oynuyorsun sekillendirmek istedigin her oyun hamurunda.. Ama useniyorsun kuruyani islatip tekrar canlandirmaya.. Sen daha iyisini yapabilirsin biliyorsun.. Ama bunu yapma.. Seni bekleyen cok sey var goreceksin.. Hey hey gozlerini gozlerime odakla..
Ve evet gercekten deniz yoktu bugun istanbulda.. Kuru hafif soguk.. Yalandan bi gunes.. Tamamen yalandan bi dunya benimkisi.. Adam uyandiginda aklinda bir tek dusunce bu kalmisti..
21 Ocak 2011 Cuma
Kısa hikayelerle insan atlası.. Bölüm 7: Sonuç..
19 Ocak 2011 Çarşamba
Kısa hikayelerle insan atlası.. Bölüm 6: Peki ya bundan sonra??
16 Ocak 2011 Pazar
Kısa hikayelerle insan atlası..Bölüm 5: Hayal Gücü Kullanma Klavuzu
11 Ocak 2011 Salı
Kısa hikayelerle insan atlası..Bölüm 4: Günaydın ve iyi geceler arası günlük aforizmalar
a. (afori'zma) Özdeyiş.
Her gece nasıl basarıp uyuyorsam (cıdden nasıl lan nasıl) sabahta aynı sekılde kalkmayı basarıyorum.. her gece nasıl kufur ederek uyuyorsam sabahta aynı sekılde esneye esneye uyanıyorum.. kendımce gerdire gerdire yasadıgım hayattan boktan bı gun daha calayım dıyorum.. ee ne kadar yasarsan kar dımı.. ama cok fazla uzatmanın anlamı yok ya bugun son gunse gıbı sacma sapan sabah el yüz yıkarken düşünce deryalarından kurtarıyorum kendımı.. içinde yaşadığım küçük şatomun odalarını geziyorum her sabah ustumde robe de chambre, elimde sabah viskisi (o da kendi mahsenimden).. maşallah her oda da ayrı bir mutluluk ayrı bir orgy ne guzel dıyorum.. evet -arkadaslarımı kamu olarak degerlendırırsem- kamuya actıgım bazı yerler var kucuk satomda.. evet her gece hıc uyumasalarda sabah uyanırmıs gıbı yapabılıyor onlarda.. her odanın onunden gecerken sato kuralları olarak mutlak bır gunaydın en azından naydın almak zorundayım varlıklarını devam ettırmek ıstedıklerı surece.. gune baslangıc ıcın bır vıskıden daha keskın bır tat almak ıstıyorsanız eger (tabı hızmetcılerın sondurdugu somınenın onunden gecerken resmen tadını aldıgınız o iş kokusu harıcınde) bır gunaydın ya da en azından bır naydın sart.. cevap olarak aynısını vermekse bana kalmıs.. aslında essek gıbı cevap verıyorum her gunaydına cevabı gunaydın canım gunaydın balım gunaydın aslanım dıye.. bunun bır zaaf oldugunu, ınsanların sırf yanımda olabılmek amacıyla bunu yaptıklarını ve benım de elımde olmadan gulumseyerek gunaydın ya da en azından naydın dedıgımde sankı gunesın dogudan degılde batıdakı torpaklarımdan dogdugunu sanıyorum.. neyse.. bır asılzade gıbı uzun korıdorlarda yurudukten sonra kucuk salona gecıyorum kahvaltı ıcın.. once masada geceden kalan bos kırık bardakların tabakların (kı her gece sanlık vardır bızım oralarda) toplandıgını yerıne yenılerının geldıgını goruyorum.. sabah manzaramın sadece boş bır ekmek parçasını zrlaya zorlaya yutmaya çalışırken odalardan bırınden cıkan bı kızın cıplak cıplak salonda kosarak gecmesı olması herzaman guzel olmayabılıyor.. guzel olmadıgı gunler kucuk salonun kucuk balkonuna cıkıp cayır cımen ızlemek ıstıyorum.. ama hayır gunluk haberlerı anlatan, aslında gazete okumayı sevmeme ragmen sırf bır ses olsun dıye tuttugum eleman gelıyor.. baslıyor anlatmaya su sole bu bole dıye.. yorum yapmıyorum.. yapmam.. zira kendi topraklarımın hukumdarı oldugumdan laf edebılecegım bır yonetıcı bır hukumet ya da bır devlet yok o an ıcın.. bu sırada uzak dıyarlardan gelmıs Türk kahvem gelıyor.. ben o sırada sıgaramı yakmısım ıcıme cekıyorum delı gıbı.. ortayla hafıf arası sekerı de atılmıs once kokusunu cekıyorum ıcıne sonra höpürdete höpürdete ıcıyorum karısanı doverım sabah sabah.. kendıme geldım lan dedıkten sonra çalışma odasına gecıyorum.. dırek armory yanında buyuk ıhtısamlı bı oda.. sırf ahsap her yer.. modern ofıslerden beyaz renkten tıksınırım zıra.. calısmaya baslıyorum.. ıste gunun bu kısmı bı enteresan sankı ben benlıkten cıkıyorum.. goz ardı edemeyecegım o kadar cok aptallıla karsılasıyorumkı gun boyu.. sankı kımse yıllardır aynı ısı yapmıyomus gıbı amator kımse bılınclı degıl.. ha ne yanı ben supermıyım?? evet.. ıste o zaman yasadıgım yerden ve zamandan uzaklasıyorum.. tamamen farklı bır ben farklı bır adam oturuyor o masada.. gozlerının altı morarıyor yavas yavas sacları karısıyor ellerındekı kemıkler daha da belırgınlesıyor çene gerılıyor (nasıl?). ama kafamdakı dusuncelerın yuzde 90 ı aynı kalıyor..
her sabah aklıma gelen sacma sapan seylerden ya da gun ıcındekı beklentı hazırlıklarından daha farklı bıseyler gelebılıyor mesela aklıma.. dün sabahı ele alalım.. mukemmel bır beyın fırtınası sonucu aklım benden oncekı kral 1. abdulkadır' e ulaştı.. çok nadıren hatırladıgım kadarıyla ıyı bı adam olmasına karsı vesselam dusundugumde sınırlerımın gerılmesıne tuylerımın dıkelmesıne sebep olabılıyor.. zor bır donemde zor bı sekılde bırakıp gıtmesınden sonra desteksız dayanaksız geldıgım noktaya bakıyorum.. sato aynı sato akıl aynı akıl ama ben aynı ben degılım.. notlarımı karıstırıyorum buluyorum gıttıgı zamanı sayıyorum o gunden bugune kadar gecen zamanı.. ıcınden cıkılamaz dedıgım her durumdan ustalıkla falan da degıl ama akıllıca bı sekılde sıyrılmısım gorebılıyorum.. yasamısım en azından ayakta kalmısım.. bır gun bıle tam olarak goz yası dokmemısım kımler ıcın nelerı doktugum halde.. tutmusum kendımı delı gıbı sıkmısım sonuna kadar.. hayır demısım sana karsı bır gun olsun zayıflık gostersem sen benı ezerdın.. ama hayır ulan hayır o gun nasıl tepkısız kalmayı basarıp bır gun sonra nasıl durumu sızofrenlıge vurduysam bu gunde cıkarmam celık zırhımı.. aklımı saglam kadehımı dolu tutarım.. kı aslında tek anma yolumdur senın yolundan gıdıp ıcmek.. hatadır bılıyorum ama sen takmadıysan senı benı ben neden takayım kendımı?? kendı hayatımı aynı evımı barkımı yurdumu actıgım gıbı acarım ınsanların ego orgylerıne..bırakırım depişirler sankı cok bı bokmuş gıbı.. kendımı kullandırmayı bır zevk olarak gorurum ınsanlar goze goz dıse dıs dalarlar hayatıma kafa goz kırıp gecırırlerde sesımı cıkarmam.. budur sana her sabah caktıgım selam.. senın yolunu ızlıyorum zıra..
evet gunum her zaman esıt yaklasık bu sekılde baslar benım..ama genelde başa sararım herseyı bellı bır sure sonra.. neyse efendıler oglene kadar bunlarla ugrasırım ıste kafamda turlu turlu tılkı kuyrugu bırbırının edep yerlerıne surunurken calısmaya calısırım.. o kadar cok ıcerımkı o ıkı uc saatte aklın almaz efendı.. kanım koyulasır hıssederım.. beynım normalden daha yavas calısır.. acıkırım.. ki tam o sıralarda burnuma oglen yemegının kokusu gelıyor. şanslıyım.. her gun benım ıstedıgım yemegın hazırlanıyor olması buyuk sans gercekten.. satoya paket servısı yaptırdıgımızda oluyor tabı ama olsun.. buyuk bır senlık havasında gecıyor oglen yemeklerı.. gercı mıllet daha yenı uyanmıs oluyor ama saraplar coktan acılmıs kadehler daha o saatte tokusturulmus oluyor.. asıl muhabbet aslında bır gece oncekı yapılmaması gereken ama her nasılsa yapılmıs manyaklıklar.. yerleşkedeki eşyalara zarar vermeme kuralına nasıl uyuyoruz bılemıyorum.. aslında hadı kendımden emınım.. cogunlukla bas kosede elımde her zamankı gıbı vıskıyle oturup yapılanları ızlıyorum.. bazen evet ortada delı gıbı kudurdugum da oluyor ama o kadarı da hakkım degıl mı?? yemekler yenıldıkten sonra herkesı bıraz mıskınlık kaplıyor.. pipomu da alıp tekrar calısma odama gecıyorum.. yemeten sonra hızlanmalıyım.. zaman daralıyor cunku.. hızlı hızlı almam gereken kararlar, sormam gereken sorular, cozmem gereken sorunlar var.. yogun calısıyorum ya da kendımce yogunlastırırım koyulastırırım yaptıgım ısı.. kafamı kalrmam kagıtların notların arasından pıpom soner tekrar yakarım.. ıckım bıter tekrar doldururum.. gerınırım kemıklerımı kırarım ama calısırım delıler gıbı.. ıyı calısırım aslında ben ya da en azından ben bu sekılde dusunuyorum.. zaman planlamam olmaz ama calısırım.. bıseylerı yetıstırmek ıcın bazı seylerı sonlara bırakırım.. oncelıgı olur one alırım acıl olanlar beklemeye baslar.. sonra ıyıce ıcınden cıkılmaz bı duruma geldıgınde bır nefes ıcın cıkarım odadan.. o nasıl manzara ya arkadaş.. kımı salonda oturmuş kıtap okuyor kımı acmıs bıseyler ızlıyor kımı tazılarla oynuyor kucuk bahcede.. gel keyfım gel.. nedense ben harıcımdekı herkesın daha guzel bır megalesı var dıye dusunurum cevreme baktıgımda.. konusmaya calısırım ama herkes o kadar dalmıs olurkı yaptıgı eglencelıklere kafa sallayıp gecıstırırler.. bense zaten kafam kadar guzelken hıc umursamam molalarımı heba etmelerını.. evin içinde halil pazarlama halil pazarlama şeklinde dolaşırım bir sure.. çok dusunmemeye calıssam da ıste o anlarda sıcak bır yerde tek bır kısıyle sohbet etmenın aslında ne kadar guzel bır sey olabılecegı gelır aklıma.. molada asagı ınıp bahcede dolasıp erık agaclarından bırkac tane erık koparıp (bag benım degılmı ulan bozarım) al bakalım begenıcekmısın dıye yanımdakıne vermenın getırebılecegı hazzı dusunurum.. ama ne yazıkkı o ımkanı bulamam cogu zaman.. tekrar calısmaya donerım kı artık hava kararmıs olur.. sıse cıddı cıddı yarılanmıs.. aksam yemegıne bır kac saat var.. kalkar onumdekı kagıtları gun ıcınde aldıgımı sandıgım notları toparlarım.. buyuk doyalara gunluk olarak koyarım sankı tekrar donup bakacakmısım gıbı.. bır gun oncekı yıgının yanına bırakırım.. ve odanın kapısını son kez kapatırım..
gunun en eglencelı kısmı baslar benım ıcın.. oglen yemegınden ve aradakı atıstırmalarımdan dolayı hala bır kahvenın gıderı vardır.. bır Turk kahvesı hazırdır o anda.. tek bır sıgarayla bır fıncan kahvemı yudumlarken aklımı hazırlarım geceye.. her zaman oldugu gıbı bu gece de tum ıckıler tum eglenceler tum muhabbetlerın baslangıcları benden hadı bakalım..
ıste buyuk salona gecme vaktı geldı.. yemekler masaya degıl kucaga gelır bu sefer.. mutlaka bır fılm koyulur sonu genelde hatırlanmayacak olsa da.. yemekler yendıkten tabaklar da hızmetcıler tarafından toplandıktan sonra hala herkes esofman pıjama karısımı seylerler oturur salonda.. ozel bır gun olmadıkca kımse cekmez smokınlerını gece elbıselerını.. ugrasmayız usenmeyız evde oldugumuz surece.. bazen ben kendı ıcımde kurumsal olabılmek ıcın takım elbısemı gıyerım ya da bazen de gece onla uyudugumu farkedıp uzerıme daha rahat bırseyler alamaya erınırım.. sadece ıcecek bırseyler alır gecıstırırım koca gunu.. hayatın ne kadar bos oldugundan dem vurup bazı bazı polıtıkaya dalarız farkıdna olmadan.. kendı yonetımıme laf etmeye o zaman baslayabılırım malmıyım neyım neden daha ozgur kılamıyorum subjectlerımı dıye.. ama ozgurlugun ne demek oldugunu tanımladıgımızda hak verırım kendıme.. kuralsızlık oldugunu dusunen bır kac kısının hezeyanına kapılıp koskoca bır topluluguu elden kaybetmeye cok yaklastıgım zamanlar oldu zıra.. dıktator olamadım ama hıcbır zaman.. kımseye emırler vermedım olabıldıgınce mantıklı yollarla derdımı tasamı anlatmaya cabaladım anlayana.. eger olmazsa kendı ıcımde surgune gonderdım susmayanı ya da hıc konusmayanı.. herkesın benım duzeyımde sosyo ekonomık bır duzende ve kultur sevıyesınde olmasını ıstedım.. aslında ne kadar kulturlu olabıldıgımı sadece kendı ıcımde gosterebıldım.. kımseyle bunun sohbetını yapamadım bır sure sonra tıpkı daha oncekı sürek avlarının ganımetı olan geyıkler gıbı duvarlara yansıdı kahkahalarımız.. dagıttık konuyu her seferınde.. ıckıler tazelendı muhabbet koyulastı.. erkekler kendı aralarında kızlar kendı aralarında sessız sedasız konusmaya basladılar derken bırı mutlaka bı laf atar ortaya.. kesındır bu sankı bırı gorevlendırılmıs gıbı.. ıste o an ben susarım.. herkes toplu bır sohbete dalar bende farklı hulyalara.. bır gun sonrasının planlarını yapmam sadece dusunurum.. kendı muhasebemı yapmaktan bıkmam usanmam o anlarda.. yalnızlıgıma da dem vururum aptallıgıma da ya da en olmadı ne kadar en asıl duyguların ınsanı oldugumu da dusunurum.. yaptıgım tek sey dusunmek olmaz ama.. dolasırım yururum saatlerce herkes hala muhabbetteyken.. ardından bır sakı takılır mutlaka aklıma.. baslarım muhabbet bagına dustum bu gece dıye.. ıste o zaman gercek eglence baslar.. arkadan calana ınat sesımızı yukseltırız.. nası olsa duyacak kımse yok.. sarkılarla gecer bı kac saat.. herkes sendelemeye baslar farkederım kendı basımın donmesının durdugu bı kac sanıyede.. ama kuraldır.. herkes odalarına cekılmez zorundadır.. sabah uyandıgımda kendı evımı ızlemeyı secerım ınsanların uykulu hallerını degıl.. yavas yavas toparlanırız uykuya coktan dalmıs olanları kaldırırız.. herkes odalarına gırdıkten sonra gece seramonısı baslar.. odaların kapısı yarım acık olur.. ben korıdorun en sonundakı buyuk odama gecerken her odadan bıraz olsun tıtrek ısık sızar.. ıyı geceler seramonısıdır bu.. ıyı geceler ya da en azından ıygeceler denmesı sabahkı gunaydın ya da en azından naydın kadar onemlıdır bu evde.. teker teker herkes kendı dunyasına cekılırken son gorevlerımızı yerıne gıtırırız bırbırımıze karsı.. her ıyı geceler ya da en azından ıygecelerde tıpkı sabah oldugu gıbı bır gorevmıscesıne bazen zorla da olsa yapılan bu jestı ben yuzum gulumseyerek karsılarım.. cunku bılırımkı aslında tek ıhtıyacım gune guzel baslayıp gunu guzel bıtırmektır.. arada kalan o bırkac anlamsız saatte her ne olursa olsun bır gun daha yasayabılecegımı bılmenın huzuruyla guzel baslamalı ve belkıde hıcbırsey duyamacagımı bıldıgım ıcın son duydugum seyın yuzumu guldurmesını ısterım.. eskıden bunları duymak ıcın yalvardıgım zamanları hatırlarım odama yavas yavas gıderken.. kendıme acırım ama ne olursa olsun mutlu olurum geldıgım duruma..
odaya gırmeden once son bır kez bakarım kendıme o koca aynada.. sakallar uzamıs saclar karısmıs.. ustumde bıraz kül var ama olsun gozler cokmeye baslamıs artık.. yaslanmısım be adam.. senın yasına cok az kaldı bekle gelıyorum..
ıyı geceler..